"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/15 E., 2009/76 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazın halk arasında ... ismi ile bilinen mirasbırakan annesi ...'ya ait iken ölümü ile mirasçılar arasında yapılan rızai taksim neticesinde kendisine intikal ettiğini, zilyetliğin 40 - 50 yıldan fazla süredir kesintisiz devam ettiğini, taşınmazda Hazine'nin ya da üçüncü şahısların bir alakası bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; tüm mirasçılar tarafından elbirliği ile açılmayan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, gerekçenin yetersiz olduğunu, hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri bakımından inceleme yapılmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, senetsizden edinilen taşınmazların araştırılmadığını, raporun eksik olduğunu, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanıma uygun olup olmadığının araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının d bendi, 115. maddesi, 190. maddesi; 4721 sayılı TMK’nın 6., 640., 701.ve 702. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu 137 ada 2 parsel sayılı, bahçe vasıflı taşınmazın ... kızı ...'ın zilyetliğinde olduğu, ancak kimlik bilgisi ve diğer hak iddia edici bilgilerin sunulamadığı, nüfus incelemesinde anılan isme rastlanmadığı, hak kaybına sebebiyet vermemek için Hazine adına yazıldığından bahsedilerek beyanlar hanesine ... ... kızı ... olduğu belirtilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olaya gelince; Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacının dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın halk arasında ... ismi ile bilinen mirasbırakan annesi ...'ya ait iken ölümü ile mirasçılar arasında yapılan rızai taksim ile kendisine intikal ettiğini ileri sürerek dava açtığı, mahalli bilirkişilerin ortak beyanlarında dava konusu taşınmazın ...'ya ait olduğu, ölümü ile çocuklarına kaldığı, taksim edilip edilmediğini bilmedikleri yönünde beyanda bulundukları, Mahkemece bu beyanlar esas alınmak suretiyle taşınmazın ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline dair hüküm kurulduğu ancak veraset ilamının dahi dosya arasına alınmadığı, dosya içerisinde mevcut bir kısım nüfus kayıt örneklerinden Rukiye Polalı'nın davacı dışında başka mirasçıları da bulunduğu, ancak davacının aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı; dava konusu taşınmaz taksim neticesinde davacıya intikal etmiş ise evvelinde kime ait olduğu, ne şekilde tasarruf edildiği, davacı lehine zilyetlik ile edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarının da yeterince araştırılmadığı anlaşılmıştır.
3. Hal böyle olunca; davanın esası yönünden değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle aktif husumetin mevcudiyetinin re'sen gözetilmesi zorunlu olduğundan Mahkemece öncelikle, davacı tarafından dava konusu taşınmazın mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendisine isabet ettiğinin ileri sürüldüğü dikkate alınarak davacıya bu yöndeki iddiasını ispat hakkı tanınmalı, bu hususta göstereceği deliller toplanmalı, davacının bu yöndeki iddiasını ispat edememesi halinde aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmeli; davacı tarafından söz konusu iddianın ispatlanması halinde ise gerekli araştırmalar yapılmalıdır. Bu suretle; dava tarihinden (imar planı içerisinde ise imar tarihten) 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının tarihleri açıkça yazılıp Harita Genel Müdürlüğü'nden istenilerek dosyaya alınmalı, memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, hükmen oluşmuş iseler mahkeme dosyaları celp edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
4. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kadastro tespit tutanağında ... kızı ...'ın zilyetliğinde olduğunun belirtildiği ve davacının taşınmazın halk arasında ... ismiyle bilinen annesi ...'ya ait olduğunu iddia ettiği de nazara alınarak dava konusu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, ilk olarak kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet olunduğu, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse buna ilişkin çalışmaların hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla ve bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, eğimini, zirai durumunu, bitki örtüsünü, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini belirten, imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, eğim, toprak yapısı ve bitki deseni yönlerinden komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, taşınmazın komşu parsellerden doğal yahut yapay ayırıcı sınırlarla ayrılıp ayrılmadığını, nasıl ayrıldığını, tasarruf sınırlarının belirgin olup olmadığını belirtip, çekilecek fotoğraflarla desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak ve temin edilebilen uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olup olmadığını, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını, tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor hazırlaması ve dava konusu taşınmazın konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmelidir.
Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanarak ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.