Logo

1. Hukuk Dairesi2024/26 E. 2024/3528 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaz üzerindeki yapının akıbetinin ne olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı hususunda daha önce kesinleşmiş karar bulunması ve elatmanın önlenmesi davalarında taşınmazı haksız kullanan ile başkasına kullandıranın birlikte sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davalıların sorumluluğuna hükmeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1256 E., 2023/1188 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samandağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/694 E., 2019/154 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; dava konusu 1288 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile terkinine, davalının elatmasının önlenmesine ve dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının kal’ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davanın, tapuya güven ve Anayasa’da düzenlenen mülkiyetin korunması ilkelerine aykırı olduğunu, on yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., yargılama sırasındaki beyanında, 1990 yılından beri davalı Belediyeye ecrimisil bedeli ödediğini, yapı kayıt belgesi aldığını, taşınmaz üzerindeki yapının usul ve yasaya uygun olarak inşa edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ, BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile 1288 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine, kıyı kenar çizgisi içinde yer alan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5 m²’lik alana davalının müdahalesinin men’ine, yapının kal’ine dair verilen karara karşı davalı ... vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, 1288 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kamunun istifadesine açık kıyı olarak terkinine, elatma olmadığı gibi davalı aleyhine kesinleşmiş mahkeme kararı da bulunmadığı gerekçesiyle men’i müdahale ve kal isteğinin reddine karar verilmiş, kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.11.2020 tarihli ve 2020/4158 Esas, 2020/7535 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler incelendiğinde, 18.02.2019 havale tarihli fen bilirkişi krokisinde, dava konusu 1288 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan yapının (A) harfi ile gösterilen 5 m²’lik bölümünün dava konusu parsel içinde kaldığı, 21.02.2019 havale tarihli inşaat, ziraat ve jeoloji mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından sunulan ek raporda da müdahalesi bulunan yapının dava konusu 1288 parsel üzerinde kalan kısmının yıkılması halinde bina bütünlüğü bozulacağından binanın tamamının yıkılması gerektiğinin belirtildiği, ancak parselin kuzeyinde bulunan ve dava konusu parsele müdahalesi gösterilen söz konusu yapının kime ait olduğu konusunda herhangi bir araştırma yapılmadığı, bu hususun taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı konusunda tereddüte düşülmesine sebebiyet verdiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığına dair önceki kararın onanması ile birlikte kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının kullananı dahili davalı ... yönünden elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulü ile 5 m²’lik kısmın kâl’ine, diğer davalı ... Başkanlığının el atması olmadığından men’i müdahale isteğinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 30.03.2023 tarihli ve 2022/5191 Esas, 2023/1933 Karar sayılı kararı ile; elatmanın önlenmesi davalarında, bir taşınmazı haksız olarak kullanan ile başkasına kullandıran kişinin birlikte sorumlu tutulacağı, dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğu, davalı ... tarafından dava konusu taşınmaz üzerine konutun inşa edildiği, davalı ...'in diğer davalı ...'na ait taşınmaz üzerine yapıyı inşa ettiği, davalı Belediyeye ecrimisil bedeli ödediği, yapı kayıt belgesi aldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, elatmanın önlenmesi talebi yönünden davalı ...'nın da sorumlu tutulması gerekirken, sadece dava konusu taşınmaz üzerine yapıyı inşa eden davalı ...'nın sorumlu tutulmasının doğru olmadığına değinilerek elatmanın önlenmesi talebi yönünden dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıyı inşa eden ve kullanan davalı ... ile birlikte yapıyı kullandıran davalı ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2023 tarihli ve 2023/1256 Esas, 2023/1188 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...'in davaya sonradan dahil edildiğini ve adil yargılanma hakkından mahrum kaldığını, yapının kaçak olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43 üncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 9 uncu maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 715 inci, 999 uncu maddeleri, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi gereğince davalılar tarafından yatırılan temyiz harçlarının istek hâlinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.