"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
...
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılara irsen intikal etmiş olan ...köyünde kain 112 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında hataen davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek adına tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konuda davacılar... ve ... tarafindan açılan davanın, Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/506 Esas, 2016/463 Karar sayılı kararıyla mirasbırakanın diğer mirasçılarının muvafakatının alınamaması sebebiyle reddedildiğini, dava konusu taşınmazın ... oğlu ...'a ait olduğunu ve taşınmazı köy camisine bağışladığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2017/153 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararıyla; davacıların dava konusu taşınmazda yirmi yılı aşkın süredir nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyetliklerinin bulunduğu, taşınmazın köye bağışlanmış olmasının da zilyetlikle iktisaba engel oluşturmadığı, taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 112 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına 1/7'şer miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanlarının iddialarını doğruladığını, davacıların zilyetliklerinin malik sıfatıyla olmadığını, camiye ait olduğu için yetişen otlar heba olacağı düşüncesiyle otlardan faydalandıklarını ve doğal olarak yetişen otu biçtiklerini, davalı Köy Tüzel Kişiliğinin bu kullanıma ses çıkarmadığını, davacıların üretime dönük çaba ve emeklerinin bulunmadığını, taşınmaz üzerindeki ağaçların da kendiliğinden yetişen ağaçlar olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2017/153 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.12.2020 tarihli ve 2020/619 Esas, 2020/625 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak belgesizden davalı adına tespit edildiği, kadastro tespitinin kesinleşmesi üzerine taşınmazın tapuya tescil edildiği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, taşınmazın davacı tarafın ve mirasbırakanlarının zilyetliğinde olduğunun dosya kapsamıyla sabit bulunduğu, davalı tarafça zilyetliğin fer'i olduğunun ispatlanamadığı, taşınmazın cami yapılmak üzere köye bağışlanmış olmasının tek başına zilyetlikle iktisaba engel oluşturmadığı, taşınmazdaki otun kesilerek kullanılmasının ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirildiği gerekçesiyle Rize 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/506 Esas, 2016/463 Karar sayılı dosyasında alınmış olan tanık beyanları da dikkate alınarak başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce, dava konusu taşınmazda yetişen otların biçilmesinin tek başına ekonomik yarar sağlayan zilyetlik koşulunu sağlamayacağından davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmış, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2023 tarihli ve 2023/74 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2023 tarihli ve 2023/74 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde lehe olan yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile bilirkişi raporlarının aleyhinde karar verilmesine rağmen bu aleyhe kararın hangi gerekçelerle ve hangi yasa maddesine dayanıldığının belirtilmediğini, bilirkişi raporlarında taşınmazın bir bütün olarak kullanıldığının tespit edildiğini, 2000 yılından evvelki durumun da hava fotoğrafları ile aydınlatıldığı ve taşınmazın bir bütün olarak imar ve ihya edildiğinin sübuta erdirildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2023 tarihli ve 2023/74 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... köyünde kain 112 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 16.10.2006 tarihinde davalı Köy Tüzel Kişiliği adına 1.926,08 m2 yüz ölçümüyle bahçe vasfıyla tespit edildiği, tespitin 23.01.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozma ilâmına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilâmına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına;
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
...
- KARŞI OY -
1. Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) taşınmazdaki otun kesilerek kullanılmasının ekonomik amaca uygun zilyetlik olduğu kabul edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Kararın temyizi üzerine Dairemizce dava konusu taşınmazda yetişen otların biçilmesini tek başına ekonomik amaçlı zilyetlik olmadığı belirtmek suretiyle anılan karar bozulmuştur. İDM tarafından Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da anılan karar onanmıştır.
3. Sayın Çoğunlukla aramızda oluşan uyuşmazlık, taşınmazın biçenek olarak kullanılmasının Kanun'un aradığı manada bir zilyetlik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4. Kural olarak sadece ot biçerek hayvanları beslemek şeklindeki zilyetliğin Kanun"un aradığı anlamda zilyetlik olmayacağı kabul edilebilirse de bölgenin geçim şeklinin hayvancılığa dayanması, iklimi ve coğrafi şartları sebebiyle taşınmaz üzerinde ot biçme şeklinde sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun Kanun'un aradığı anlamda zilyetlik olduğu, gerek Hukuk Genel Kurulu'nun gerekse de diğer Yargıtay dairelerinin çok eski içtihatlarından itibaren kabul ettiği bir husustur (bkz. HGK, 31/5/1978, E.1976/8-3492, K.19787398). Taşınmazın bulunduğu yerin de bu niteliği haiz Doğu Karadeniz Bölgesi olduğu anlaşılmaktadır.
5. Dolayısıyla sırf bu nedene dayanılarak dava konusu taşınmaz üzerinde geçerli zilyetliğin bulunmadığını değerlendirmenin yerinde olmadığı düşünülmektedir.
6. Açıklanan nedenlerle İDM kararının bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına iştirak edilememiştir.