Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3386 E. 2024/4745 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, davacının kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın niteliği, imar durumu, tescil harici bırakılma sebebi, davacının zilyetliğinin başlangıcı, süresi ve niteliği gibi hususların yeterince araştırılmadan hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/536 E., 2021/265 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, Hacılar köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere niteliğinde tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescil edilen 148 ada 3 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde bulunduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin lehine oluştuğunu ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili ve Hazine vekili; dava konusu taşınmazın dere yatağı vasfında ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi gereğince tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadığını, Kadastro Müdürlüğü yönünden husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Dahili davalı ... vekili; davanın husumetten reddi gerektiğini, davaya konu taşınmazın vasfının ne olduğunun belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.12.2013 tarihli ve 2013/40 Esas, 2013/965 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın dere yatağı niteliği taşımadığı ve davacı tarafça kullanıldığı belirlenerek 06.09.2013 tarihli Harita ve Kadastro Mühendisinin raporu esas alınarak (A) harfi ile gösterilen 71,97 metrekarelik dere yatağı olarak tespit harici bırakılan kısmın davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve Kadastro Müdürlüğü vekili ile davalı Hacılar Köyü Tüzel Kişiliği vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş; Mahkemece, hükmün kesin olarak verildiği gerekçesi ile temyiz taleplerinin reddine karar verilmiş; ek karar ve hüküm davalı Hazine ve Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2015 tarihli ve 2014/19536 Esas, 2015/7845 karar sayılı kararı ile; dava konusunun değerine bakılmaksızın temyizin mümkün olduğundan davalı Hazine ve Kadastro Müdürlüğü vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek karar bozulup kaldırılarak esasa yönelik temyiz itirazları incelenmiş ve 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlendiği, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırıldığı, Kandıra Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesini davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği tespitine yer verilerek ve davalı Hazine aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin ayrıca isabetsiz olduğu belirlenerek karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 29.01.2016 tarihli ve 2015/465 Esas, 2016/58 Karar sayılı kararı ile; dava edilen taşınmaz parçasının dere vasfında olmadığı, tarım arazisi niteliğinde olduğu, davacının miras bırakanları ve davacı tarafından tarım amaçlı olarak kullanıldığı, bu kullanımın üzerinden 20 seneden çok fazla zamanın geçtiği belirlenerek davanın kabulü ile fen bilirkişisinin 06.09.2013 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki ölçekli krokide (A) harfi ile gösterilen 71,97 m²'lik taşınmazın davacıya ait Kandıra ilçesi, Hacılar köyü 148 ada 3 parsele eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiş ve karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.03.2019 tarihli ve 2016/7420 Esas, 2019/1512 Karar sayılı kararıyla; Türk Medeni Kanunu'nun 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerektiği, Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirlenerek davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dere olarak sınırlandırılan ve tescil harici bırakılan 71,97 m²'lik taşınmazın öteden beri davacının malik olduğu 148 ada 3 parselin bir parçası olarak davacının miras bırakanları tarafından, halen de davacı tarafından malikmiş gibi tarım amaçlı kullanıldığı, bu kullanımın üzerinden 20 seneden fazla zamanın geçtiği, taşınmazın orman niteliğinde olmadığı, ziraat kültür toprağı niteliğinde olduğu ve özel mülkiyete konu edilebileceği, parselde herhangi bir dere yatağı bulunmadığı, tepeye yakın bir yerde bulunduğundan dere yatağı oluşmasının da söz konusu olamayacağının jeoloji mühendisi bilirkişinin raporundan anlaşıldığı belirlenerek davanın kabulü ile fen bilirkişisi Işık Gökşin' in 06.09.2013 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki ölçekli krokide (A) harfi ile gösterilen 71,97 m²'lik taşınmazın davacıya ait Kandıra ilçesi, Hacılar köyü 148 ada 3 parsele eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek eksik inceleme ve araştırma neticesinde verilen kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi,

3. Değerlendirme

Mahkemece, dava konusu taşınmazın dere yatağı vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakıldığı kabul edilmiş ise de Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde yapılan kadastro çalışmalarında çekişmeli taşınmazın ne sebeple tescil harici bırakıldığının sorulmamış ve taşınmazın imar durumu da araştırılmamıştır. Yine, hükme esas alınan ziraatçı bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın ne şekilde kullanıldığına yer verilmemiş, sadece taşınmazın değeri belirlenmiştir. Yine taşınmazın evveliyatını, kullanım süresini ve niteliğini en iyi şekilde belirleyebilme yöntemi hava fotoğrafları olmasına rağmen bundan yararlanılmamıştır.

Bu durumda, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün hangi tarihte ne sebeple tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorularak buna ilişkin yazı cevabı dosya içerisine alınmalı, dava konusu taşınmazı gösterir kroki eklenmek suretiyle taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, imar planı içerisinde ise imar planının hangi tarihte onaylandığı İlçe Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmalıdır.

Dava tarihi olan 2012 yılından ya da taşınmaz imar planı kapsamında ve imar planının onay tarihi dava tarihinden önce ise imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler ve tanıklar ile ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeeoloji mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşturalacak bilirkişi heyeti eşliğinde yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşif sırasında; yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmazlarda imar-ihyaya ne zaman başlanılıp tamamlandığı, tamamlandığı tarihten itibaren Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen sürenin geçip geçmediği hususları etraflıca sorulmaldır.

Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle (A) bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümünün evveliyatının ne olduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasına ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla ve ne zamandan beri sürdürüldüğü hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalıdır.

Jeoloji bilirkişisinden davaya konu taşınmaz bölümünün dere yatağı olup olmadığı ya da dereden kazanılıp kazanılmadığı hususlarında önceki bilirkişi raporunu denetler şekilde rapor alınmalıdır.

Ziraat mühendisinden taşınmazın (A) bölümünün zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile (A) bölümü arasında nitelik farkı olup olmadığı hususlarında bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmelidir.

Fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra, şayet dava konusu taşınmaz dava tarihinden evvel imar planı kapsamına alınmış ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten imar planının onaylandığı tarihe kadar, imar planı kapsamında değilse dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine aralıksız ve nizasız olarak geçmesi gerektiği göz önünde bulundurulmak suretiyle iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden dava konusu (A) bölümü yönünden eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklana sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.