Logo

1. Hukuk Dairesi2024/377 E. 2024/3451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, yazılı yargılama usulüne tabi davalarda takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılması gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, HMK m.150'ye göre iki defadan fazla takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılması gerektiği, yerel mahkemenin bu hususu göz ardı ederek yargılamaya devam etmesinin usule aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/258 E., 2023/1200 K.

DAVA TARİHİ : 22.06.2018

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul- Karar Kaldırılarak Davanın Açılmamış Sayılmasına

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/359 E., 2022/225 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; babası ...'un 1979 yılında vefat ettiğini, kadastro çalışmaları yapıldığı sırada yurt dışında yaşadığını, yokluğundan istifade eden davalı kardeşinin, babasından miras yoluyla mirasçılarına intikal eden Giresun ili, Tirebolu ilçesi, ... köyünde bulunan 138 ada 52 parsel sayılı taşınmazı tam hisse olarak kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini, ancak taşınmazda kendisinin miras payının bulunduğunu ileri sürerek dava konusu 138 ada 52 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; mirasbırakanlarından intikal eden arazileri 12.08.1987 tarihinde taksim ettiklerini, yapılan taksim sonucunda dava konusu 138 ada 52 parsel sayılı taşınmazın anneleri ...'a kaldığını, davacıya ise "..." mevkiindeki arazinin isabet ettiğini, diğer mirascılara da köyün diğer yerlerindeki arazilerin verildiğini, taksim senedini ... köyü muhtarı ...'ın tasdik ettiğini, annesi ...'un kendisine isabet eden 138 ada 52 parsel sayılı bu taşınmazı ve diğer taşınmazlarını 01.06.1989 tarihli hibe senediyle (kendisinin eşi olan) gelini Saliha Kuş'a hibe ettiğini, eşi Saliha Kuş'un da daha sonra 02.07.1989 tarihli satış senediyle dava konusu taşınmazı kendisine sattığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2020 tarihli ve 2018/241 Esas, 2018/41 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafça sunulan taksim, hibe ve satış senetlerinin dava konusu taşınmazı kapsadığı, davacının iddialarını ispatlamak amacıya herhangi bir belge sunmadığı gibi tanık da dinletmediği, dolayısıyla davacının çekişmeli taşınmazda herhangi bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ve 2018/241 Esas, 2018/41 Karar sayılı kararıyla; Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları uyarınca terekeye dahil olan bir taşınmazın daha sonradan terekeden çıkarıldığını, başka bir ifadeyle taksim, hibe ve satış işlemlerine konu edildiğini ileri süren tarafın bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispat etmekle mükellef olduğu, somut olayda, çekişmeli taşınmazın kök mirasbırakandan miras yoluyla intikal ettiği sabit olup davalı tarafça taksim, satış ve hibe işlemlerine dayanıldığına göre ispat külfetinin bu işlemlere dayanan davalı tarafa ait olduğu, davalı tarafın bu kapsamda dosyaya taksim, satış ve hibe senetleri sunarak çekişmeli taşınmazın bu senetlerin kapsamında kaldığını ve kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü, bahse konu taksim sözleşmesi incelendiğinde, tüm mirasçıların sözleşmede imzalarının bulunmaması sebebiyle geçerli bir taksim sözleşmesi olarak kabulü mümkün değil ise de, bu sözleşmeyi düzenleyen mirasçılar arasında hisse devrine ilişkin sözleşme niteliğini taşımasının mümkün olduğu, bu nedenle sözleşme içeriğinin yerine getirilip getirilmediği, yerine getirilmiş ise sonradan aksinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı niteliği taşıyıp taşımadığının da araştırılması ve tartışılması gerektiği, hal böyle olmasına rağmen Yerel Mahkemece ispat yükünün davalı tarafta olduğu hususu gözden kaçırılarak davacı tarafın iddialarını ispata ilişkin herhangi bir delil sunmadığının belirtildiği, davalı tarafça sunulan senetlere ilişkin olarak yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı, mahallinde yapılan keşifte bir mahalli ile bir tespit bilirkişinin dinlenilmesiyle yetinildiği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisine sunulan senetlerle ilgili herhangi bir soru sorulmadığı, soyut, ayrıntı içermeyen ve son derece yetersiz bilirkişi beyanlarına dayanılarak karar verildiği, bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2022 tarihli ve 2020/359 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın mirsabırakan ...'tan kaldığı, mirasbırakanın sağlığında veya ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile adil bir taksimat yapılmadığı, davalı tarafça sunulan taksim, satış ve hibe senetlerinin ayrıntısını ve uygulanıp uygulanmadığını dinlenilen mahalli bilirkişiler ile senet tanığının bilmediği, dolayısıyla ileri sürülen iddialarda kötü niyet tartışmasının yapılamadığı, kullanım ile ilgili taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, senetlerde ev yanı olarak geçen taşınmazın davaya konu taşınmazı kapsadığı, davaya konu taşınmazda davacının da mirasbırakanın veraset ilamındaki hissesi oranında hakkı bulunduğuna kanaat getirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Nedenleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarla Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/359 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2023 tarih ve 2023/258 Esas, 2023/1200 Karar sayılı kararıyla; somut olayda, yargılama sürecinde 14.03.2019 ve 20.05.2021 tarihli oturumların takipsiz bırakılması üzerine dosyanın iki kez işlemden kaldırılıp yasal süresi içerisinde yenileme talebinde bulunulması üzerine dosyanın yeniden ele alınarak yargılamaya devam olunduğu, 27.10.2021 tarihli oturuma davacı tarafın katılmaması ve duruşmada hazır bulunan davalının da davacı tarafça takip edilmeyen davayı kendilerinin de takip etmediğini beyan ederek dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmesi üzerine Mahkemece dosyanın üçüncü kez yeniden işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacının 11.11.2021 tarihinde tarafına duruşma günü bildirilmediğinden duruşmaya katılamadığını, dosyanın işlemden kaldırıldığını ve davanın yenilenmesine karar verilmesini talep ettiklerini bildiren dilekçe sunduğu, bunun üzerine dosyanın yenilenmesine karar verilerek yargılamaya devam edildiği görülmüştür. Davacının 27.10.2021 tarihinden önceki önceki duruşmaya bizzat katıldığı ve duruşma gününden haberdar olduğu, yazılı yargılama usulüne tabi davaların HMK madde 150 gereği en fazla iki defa takipsiz bırakılabileceği, üçüncü kez takipsiz bırakılması durumunda HMK madde 150/6 gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bu nedenle Yerel Mahkemece 27.10.2021 tarihli duruşmada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olmadığı, ancak bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere HMK'nın 353/1-b.(2) maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; HMK'nın 150 nci maddesindeki koşulların gerçekleşmediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Giresun ili, Tirebolu ilçesi, ... köyünde köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 52 parsel numaralı taşınmazın 1.358,89 m² yüz ölçümü ve "betonarme ev ve ahşap ev ve ambar ve fındık bahçesi" vasfı ile davalı ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi