"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/96 E., 2024/558 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bitlis 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/317 E., 2019/147 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Bitlis ili, Merkez ilçesi, ... köyünde kain, batısında ...'e ait 788 ada 3 parsel, kuzey ve güneyinde Hazine arazileri bulunan yaklaşık 15.000 m2 yüz ölçümlü tapusuz taşınmazın 1950 yılından beri malik sıfatıyla nizasız ve aralıksız olarak babası tarafından imar ihya edildiğini, tarımsal amaçlı kullanıldığını, babasının ölümünden sonra 25 yıldan fazla da kendisinin kullandığını ileri sürerek kendi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kadastro öncesi nedene dayanması sebebiyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığını, kültür arazisi hâline getirilmediğini, davacı lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesindeki şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1955 yılındaki kadastro çalışması sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan dava konusu taşınmazın 21.07.2017 tarihinde imar planı içine alınmadan önce, davacı tarafından taşlardan temizlenmek ve sürülüp ekilmek suretiyle 1984 yılından evvel imar- ihya edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 23.05.2018 havale tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen (A) harfli 7.606,38 m2 yüz ölçümlü taşınmazın tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını, dava konusu taşınmazın imar ihyasının tamamlanmadığını, taşınmazın yoğun emek ve sermaye harcanarak kültür arazisi hâline getirilmediğini, imar-ihyanın tamamlandığı tarihin somut olarak belirlenmediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.
B. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1., 370 ve 371. maddeleri.
2.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri.
3.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi.
4.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a. maddesi.
3. Değerlendirme
Dosya kapsamından; fen bilirkişisinin 23.05.2018 havale tarihli raporuna göre dava konusu 7.606,38 m2 yüzölçümlü tapusuz taşınmazın 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında mer'i mevzuat hükümleri uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan taşlık arazi olarak tespit harici bırakıldığı, batısı, güneyi ve doğusu Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici taşlık araziyle, kuzeyi ise içerisinden yeni çevreyolu yapılmakta olan eski 788 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile çevrili olduğu, Bitlis Belediye Başkanlığının 25.05.2018 ve 16.11.2018 tarihli cevabi yazılarında dava konusu edilen taşınmazın 21.07.2017 tarihinden itibaren imar planı sınırları içine dahil edildiği, imar planında konut, ticaret alanı ve imar yolu olarak yer aldığının belirtildiği, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi sonrasında dava konusu taşınmazın 3. kişilere devrinin engellenmesi amacıyla davacı tarafından ihtiyati tedbir uygulanması talebi üzerine fen bilirkişisinden alınan 14.05.2024 tarihli ek rapora göre dava konusu (A) harfli 7.606,38 m2'lik taşınmazın bulunduğu arazinin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca 15.03.2024 tarihli ve 1800 yevmiye sayılı işlemle 4 parçaya bölündüğü, dava konusu taşınmazın fen ek raporunda (A1) rumuzlu 1.847,584 m2'sinin karayolu kamulaştırma sınırı ve imar planında yol olarak bırakılan alanda kaldığı, (A2) rumuzlu 72,038 m2'sinin Bitlis Belediyesi adına ihdasen tescil edilen 1168 ada 12 parsel sayılı taşınmaz dahilinde kaldığı ve karayolu kamulaştırma sınırına denk geldiği, (A3) rumuzlu 100,151 m2'lik kısmının Bitlis Belediyesi adına ihdasen tescil edilen 1168 ada 13 parsel sayılı taşınmaz dahilinde kaldığı, (A4) rumuzlu 5.586,447 m2'sinin Hazine adına ihdasen tescil edilen 1528 ada 1 parsel dahilinde kaldığı belirtilmiş olup UYAP TAKBİS üzerinde haricen yapılan araştırmada ise istinaf incelemesi aşamasında, 1168 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 09.03.2022 tarih ve 1205 yevmiye sayılı tescil edilmeyen taşınmazın yeniden tescili işlemiyle yol vasfıyla Karayolları Genel Müdürlüğü adına, 1168 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 09.03.2022 tarih ve 1205 yevmiye sayılı tescil edilmeyen taşınmazın yeniden tescili işlemiyle ham toprak vasfıyla Hazine adına, 1528 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da öncesinde 15.02.2024 tarih ve 1800 yevmiye sayılı işlemiyle Hazine adına 1168 ada 15 parsel numarasıyla ihdasen tescil edildiği, sonrasında 15.03.2024 tarih ve 1800 yevmiye sayılı imar işlemiyle arsa vasfıyla Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri, 2 kişilik ziraat mühendisi heyetinin 04.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda yörede münavebeli olarak yonca, buğday, ayçiçeği, karpuz tarımı yapıldığından münavebeye esas 2018 yılı birim fiyatları üzerinden gelirlerin kapitalizasyonu kriterine göre 37.748,58 TL olarak belirlenmiştir. Ancak 16.05.2018 tarihli keşifte hazır bulunan jeoloji mühendisinin 0.06.2018 havale tarihli bilirkişi raporu ve ekinde yer alan fotoğraflarda taşınmazın kuzey bitişiğinde yol olduğunun anlaşılması, keşfe katılan fen bilirkişisinin 23.05.2018 havale tarihli raporu ve krokisinde dava konusu taşınmazın kuzeyinde yeni yapılan çevreyolu bulunduğunun belirtilmesi karşısında, taşınmazın dava tarihindeki değerinin bulunduğu konum, emsallerinin üstün ve eksik yönleri belirlenip karşılaştırma yapılarak zeminine, taşınmazın konumuna, yüzölçümüne, şehir merkezine, ulaşım yollarına, yapılaşma alanlarına olan uzaklığı ve tarafların göstereceği somut emsaller de değerlendirilerek içerisinde gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişinin de bulunduğu 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması, taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirtilen esaslara göre yeniden saptanması, emsalin zorunluluk olmadıkça yakın ve benzer bölge ve yüzölçümlü olması, bu konuda taraflara emsal gösterme olanağının tanınması; bu yönden Mahkemece de re'sen araştırma yapılması, bilirkişi kurullarının açıklanan hususları irdelemeye, saptamaya ve değerlendirmeye yetkin, sıfat ve yeteneğe sahip uzman bilirkişilerden oluşturulması kaçınılmazdır.
Bilindiği üzere, dava konusu taşınmazla ilgili verilecek nihai kararın istinaf ve temyiz yollarına tabi olup olmayacağı hususunun dava değerine göre belirleneceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, içerisinde gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunacağı konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyeti ile mahallinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın dava tarihi itibariyle konumu, yüzölçümü, şehir merkezine, yapılaşma alanlarına olan uzaklığı ve tarafların göstereceği somut emsaller de değerlendirilerek konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması, uzman bilirkişi heyeti tarafından dava tarihindeki rayiçe göre dava değeri belirlendikten sonra istinaf ve temyiz yolu miktar sınırları göz önünde tutularak toplanmış ve toplanacak tüm deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13/j maddesi gereğince temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.