"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2505 E., 2024/698 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/16 E., 2022/117 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı Şirket yetkililerinden ...’un 20 yıllık arkadaşı olduğunu, ...’in teminat amaçlı bir taşınmaza ihtiyacı olduğunu bildirdiğini, iyi niyetli olarak 01.08.2017 tarihinde davalı Şirket ile anlaşma akdettiklerini, 1042 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki F blok 2 numaralı bağımsız bölümün 15.06.2019 tarihinde bedel talep etmeksizin devrini kararlaştırdıklarını ve taşınmazı davalı Şirkete bedel almaksızın devrettiğini, taşınmazın iadesinin kararlaştırıldığı tarihten 3 hafta önce taşınmazın diğer davalı ...’e temlik edildiğini, taşınmazın değerinin 400.000,00 TL’den fazla olmasına rağmen 93.000,00 TL’ye devredildiğini, Ahmet’in bu durumu bildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davacı ile arkadaşı olduğunu beyan ettiği Şirket yetkilisi arasındaki hususların kendileri ile ilgisi olmadığını, davacıyı ya da davalıyı tanımadığını, inanç ilişkisinin varlığının kanıtlanması gerektiğini, iyi niyetli olduğunu, 2012 yılından beri oğlu ile emlak ofisi işlettiklerini, tapuda taşınmazın değeri 93.000,00 TL olarak görünse de taşınmazdaki 480.000,00 TL tutarlı ipoteğin kendisi tarafından kaldırılması konusunda anlaştıklarını, banka aracılığıyla 294.792,75 TL ödediğini, taşınmazı satın aldıktan sonra davacının çıkmamak için direndiğini, öncelikle savcılığa şikayet ettiğini, bunun üzerine haksız işgal nedeniyle dava açtığını, o davayı uzatmak için davacının eldeki davayı açtığını, ipotekli taşınmaza 248.000,00 TL ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Şirket, süresinde davaya cevap vermemiş; aşamada yetkilisi ..., taşınmazın inanç ilişkisi ile bankaya teminat gösterilmek için arkadaşı olan davacıdan alındığını ve sözleşme yapıldığını, Şirketin diğer ortağı ...’in borç aldığı davalı ...’e taşınmazı teminat olması amacıyla devrettiğini, satışın söz konusu olmadığını, Ahmet’i arayıp parayı verip evi almayı teklif ettiğini ancak kabul etmediğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı Şirket arasında adi yazılı şekilde düzenlenmiş inanç sözleşmesinin bulunduğu, inanç sözleşmesinin ispatlandığı ancak tapu iptali ve tescile karar verilebilmesi için sözleşmede herhangi bir imzası bulunmayan ve üçüncü kişi konumunda olan davalı ...'ın 22.05.2019 tarihinde taşınmazı satış suretiyle edindiği, taşınmaz karşılığında diğer davalıya 251.592,75 TL bedel ödediği, taşınmazı satın almadan önce gezip gördüğü, dinlenen tanık beyanlarından yapılan devir işleminin muvazaalı olduğuna ilişkin görgüye dayalı herhangi bir beyan bulunmadığı, davalı ...'in diğer davalı ile işbirliği içinde olduğuna ve davacı ile diğer davalı arasındaki inançlı işlemi bilen veyahut bilebilecek kişilerden olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'ın uyuşmazlığa konu taşınmazı davalı Şirketten 22.05.2019 tarihinde satın aldığı ve temlik tarihi ile uyumlu ödeme dekontlarında görüleceği üzere davalı Şirkete 251.592,75 TL ödeme yaptığı, tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın alan iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğu, davalıların el ve iş birliği içinde olduklarının ispatlanamadığı, tanıkların davalıların birbirlerini tanıdıkları veya iş birliği içinde oldukları yönünde bir beyanlarının bulunmadığı, taşınmazın keşfen saptanan temlik tarihindeki değeri ile ödenen bedel arasında fark olsa da bunun tek başına muvazaanın kanıtı olmayacağı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yerinde olmadığını, davaya konu taşınmazın davalı Şirketten davalı ...'a devrinin gerçekleştiği 22.05.2019 tarihinde bilirkişi tarafından belirlenen değerinin 382.517,15 TL olduğunu, devrin 294.792.75 TL’ye yapıldığını, davalı Şirket yetkilisinin de beyanlarında belirttiği üzere davalı ...’ın ilgili taşınmazı mülkiyet edinmek amacıyla edinmediğini, davalı Şirket ile diğer davalının, müvekkili ile davalı Şirket arasında yapılan sözleşmenin ifa tarihi olan 15.06.2019 tarihinden yalnızca 3 hafta önce 22.05.2019 tarihinde ilgili taşınmazı ortalama değerinin dörtte bir azına devrettiğini, müvekkilinin büyük zararlar yaşadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; davacının, kayden maliki olduğu 1042 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki F blok 2 numaralı bağımsız bölümü 03.08.2017 tarihinde davalı Şirkete temlik ettiği, Şirket adına işlemi davalı Şirket yetkilisi olan dava dışı ...’un yaptığı, yine Şirket adına ...’in 22.05.2019 tarihinde taşınmazı davalı ...’a devrettiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle:
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.