"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/801 E., 2023/579 K.
HÜKÜM : Ret-Temyiz Talebi Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 22.01.2024 tarihli ek karar ile; temyiz eden vekilin Mahkemenin 2020/801 Esas sayılı dava dosyasında davacılar vekili olarak bulunduğu ancak temyiz dilekçesi içeriğinde belirtilen 2013/91 Esas ve 2015/377 Karar sayılı dosyaların taraflar ve vekile ait dosyalar olmadıkları, 2020/801 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan incelemede dilekçenin temyiz dilekçesi özelliklerini taşımadığı, temyiz sebeplerinin ve taleplerinin dilekçede yer almadığı, temyiz harç ve yargılama giderlerinin yatırılmadığı, dilekçenin temyiz dilekçesi olarak kabul edilmesi halinde dahi davacılar vekiline gerekçeli kararın tebliğ edildiği 02.01.2024 tarihinden itibaren 15 günlük Yargıtay temyiz başvuru süresinin geçtiği gerekçesi ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Davacılardan ... 13.03.2024 havale tarihli dilekçesi ile vekillerinin temyiz süresini kaçırdığını belirterek Mahkemece verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
Mahkemece 19.03.2024 tarihli ek karar ile; davacılar vekilinin temyiz talebinin reddine karar verildiği, verilen ek kararın davacılar vekiline 27.01.2024 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, yasal süresi içerisinde ek kararın davacılar vekili tarafından, gerekçeli kararın ise davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmaması üzerine 27.02.2024 tarihinde kesinleştiği, davacı asil ...'in 13.03.2024 havale tarihli dilekçesi ile kesinleşmiş mahkeme kararına karşı temyiz başvurusunda bulunduğu ve başvurunun süresinde yapılmadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı ... tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Temyiz istemi, davacı ...’in temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine yönelik Mahkemenin 19.03.2024 tarihli ek kararına ilişkindir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Kanun'un 73. maddesinin birinci fıkrası uyarınca davaya vekâlet, Kanun'da özel yetki verilmesini gerektiren hususlar saklı kalmak üzere, hüküm kesinleşinceye kadar vekilin davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapmasına, hükmün yerine getirilmesine, yargılama giderlerinin tahsili ile buna ilişkin makbuz vermesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi kapsar. Buna göre vekilin yetkisi hükmün icrası aşamasında da devam etmektedir.
Vekilin vekâlet görevinden her zaman tek taraflı olarak istifa etmesi (çekilmesi) mümkün olup vekilin vekâletten istifa etmesi ile davadaki vekâlet (vekillik) görevi sona erer (1136 sayılı Kanun md. 41; 6100 sayılı Kanun md. 82). Ancak 1136 sayılı Kanun'un 41. maddesi ile paralellik arz eden 6100 sayılı Kanun'un 82. maddesinin birinci fıkrası gereğince istifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Bu madde ile vekilin istifasının müvekkiline tebliğ edildiği anda sonuç doğurmasının müvekkilin mağduriyetine sebep olabileceği düşüncesiyle vekil (avukat) ile müvekkil arasındaki iç ilişki düzenlenmiştir.
Vekilin müvekkili tarafından azledilmesi (vekillikten çıkarılması) hâlinde de davadaki vekâlet (vekillik) görevi sona erer (6100 sayılı Kanun md. 83). Vekilin azledilmesi iç ilişkide bu hususun vekile bildirildiği andan itibaren sonuç doğurmaktadır.
Bununla birlikte, vekilin vekâlet görevinden istifa etmesi veya azledilmesi hâlinde vekil ile mahkeme ve karşı taraf arasındaki dış ilişki 6100 sayılı Kanun'un 77. maddesinin dördüncü fıkrası ve 81. maddelerinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 77. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince avukatın istifa etmesi veya azledilmesi nedeniyle yargılama başka bir güne bırakılamaz. Öte yandan, 6100 sayılı Kanun'un 81. maddesi “Vekilin azli veya istifasının mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” hükmünü haizdir. Buna göre, bir taraf vekilini azletmiş ve bunu vekiline bildirmiş veya bir tarafın vekili istifa etmiş ve bunu müvekkiline bildirmiş (ve hatta 6100 sayılı Kanun'un 82. maddesinin birinci fıkrası gereğince iki haftalık süre geçmiş) olsa dahi azil veya istifa 6100 sayılı Kanun'un 81. maddesinde belirtilen şekilde mahkemeye ulaşıp karşı tarafa bildirilmedikçe mahkeme ve karşı taraf için hüküm ifade etmez. Vekilin azli veya istifası mahkemeye ulaşıncaya ve karşı tarafa bildirilinceye kadar mahkeme ve karşı taraf, azledilmiş veya istifa etmiş olan vekile karşı usul işlemlerini yapmaya devam eder; bu kapsamda vekil duruşmaya kabul edilir, tebligatlar da bu vekile yapılır. Dolayısıyla vekilin azli veya istifası HMK’nın 81. maddesinde belirtilen şekilde mahkemeye ve karşı tarafa bildirilmemiş ve hüküm de bu vekile tebliğ edilmiş ise bu tebligat geçerli olup hükme karşı kanun yoluna başvurma süresi, hükmün bu vekile tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09.12.2021 tarih, 2018/11-557 Esas, 2021/1643 Karar sayılı kararı)
Somut olayda; davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş, Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacılar vekilinin temyiz istemi Mahkemece verilen ek kararla reddedilmiş, bu karar davacılar vekiline usulünce tebliğ edilmesine rağmen ek karara karşı temyiz yoluna başvurulmamış, karar kesinleştirildikten sonra davacılardan ..., vekillerinin temyiz süresini geçirdiğinden bahisle Mahkemenin redde ilişkin hükmüne karşı temyiz başvurusunda bulunmuş, Mahkemece verilen ek kararla telebi reddedilmiş, davacı ek karara karşı temyiz isteminde bulunmuştur.
Gerekçeli kararın davacılar vekiline 06.01.2024 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddedildiği, daha sonra davacılardan ...’in 13.03.2024 tarihinde hükme karşı temyiz başvurusunda bulunduğu, daha sonra da davacıların vekillerini azlettikleri gözetildiğinde, davacılar vekiline 06.01.2024 tarihinde yapılan tebligatın geçerli olduğu, hükme karşı kanun yoluna başvurma süresinin, hükmün davacılar vekiline tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı açık olup yasal temyiz süresi geçirildikten sonra ibraz edilen davacının temyiz dilekçesinin ek karar ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Mahkemece verilen 19.03.2024 tarihli ek kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.