"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/966 E., 2022/274 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/635 E., 2018/752 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının reddine, asli müdahilin davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile davacının davasının feragat nedeniyle reddine, asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 775 sayılı Kanun'un 3. maddesinin Hazine, Özel İdare ve Vakıflar İdaresi dışındaki katma bütçeli dairelere ait taşınmaz mallar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin belediyelere devrini öngördüğünü, her ne kadar 775 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 19.07.2003 tarih ve 25173 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03.07.2003 tarih ve 4916 sayılı Kanun'un 38. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmış ise de dava konusu taşınmazın tapuya tescil işleminin sözü edilen Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı tarihten önce gerçekleşmiş olduğunu, dava konusu parselin içerisinde bulunduğu alanda yapılan imar düzenlemelerinin idare mahkemesince iptal edildiğini, bölgenin toplu konut alanı ve gecekondu oluşumunun engellenmesine ilişkin yer ilan edildiğini, davalı kuruma yapılan başvurusunun reddedildiğini ileri sürerek dava konusu 396 parsel sayılı taşınmazın davalı adına bulunan tapu kaydının 775 sayılı Kanun'un 3. maddesi gereğince iptal edilerek adına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.
Asli müdahil vekili; davacı ... Başkanlığının 1996 yılında tüzel kişiliği olmadığını, 775 sayılı Kanun'un 3. maddesi gereği Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden Belediye Başkanlığı adına tescili gerekirken davalı ... adına tescil edilen dava konusu 396 kadastral (kök) parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın tescil tarihinin geriye götürülerek yürürlükten kalktıktan sonra Kanun'un uygulanmasının mümkün olmadığını, Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, taşınmazın imar uygulaması ile gittiği imar parseli maliklerine davanın yöneltilmesi ve davanın husumetten reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ; iyiniyetli olduklarını, sadece Hazine payının talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2022 tarihli ve 2019/966 Esas, 2022/274 Karar sayılı kararı ile; davacı ... yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, asli müdahil ... yönünden davanın kabulü ile 4683 ada 1 parsel, 4684 ada 3 parsel, 11239 ada 1 parsel, 11240 ada 1 parsel, 11241 ada 2 parsel, 11254 ada 1 parsel, 11254 ada 14 parsel, 11255 ada 1 parsel, 11255 ada 9 parsel, 11260 ada 1 parsel ve 11264 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; asli müdahalenin usulsüz olduğunu, Seyhan Belediye Başkanlığından ayrılarak kurulmuş olduğundan adı geçen Belediye Başkanlığının selefi sıfatı ile dava konusu taşınmazda 775 sayılı Kanun'un öngördüğü hakları kazandığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiş, istinaf incelemesi sırasında sunmuş olduğu 24.02.2020 havale tarihli dilekçede ise dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu bölgede yeni imar düzenlemesi yaptıklarından davadan ve istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; bir kısım harçların yargılama giderlerinden sayılarak kendilerine yükletilmesinin usulsüz olduğunu, davanın dayanağını teşkil eden 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun ilga edilmiş olması nedeniyle yürürlükteki yasa hükümlerine göre hüküm kuruması gerektiğini, aynı şekilde Seyhan ve Adana Büyükşehir Belediyeleri tarafından yapılan imar planlarının iptal edilmesi nedeniyle ilk kadastral parsele dönülmesi gerektiğinden mevcut yasalara göre işlem yapılmasını, davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Bir kısım dahili davalılar istinaf dilekçelerinde; dava konusu kök parsel olan 396 parsel ile herhangi bir ilişkilerinin olmadığını, imar uygulamaları sonucu oluşan parsellerden hisse almak suretiyle TMK'nın 1025. madde hükmü gereği iyiniyetli 3.kişi durumunda olduklarından bu kazanımlarının korunması gerektiğini, sadece Hazineye ait hisselerin dava konusu yapılabileceğini, 775 sayılı Gecekondu Kanun'u ilga edilmiş olup Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte davacı ... henüz kurulmamış olduğundan hak talep edemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 09.11.2022 tarihli ve 2022/2346 Esas, 2022/2809 Karar sayılı kararıyla; davacı ... vekilinin istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine, davalı taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle usulden reddine, asli müdahil ... yönünden 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesine eklenen hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebinin kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Asli müdahil vekili temyiz dilekçesinde; meclis-encümen kararları ve Arsa Ofis Müdürlüğü görüşünün bilirkişiler tarafından değerlendirilmediğini, 775 sayılı Kanun kapsamında taşınmazın devri gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 775 sayılı Kanun'un 3. maddesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
20.07.1966 tarih 755 sayılı Gecekondu Kanunu'nun “Belediyelere arsa sağlanması” başlıklı 3. maddesi, “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hazinenin, özel İdarelerin ve Vakıflar İdaresi dışındaki katma bütçeli dairelerin mülkiyetindeki arazi ve arsalardan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden, belediye sınırları içinde olanlar ve 6785 sayılı Kanun'un 47. maddesine dayanılarak tespit edilen mücavir sahalarda bulunanlar, bu kanunda belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere, bedelsiz olarak ilgili belediyelerin mülkiyetine geçer.
Ancak, bir kamu hizmetine ayrılmış olan veya 23.12.1960 tarih ve 189 sayılı Kanun kapsamına girenlerle, 4753 sayılı Kanun hükümlerince kültür arazisi olarak tespit edilenler veya gerek bu ve gerekse diğer kanunlarda belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere Hazine veya özel İdare elinde bırakılması Bakanlar Kurulunca lüzumlu görülenler bu hüküm dışındadır.
Bu kanunun uygulanması dolayısıyla yapılacak imar veya ıslah plânlarında genel muvazeneye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile ayrılan veya ayrılacak olanlar veya yukarıda ikinci fıkradaki hizmetler için lüzumlu görülenler, daha önce belediyelere devredilmiş ise aynı şartlarla eski sahiplerine geri verilir.
Tapu daireleri, bu maddede sözü geçen arazi ve arsaları devralacak idarelerin yazılı müracaatları üzerine, en geç 6 ay içinde, yeni malikleri adına tescil eder ve durumu ilgililere yazı ile bildirirler. 5218, 5228 ve 6188 sayılı Kanunlara dayanılarak, birinci fıkrada sözü geçen daire ve kurumlarca belediyelere devrolunan arazi ve arsaların ödenmemiş taksitleri alınmaz ve bu sebeple adı geçen daire ve kurumlar lehine tesis edilmiş ipotek kayıtlan kaldırılır.” şeklinde olup 03.07.2003 tarih 4916 sayılı Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 38. maddesinin (c) bendi uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
Dosya içeriğinden; dava konusu Adana ili, .... ilçesi, ..... Mahallesi 396(1030) parsel sayılı 24.838 m2 miktarlı taşınmazın kayalıktan ihdasen 25.11.1998 tarih 7216 yevmiyeli işlemle ... adına tescil edildiği, aynı gün 7218 yevmiyeli işlemle Seyhan Belediye Başkanlığı'nın 08.06.1998 tarih 41 nolu imar uygulaması sonucu Kireçocağı Mahallesi 4683 ada 1 parselde 1761/9593 pay, 4684 ada 1 parselde 14181/20568 pay ve .... Mahallesi 4685 ada 1 parselde 203/7631 pay olarak gittiği, dava dışı taşınmazlardan gelen paylarla birlikte 4685 ada 1 ve 4683 ada 1 parselin tamamının, 4684 ada 1 parselin 1655/2400 payının Hazine adına tescil edildiği, 4684 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 04.08.2006 tarihli imar işlemi ile 4684 ada 3 ve diğer parsellere gittiği, 4685 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise 24.09.2007 tarihli imar işlemi ile 11239/1, 11240/1, 11241/2, 11254/1, 11254/14, 11255/1, 11255/9, 11260/1, 11263/1 ve 11265/1 parsel sayılı taşınmazlara gittiği, davacı ... 24.02.2020 havale tarihli dilekçesinde; dava konusu Çakalkuyusu 396 parsel sayılı taşımazın bulunduğu alanda Belediye Encümenin 12.06.2019 tarih 445 sayılı kararı ile yapılan imar düzenlemelerinin idare mahkemesince iptal edildiği, kadastral parsellere dönülerek söz konusu alanda kısmi arsa ve arazi düzenlemesi yapıldığı ve bu nedenle dava konusuz kaldığından davadan ve istinaf isteğinden feragat ettiğini bildirdiği, geri çevirme ile dosya arasına alınan kayıtlardan 27.12.2019 tarihli imar işlemi ile taşınmazların yeniden imar düzenlenmesine tabi tutulduğu ve bir çok parselin oluştuğu anlaşılmaktadır.
Dava, 08.02.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında da belirtildiği üzere 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 3. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkin olup Bölge Adliye Mahkemesince, talebin imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik olduğu ve 3194 sayılı Kanun'a eklenen yeni fıkra hükmü uyarınca uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
Hemen belirtilmelidir ki, kime ait olan ve hangi nitelikteki taşınmazların mülkiyetinin hangi koşullarla belediyelere geçeceğini düzenleyen 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Kanun'un 3/1. maddesine göre taşınmaz mülkiyetinin belediyeye geçebilmesi için, Yasa'nın yürürlük tarihinden önce Hazinenin, Özel İdarelerin ve Vakıflar İdaresi dışındaki katma bütçeli dairelerin mülkiyetinde ya da tasarrufunda bulunması, nitelikleri itibariyle aynı Yasa'nın 3/2. maddesi hükmünde sayılan taşınmazlardan olmaması, aynı zamanda Yasa'nın yürürlüğü gününde belediye sınırları içerisinde olması veya 6785 sayılı Kanun'un 47. maddesine dayanılarak tespit edilen mücavir saha içerisinde bulunması gereklidir.
Diğer taraftan; 775 sayılı Kanun'un 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmış ise de; bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği açıktır.
Belediye Tüzel Kişiliğinin 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 3. maddesi hükmünden yararlanabilmesi için öncelikle 775 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 30.07.1966 tarihinde Belediye Tüzel Kişiliği sıfatını taşıyor olması gerekir. Kanun'un yürürlüğünden sonra belediye haline gelmişse hiç kuşkusuz Kanun'dan yararlanarak temlik isteminde bulunamayacaktır.
Öte yandan; dosya kapsamı ile dava konusu taşınmazın öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu sabittir. Davacı belediyenin diğer koşullar mevcutsa bu yerin adına tescilini isteyebilmesi için 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun öngördüğü amaçta kullanılmak üzere Hazine arazisine ihtiyaç duyduğunu da kanıtlaması Yasa'nın aradığı diğer bir koşuldur. Zira, 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 1. maddesinde Yasa'nın amacı «mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla alınması gereken tedbirler» olarak ifade edildiğinden, belediyenin 775 sayılı Kanun'a dayanarak adına tescil isteminde bulunması ancak yasadaki amaç için arsa sağlanması gereksinimi varsa mümkündür. Yoksa 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 3. maddesi belediyelerin belediye sınırları ve mücavir alanlarda bulunan Hazine arazilerini hiçbir neden gösterilmeden talebi halinde belediye adına tesciline olanak sağlayan bir hüküm olarak düşünülemez.
Somut olaya gelince; Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olduğunu söylebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, dava konusu ... adına kayıtlı 396 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere ne oranda gittiği tespit edilmediği gibi, dava konusu taşınmazlar tam olarak belirlenerek keşfen değerleri tespit edilmeksizin kapanan 4685 ada 1, 4683 ada 1 ve 4684 ada 1 parsellerin değerlerinin belirlenmesi ile yetinildiği, kök 396 parselin Çakalkuyusu Mahallesinde olduğu anlaşılmakla İçişleri Bakanlığından Kabasakal Mahallesinin 1966 tarihinde belediye hudutlarında kalıp kalmadığı, ayrıca taşınmazın Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca; öncelikle kök 396 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ile ilk tesisinden itibaren geldi-gitti kayıtları ve dayanak belgelerinin evrak arasına alınması, mahallinde keşif yapılmak suretiyle konusunda uzman bilirkişiden dava konusu taşınmazların gittiği parsellerin belirlenmesi, taşınmazlardaki kök kayıttan Hazine adına tescil edilen payların belirlenmesi ve dava değerinin tespiti, güncel tapu kayıtlarında taşınmazların bir kısmında Hazine payının bulunmadığı, payın satıldığı veya TOKİ’ye bedelsiz devredildiği gözetildiğinde temlik edilen payların kök 396 parselden gelen dava konusu pay olduğu anlaşıldığında HMK'nın 125. maddesinin uygulanması, ondan sonra yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bu konuda gösterdikleri tüm delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asli Müdahil vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden Asli müdahil Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.