Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2945 E. 2024/6055 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, hak düşürücü süre geçip geçmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1610 E., 2023/1174 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/78 E., 2023/146 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain 474 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 100 yıldır davacının dedesi ... ve ölümünden sonra davacının kullanımında olduğu hâlde, hatalı şekilde davalılara ait bir taşınmazın davacı adına, davacıya ait dava konusu taşınmazın da davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu 474 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... ve davalı ...'ye vesayeten ... vekili cevap dilekçelerinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın vergilerinin davalılar tarafından ödendiğini, davalılara ait olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.

2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın 13.02.1990 tarihli Çaplı Tasarruf Vesikası ile adlarına tescil edildiğini, sonrasında da 11.02.2019 tarihli tapu senediyle adlarına tescil edildiğini, tapulu taşınmazlarda zilyetlik yoluyla kazanım olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

3.Davalı ... ve ... davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 12.02.1990 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın evvelinde davacının dedesi tarafından, şimdi de davacı tarafından eklemeli olarak 100 yıldır kullanıldığını, hatalı kadastro tespiti sonucunda davalılara ait bir taşınmazın davacı adına, davacıya ait dava konusu taşınmazın da davalılar adına tespit ve tescil edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 474 ada 7 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 2357 parsel sayılı taşınmazın 1989 yılındaki tesis kadastrosu sırasında senetsizden tarla vasfıyla davalılar adına tespit edildiği, 1990 yılında yapılan askı ilân sonucunda dava açılmaksızın kesinleşerek 13.02.1990 tarihinde davalılar adına tescil edildiği, hâlen davalılar adına kayıtlı olduğu, davanın bu tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve irsen intikâl nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 370 ve 371. maddeleri,

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya kapsamından; Denizli ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain 474 ada 7 parsel sayılı taşınmazın geldisi 2357 parsel sayılı taşınmazın 08.08.1989 tarihinde senetsizden, 1937 tarihli 958 nolu vergi kaydına istinaden 2355, 2356, dava konusu 2357, 2358, 2359 ve 2360 nolu parsellerin evvelce tek parça halinde tapusuz ve senetsiz olarak 30 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız, fasılasız malik sıfatıyla 958 tahrir nolu vergi kaydı ile ..., ... Okul ve... adlarına müştereken kayıtlı olarak zilliyet ve tasarruflarında iken aralarında 1960 yılında yaptıkları rızai taksimle yeri 6 parçaya ifraz ettikleri ve dava konusu 2357 nolu parselin ...’a isabet ettiği, 1985 yılında ...’un öldüğü gerekçesiyle, ... mirasçıları davalılar adına iştirak halinde hâlinde tespit edildiği, kadastro tutanağının 11.01.1990 ilâ 12.02.1990 tarihleri arasında askı ilâna çıkarılarak 13.02.1990 tarihinde kesinleşmesi üzerine 13.02.1990 tarihinde ... mirasçıları adına iştirak hâlinde tescil edildiği, 2357 parsel sayılı taşınmazın yenileme kadastrosu sonucunda 11.03.2019 tarihinde 474 ada 7 parsel sayısını aldığı anlaşılmakla, kadastro tutanaklarının kesinleştiği 13.02.1990 tarihi ile davanın açıldığı 19.03.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12. maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.