"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/34 E., 2022/131 K.
HÜKÜM : Asıl dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına - Kabul / Birleştirilen dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına
Taraflar arasında görülen asıl davada müdahalenin men'i ve kal ile birleştirilen davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkin verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve kabulüne - birleştirilen dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl davada davalılar - birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı; İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, ... Mahallesinde kain 908 ada 16 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan binaların bir kısmının davalılar tarafından ikamet amaçlı kullanıldığını, davalıların fuzuli şagil durumda bulunduklarını ileri sürerek davalıların müdahalesinin men'i ile muhdesatın tahliyesiyle kal'e karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacılar vekili; davaya konu arsanın davacıların murisi evveli ... oğlu ... tarafından satın aldıktan sonra 1940 yılından evvel mandıra yapılarak kullanıldığını, 1955 yılında kadastro geçmesi ile bu parselin oluştuğunu, malikin 1969 yılında ölümü ile buranın davacıların da babası ... ...'ın da aralarında bulunduğu 6 çocuğa kaldığını, Hazinenin açtığı davanın reddine karar verildiğini, daha sonra ortaklığın giderilmesine ilişkin açılan davada davacıların babası ...'in ihale sonucunda burayı alıp adına tescil ettirdiğini, ...'in ölümüne kadar kendisinin fiili olarak yeri bölüp bütün çocuklarına yer verip ev yapmalarını sağladığını, davacıların 1988 yılında babalarının gösterdiği yere evlerinin yapımına başladıklarını ve ev yapıp burada ikamet ettiklerini, halen ikamete devam ettiklerini, Muris ...'in Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/22 D.İş. sayılı dosyasında kullanım durumu ile ilgili tespit talep ettiğini, bilirkişiden rapor ve kroki alındığını, davalının 04.03.2004 tarihinde Sarıyer Vergi Dairesine vermiş olduğu dilekçesinde meskenlerden sadece bir tanesinin kendisine, diğerlerinin kardeşlerine ait olduğunu belirttiğini, dava konusu taşınmazın 07.03.1988 tarihinde muris ... ... tarafından davalıya satışının yapıldığını, satışın muvazaalı olup iptali gerektiğini ileri sürerek tapunun iptali ile müvekkillerinin miras hak ve hisselerinin adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl davada davalılar ..., ..., ... vekili; yargı yolu itirazında bulunmuş ve dava konusu taşınmaz üzerinde başkaca kişilere ait taşınmaz olduğunu, davanın onlara da yöneltilmesi gerektiği ve buraya yönelik muhdesatın tespiti davasını açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiş, duruşmada yer alan beyanlarında davalı ...'ın kiracısı olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen davada davalı; zamanaşımı itirazında bulunmuş ve dava konusu taşınmazı satın aldıktan sonra kardeşleri olan davacıların geçmişte ekonomik durumlarının kötü olması nedeniyle kendi arsası üzerine kendi maddi katkılarıyla başlarını sokabilecekleri birer gecekondu yapabilmeleri için geçici olarak izin verdiğini belirterek kötüniyetle açılan davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, asıl dava yönünden yapılan değerlendirilmede; taşınmaz üzerinde bulunan davalıların fiilen kullandıkları binaların muris babalarının sağlığında onun muvafakati ile yapıldığı ve bugüne kadar davalılar tarafından kullanılarak davacının bu kullanıma muvafakat ettiği, tapu malikinin muvafakatini istediği zaman geri alabileceği, dava açılmakla davacının muvafakatini geri aldığı ve davalıların bu durumda kullanımlarının yasal dayanağı kalmadığından fuzuli şagil durumuna düştükleri, bu haliyle davacının müdahalenin men'ine ilişkin davasını ispat ettiği belirlenerek davalılar ..., ..., ... hakkında açılan müdahalenin men'i ve tahliyeye ilişkin davanın kabulü ile bilirkişi raporunun ekindeki krokide sarıya boyalı 70 m2'lik yerden davalı ...'ın, yeşile boyalı 90 m2 yerden davalı ..., turuncuya boyalı 122 m2, maviye boyalı 32 m2 ve mor'a boyalı 45 m2'lik olmak üzere toplam 199m2'lik yerden ise davalı ...'ın müdahalelerinin men'i ile buralardan bu davalıların tahliyesine karar verilmiş; davacının kal talebi yönünden ise binaların muris ...'in muvafakati ile davalılar tarafından yapıldığı ve bugüne kadar bu şekilde kullanıldığı, binaların yapımı ile ilgili davalıların yasal dayanağı bulunduğu, davacının kal talep edemeyeceği belirlenerek davacının kal'e ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalılar ... ve ...'ın davalı ...'in kiracısı oldukları, kiracı olan bu kişilerin yasal kira sözleşmesine dayanarak taşınmazları kullandıkları, kullanımlarının yasal dayanağı bulunduğu, davalılar hakkında davacının müdahalenin men'i ve kal'e ilişkin davayı açamayacağı belirlenerek davacının davalılar ... ve ...' a yönelik açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
Birleştirilen dava yönünden yapılan değerlendirilmede; dosyaya yansıyan tanık beyanlarına göre bu yerin ... tarafından ortaklığın giderilmesine ilişkin satın alınması sırasında ödenen paranın tamamının davacı ... tarafından ödendiği ve borcun bitimi ile birlikte ...'in parayı ödeyen oğlu ...'e bu yeri devrettiği, bu haliyle birleştirilen davada davacıların muvazaa iddiasını ispat edemedikleri belirlenerek birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asıl dava ve birleştirilen davada davalı vekili ile birleştirilen dava davacıları ve asıl dava davalıları ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 31.03.2014 tarihli ve 2013/19732 Esas, 2014/6778 Karar sayılı kararında; tüm dosya içeriği ile kayıt maliki asıl davacı ...'e yapılan temlikin gerçek satış olduğu, muvazaalı olmadığı ve bir kısım davalıların (birleştirilen davanın davacıları) davacıya ait çaplı taşınmaza bina yapmak suretiyle müdahaleleri saptanarak bu kişiler yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, birleştirilen tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların bu yöne değinen temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, tarafların sair temyiz itirazlarının değerlendirilmesinde ise Mahkemece, yıkım isteğinin reddedildiğini, birleştirilen davanın davacılarına ait binaların asıl davacı (birleştirilen davalı) parselinde kaldığı, bu kişiler tarafından temliken tescil istemiyle açılmış herhangi bir dava da bulunmadığı, bu durumda asıl davacının mülkiyet hakkına değer verilerek yıkım isteğinin de kabulü gerekirken reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu; yine, birleştirilen tapu iptal ve tescil davasında ise davanın aynı hukuki sebepten doğduğu ve ...'in tek bir vekil ile temsil edildiği gözetilerek birleştirilen davada davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacılardan her biri aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu belirlenerek karar bozulmuş; bozma kararına karşı bu kez birleştirilen dava davacıları ile asıl dava davalıları ..., ..., ... vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş Dairenin 19.03.2015 tarihli ve 2014/18680 Esas, 2015/3838 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme isteği reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararından sonra birleştirilen dava davacıları tarafından asıl dava davacısına karşı temliken tescil davası açıldığı, açtıkları davanın reddedildiği ve kararın İstinaf ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu haliyle asıl davada davacının kal talebinin haklı olduğu belirlenerek asıl dava bakımından; davalılar ... ve ... hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının davalılar ..., ..., ... hakkında açmış olduğu müdahalenin men'i ve tahliyeye ilişkin talepleri bakımından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,davacının davalılar ..., ..., ... hakkında açmış olduğu kal'e ilişkin talebinin kabulü ile bilirkişi raporunun ekindeki krokide sarıya boyalı 70m2’lik yerdeki binanın, yeşile boyalı 90m2’lik yerdeki binanın, turuncuya boyalı 122m2’lik yerdeki binanın ve maviye boyalı 32m2’lik yerdeki kapalı garajın yıkılmak suretiyle kal’ine, birleştirilen dava bakımından davacılar tarafından davalıya karşı açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar - birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalılar - birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davaya konu taşınmazların muris ...'in muvafakati ve davacının onayı ve beyanı ile davalılar tarafından yapıldığını, bugüne kadar bu şekilde kullanıldığını, malzeme sahibinin iyiniyetli olduğunu, bu taşınmaza bina yapılmasında ve sonrasında yer alan süreçte davacının da bu durumu kabul ettiği, yapıların kıymetinin taşınmazın değerinden fazla olduğu ve kal istemin kabulüne karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bununla birlikte özellikle birleştirilen dava açısından mükerrer vekalet ücreti hesaplamalarının da değerlendirilmesi gerektiğini, yine birleştirilen dava açısından mükerrer harç, masraflar ve vekalet ücreti hesaplamalarının da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, müdahalenin men'i ve kal; birleştirilen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun 683., 706. maddeleri,
Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, asıl davada davalılar - birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.06.2013 tarihli ve 2009/296 Esas, 2013/208 Karar sayılı kararında birleştirilen 2009/408 Esas, 2010/40 Karar sayılı dosyada açılan tapu iptali ve tescile ilişkin davanın reddine karar verilmiş eldeki davada ise birleştirilen dava için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Harçlar Kanunu gereğince davanın reddine karar verilmesi halinde dava değeriyle bağlı kalınmaksızın maktu harca hükmedilmesi gerekirken somut olayda dava değerine göre harca hükmedilmesi isabetsizdir.
Ne var ki anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davalılar - birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının birleştirilen davanın (2) numaralı bendinin tamamen çıkartılarak yerine “Alınması gerekli olan 80,70 TL ret harcının peşin alınan 8.651,20 TL'den mahsubu ile artan 8.570,05 TL'nin istek halinde davacılara iadesine, ” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi uyarınca dosyanın gönderildiği Mahkemece kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.