"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/42 E., 2021/339 K.
Taraflar arasındaki davadan dolayı Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.06.2021 tarihli ve 2019/42 Esas, 2021/339 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan Dairenin 04.12.2023 tarihli ve 2023/3769 Esas, 2023/7084 Karar sayılı kararının düzeltilmesi, süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; davalı ... Başkanlığının mülga 3030 sayılı Kanun uyarınca devretmekle yükümlü olduğu dava konusu 4458, 4711, 18116, 18115, 12584, 19440, 19692, 7, 68, 1555, 1953, 2158, 2223, 2477, 4685, 420, 18114, 655, 17010 parsel sayılı taşınmazları devretmediğini, anılan taşınmazların ... sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; davanın mülga 3030 sayılı Kanun’da düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını; esas bakımından da davacının isteğinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; 17010, 655, 420, 4685 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ... kayıt maliki olmadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine, 4458, 4711, 18116, 18115, 12584, 19440, 19692, 7, 68, 1555, 1953, 2158, 2223, 2477, 18114 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise 3030 sayılı Yasa'nın 6/A maddesi kapsamında kalmadığı, taşınmazların iadesini engelleyen yasal durumun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerinin temyiz isteminde bulunması üzerine Dairenin 04.12.2018 tarihli ve 2016/4778 Esas, 2018/15186 Karar sayılı kararıyla; 3030 sayılı Yasa hükümlerine bağlı kalınarak çekişmenin buna göre çözülmesi gerektiği, 3030 sayılı Yasa'nın 6/A maddesinde ana hizmet binası ve tesisleri ile bu madde hükmünde özellik, nitelik ve vasıfları sayılan taşınmazların devre konu edilemeyeceği, bunun dışında kalan taşınmazların iadesinin gerekeceği, Mahkemece çekişme konusu taşınmazların bu yasal düzenleme kapsamında kalıp kalmadığı, bir başka ifade ile iadesi gerekmeyen taşınmaz olup olmadıkları yönünde hiçbir araştırma yapılmaksızın neticeye gidildiği, daha önce hakem sıfatıyla görülen davada Dairenin 21.10.2002 tarih 2002/10130 Esas, 2002/11440 Karar sayılı kararında yer alan ibare de değerlendirilerek çekişmeli taşınmazların 3030 sayılı Yasa'nın 6/A maddesinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulduğu gerekçeleriyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 17010, 655, 420, 4685 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine; 18114, 420, 4458 parseller ile 17010 parselin 35.061,55 m2'lik kısmı yönünden belirtilen taşınmazların 3030 sayılı Yasa'nın 6A maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine; diğer taşınmazlar bakımından ise 3030 sayılı Yasa'nın 6/A maddesi kapsamında kalmadıkları, taşınmazların iadesini engelleyen yasal durumun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. Daire Bozma Kararı
Mahkemenin son kararına karşı süresi içinde taraf vekillerinin temyiz isteminde bulunması üzerine Dairenin 04.12.2023 tarihli ve 2023/3769 Esas, 2023/7084 Karar sayılı kararı ile; tapuda halen davacı ... adına kayıtlı 17010, 655, 420 ve 4685 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, 4458 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise kesin hüküm nedeni ile sonucu itibarıyla davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davanın tarafları arasında davaya konu 2477, 2223, 2158, 1953, 1555, 7, 68, 19692, 19440, 12584, 18115, 18116 ve 4711 parsel sayılı taşınmazlar hakkında yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı olarak görülen dava sonucunda verilen Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2005 tarihli ve 2004/695 Esas, 2005/950 Karar sayılı kararının eldeki davada kesin hüküm teşkil ettiği gözetilerek belirtilen taşınmazlar bakımından da davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
E. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 705. maddesi, 1022/1 hükmü, 1025/1 hükmü,
3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun'un 6/A hükmü,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-i hükmü ve 303. maddesi,
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden; Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde ... tarafından ... aleyhine açılan 1997/1052 Esas, 1998/726 Karar sayılı hakem sıfatı ile görülen davada çekişme konusu 420, 18114, 17010, 4685, 655 parsel sayılı taşınmazların ... adına tesciline karar verildiği, karara itiraz süresinin geçmesi neticesinde taşınmazların 13.10.1998 tarihinde hükmen ... adına tescil edildiği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının temyizi üzerine hatalı olarak kesinleştirilen kararın yargı yeri yönünden Dairece bozulduğu, bozma kararı üzerine dosyanın 1999/696 Esasını aldığı ve davanın reddine ve daha önce verilen tapu iptali ile tescil kararının kaldırılmasına karar verildiği, Avcılar Belediye Başkanlığının temyizi üzerine Dairenin 20.12.1999 tarihli ve 1999/13867 Esas, 13667 Karar sayılı kararı ile; yargı yeri yönünden davanın reddine ilişkin kararın yeterli olduğu ancak önceki tapu iptali ve tescil kararının kaldırılmasına yönelik karar kısmının hükümden çıkarılması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararını düzeltilerek onadığı ve kararın kesinleştiği; davalı ... Başkanlığının bu hususları ileri sürerek ... aleyhine açtığı yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil davası sonunda Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/1307 Esas, 2001/1381 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, Dairenin 21.10.2002 tarihli ve 2002/10130 Esas, 2002/11440 Karar sayılı kararı ile; “… Mahkemece kurulan hükmün önceden hakemde görülüp verilen kararın yanılgılı olmasına rağmen davalı ... yararına oluşan sicilin iptaline dair bulunduğu, bu nedenle çekişmeli taşınmazların ... adına olan tapularının iptali ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan değinilen şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Usule ve göreve ilişkin hataların düzeltilmesi sonucunu doğuran kararın davalı ... Başkanlığının 3030 sayılı Yasa'dan kaynaklanan haklarını ortadan kaldırmayacağı da kuşkusuzdur..” şeklinde açıklamaya yer verilerek kararın onandığı ve 09.01.2003 tarihinde kesinleştiği, 06.06.2001 tarihli ve 2001/104 sayılı İl İdare Kurulu kararı ile bir kısım taşınmazların Avcılar Belediye Başkanlığına devrine karar verildiği, kararın iptali için dava açıldığı, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 20.06.2002 tarihli ve 2001/1103 Esas, 2002/939 Karar sayılı kararı ile idari kararın iptaline karar verildiği, kararın Danıştay 8. Dairesince onandığı ve kesinleştiği, bunun üzerine ... tarafından ... aleyhine 4458, 4711, 18116, 18115, 18370, 18354, 12584, 19440, 19692, 7, 68, 1555, 1953, 2158, 2223, 2477 parsel sayılı taşınmazlar için Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/695 Esas sayılı davasının açıldığı, Mahkemece 18370 parsel yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairenin 10.05.2006 tarihli ve 2006/3103 Esas, 2006/5402 Karar sayılı kararı ile; “… Özellikle çekişmeli taşınmazların davalı adına olan sicilinin dayanağı idari kararın idari yargı yerinde iptal edildiği” belirtilerek kararın onandığı, karar düzeltme başvurusunun da reddine karar verildiği ve kararın 12.10.2006 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada temyize konu edilmeyen mezarlık niteliğindeki 18114 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek ... adına tescil edildiği, çekişme konusu 17010, 655, 420 ve 4685 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine 09.05.2003 tarih, 3252 yevmiye ile "Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2001 tarih ve 2000/1307 Esas, 2001/1981 Karar sayılı kararı ile ... adına tesciline karar verilmiştir" şeklinde şerh düşüldüğü, Dairenin 25.05.2022 tarihli geri çevirme kararı neticesinde, Tapu Müdürlüğünün 14.04.2023 tarihli yazısı ile, halen davacı ... adına kayıtlı 17010, 655 ve 420 parsel sayılı taşınmazlar hakkında her ne kadar ... lehine kesinleşmiş mahkeme kararı olsa da kararın infazı için talebe rastlanmadığından tescil işleminin yapılmadığının bildirildiği, dosya içerisine gönderilen kayıtlardan 4685 parsel sayılı taşınmazın anılan mahkeme kararının yargılama sırasında (24.06.2021) infazı sonucu davalı ... adına tescil edildiği, 25.06.2021 tarihli kurumlar arası tashihen devir işlemi ile tekrar davacı ... adına devredildiği, tevhitle taşınmazın kaydının pasif hale geldiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda, taraflar arasında daha önce görülen davaların hiç birinde 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun'un (Kanun) 6/A hükmü uyarınca değerlendirme yapılmadığı, İdare Mahkemesinin 2001/1103 Esas sayılı davasında da 06.06.2001 tarihli ve 2001/104 sayılı İl İdare Kurulu kararı iptal edilirken bir yıllık sürenin gerekçe gösterildiği, eldeki davanın ise dava konusu taşınmazların Kanun’un 6/A hükmü kapsamında kaldığı iddiası ile açıldığı, uyuşmazlığın 3030 sayılı Yasa hükümlerine bağlı kalınarak çözülmesi gerektiği ve bu nedenle diğer davaların eldeki dava için kesin hüküm şartlarını yerine getirmediği görülmüştür.
Öte yandan, TMK’nın 705. maddesinin mahkeme kararı olduğu durumlarda mülkiyetin tescilden önce kazanılacağına ilişkin hükmü gözetildiğinde tapuda davacı adına kayıtlı olmasına rağmen hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olan taşınmazlar yönünden açılan davada hukuki yararın olmadığından söz edilemeyeceği dikkate alınarak anılan taşınmazlar yönünden de işin esasının incelenmesi ve dava devam ederken 18.03.2021 tarihli idari karar nedeniyle davacı Belediyeye devrilen 4685 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekecektir.
İşin esasına yönelik itirazların incelenmesine gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, Kanun’un 6/A hükmünde ana hizmet binası ve tesisleri ile bu madde hükmünde özellik, nitelik ve vasıfları sayılan taşınmazların devire konu edilemeyeceği, bunun dışında kalan taşınmazların iadesinin gerekeceği öngörülmüştür. Ne var ki, Mahkemece çekişme konusu taşınmazların bu yasal düzenleme kapsamında kalıp kalmadığı, bir başka ifade ile iadesi gerekmeyen taşınmaz olup olmadıklarını denetlemeye imkan verecek şekilde gerekçelendirme yaptığını söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, Mahkemece hükmün gerekçe kısmında bilirkişi raporları alındığından bahsedilerek “3030 sayılı Yasa'nın yürürlüğe giriş tarihi itibari ile gerçekleşen tüm olaylara aynı Yasa'nın 6/A maddesindeki madde hükmünde sayılan özellik, nitelik ve vasıfların söz konusu taşınmazlarda tespiti yoluna gidilerek 3030 sayılı Yasa'nın 6/A maddesinde kalan ve kalmayan çekişmeli taşınmazlar tespit edilmek sureti ile davanın aşağıdaki kurulan hüküm ile karara bağlanması sonucuna gidilmiştir.” gerekçesi ile yukarıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece, denetimi ortadan kaldıracak şekilde gerekçeli kararda dava konusu 19 parça taşınmazın her birinin hangi neden veya nedenlerle Kanun’un 6/A hükmü kapsamında kaldığının ya da kalmadığının gerekçelendirilmemesi ve gerekçede bahsedilen bilirkişi raporunda Kanun’un 6/A hükmü kapsamında kalmadığı belirtilen taşınmazların bir kısmı yönünden kabul hükmü kurulmasına rağmen bu durumun nedeninin açıklanmaması ile dava konusu her bir taşınmaz yönünden Kanun’un 6/A hükmü kapsamında kalıp kalmadığını denetlemeye imkan verecek şekilde detaylı bilirkişi raporu temin edilmemiş olması doğru değildir.
Anılan hususlar davacı vekilinin karar düzeltme başvurusu üzerine yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, dava konusu edilen ve temyize konu olan taşınmazlar yönünden taşınmazların Kanun'un 6/A hükmü kapsamı içerisinde kalıp kalmadığını denetlemeye imkan verecek şekilde detaylı bilirkişi raporu alınması ile Mahkemece her bir taşınmazın Kanun’un 6/A maddesi kapsamında kalıp kalmadığı hakkında değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından Mahkeme hükmünün bu nedenlerle bozulması gerekmektedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... vekilinin değinilen yön itibariyle karar düzeltme isteğinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 04.12.2023 tarihli ve 2023/3769 Esas, 2023/7084 sayılı BOZMA KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA,
Yerel Mahkemenin 25.06.2021 tarihli ve 2019/42 Esas, 2021/339 Karar sayılı kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ... Başkanlığına iadesine,
Duruşma tarihi dikkate alınarak 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ... Başkanlığından alınmasına, davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.