"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1138 E., 2023/1300 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/72 E., 2021/270 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Polatlı ilçesi, Gedikli köyünde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan ve sınırları dava dilekçesinde gösterilen kısımları, davacının 35 yıldır herhangi bir niza ve fasıla olmaksızın zilyetliğinde ekip biçtiğini, imar-ihya ettiğini belirterek TMK'nın 713. maddesi gereğince bu kısımların davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı açısından gerçekleşmediğini, taşınmazlardan bir kısmının mera bir kısmının ise tapulu alanlarda kaldığını, meralar ve tapulu alanların zilyetlikle mülk edinilemeyen yerlerden olduğunu, tapulu taşınmazlar için tescil davası açılamayacağını belirterek davanın reddini istemiş, yargılama sırasında TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca mera olmayan dava konusu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinilmesi için TMK'nın 713/1. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanma koşullarının oluşmadığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Gedikli köyünün 6360 sayılı Yasa kapsamında ... sınırları içerisinde mahalle statüsüne dönüştüğünü, belediye hudutları içerisinde kalan arsaların planlama kapsamındaki arsalar olup zilyetliğe konu edilemeyeceğini, buraların zilyetlik ve imar-ihya nedeniyle şahıs adına tescilinin mümkün olamayacağını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.01.2020 tarihli ve 2006/374 Esas, 2020/46 Karar sayılı kararı ile, TMK'nın 713. ve 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddelerinde aranan şartların davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların davacı adına tapuya tesciline, fen bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfi ile gösterilen kısımlar hakkında feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarihli ve 2021/470 Esas, 2021/435 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, yasal ilanlar yapılmadan tescil kararı verilmesi ile davalı Hazinenin tescil talebi yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığına değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2021/72 Esas, 2021/270 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların davacı adına tapuya tesciline, fen bilirkişi raorunda (C) ve (D) harfi ile gösterilen kısımlar hakkında feragat nedeniyle reddine, (D) harfi ile gösterilen taşınmazın 3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesi ve TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline, (C) harfi ile gösterilen kısmın dere yatağı vasfında olması nedeni ile tescile konu olamayacağı gerekçesiyle Hazinenin bu kısma ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 12.10.2022 tarihli ve 2022/461 Esas, 2022/1301 Karar sayılı kararıyla; dava konusu edilen ve krokisinde (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin 1953 yılında yapılan tesis kadastrosunda tepe olarak tespit harici bırakıldığı, 1972 yılında mera kapsamına alınan alanda kaldığı ancak mera tahsis kararının kesinleşmediği, davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen imar-ihya ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği ancak davalı Hazineden istinaf başvuru dilekçesinde kadim mera olmayan bölümlerin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, ayrıca davalılar yasal hasım olduğundan yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yükletilemeyeceği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımların davacı adına tapuya tesciline, (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımlar hakkında feragat nedeniyle reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25.04.2023 tarih 2023/446 Esas, 2023/2371 Karar sayılı kararı ile; “...dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadastro sırasında "tepe" olarak tescil harici bırakıldığı, hali hazırda taşınmazların bazı bölümlerinin tepe vasfında olduğu ve 3402 sayılı Yasa'nın 16/C maddesi gereğince tepe vasfındaki taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı, ayrıca ziraat bilirkişi kurul raporunda taşınmazların tablendikatifte mera olarak ayrılan yerde kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği” belirtilerek karar bozulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından dava konusu edilen ve tescil harici bırakılan krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri hakkında davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen imar-ihya ile kazanım koşullarının gerçekleşmediği, dava konusu edilen bölümler yönünden Hazine adına tescil koşulların gerçekleşmediği, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından Hazinenin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının ret edildiği, davacı tarafından dava konusu edilen krokisinde (C) ve (D) harfleri ile gösterilen dere yatağı ve merada kalan bölümlere ilişkin talepten feragat edildiği gerekçesiyle davacının fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik talebinin reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının 02.11.2023 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarının davayı takip ettiğini, dava konusu edilen (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden davacıların murisinin 1970 yılından bu yana zilyet olduğunu ve kanunda aranan şartların gerçekleştiğini, davanın ispat edildiğini, muris lehine 1990 yılında mülkiyet şartlarının oluştuğunu, davacılar lehine müktesep hak oluşturduğunu, 1950 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşınmaz bölümlerinin mera olarak tespit edilmediğini, tespit harici bırakıldığını, taşınmaz bölümlerinin mera vasfında olmadığını belirterek ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca Hazine adına tescil kararı verilebilmesi için tescili istenilen taşınmaz bölümünün tarım alanına dönüştürülmesinin veya ekonomik yarar sağlanmasının mümkün bulunmasının yeterli olup taşınmazın tamamen imar-ihya edilmesi şartının aranmadığını, Hazinenin tescil harici bırakılan yeri idari yoldan ihdasen adına tescil ettirmesi mümkün bulunduğu gibi hükmen de tescil ettirme imkanı bulunduğunu, davaya konu mera olmayan tüm taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken tescil talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tescil istemine ilişkindir.
Ankara ili, Polatlı ilçesi, Gedikli köyünde 1953 yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu edilen taşınmaz bölümleri "tepe" vasfıyla tescil harici bırakılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.