"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/169 E., 2023/38 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... ve arkadaşları; 29.07.1926 tarih ve 113 sıra numaralı tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 157 ada 57 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı Hazine; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitine esas alınan Mart 1326 daimi tarih ve 1289 sıra numaralı tapunun zayiinden yeniden ita kılanan Haziran 1334 tarih, 10 sıra numaralı ... Vakfı adına kayıtlı tapu kaydına tutunarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bucak 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydı ve tespite dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacıların dava konusu taşınmazı Hazineden iktisap ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 157 ada 57 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... ve ... kızı 1932 doğumlu ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Mahkemenin yukarıda anılan kararının süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.02.2021 tarih, 2017/3648 Esas, 2021/1749 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, davacılar ile kayıt maliki arasındaki akdi ya da irsi ilişkinin belirlenmesi, yeniden keşif yapılarak usulünce uygulanmak suretiyle dayanılan tapu kayıtlarının kapsamının tespiti, dava konu taşınmazın davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı ancak tapu maliki ile davacılar arasında akdi-irsi bağlantı tespit edilemediği takdirde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine de dayandıklarından davacılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı da araştırılması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
2. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davacıların dayandığı tapu kaydının maliki ile davacılar arasında akdi ve irsi bağ kurulamamış ise de taşınmazın davacılar murisi ... tarafından yıllarca kullanıldığı, murisin vefatından sonra dava konusu taşınmazların davacılar tarafından kullanılmaya devam edildiğinin tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile ispat edildiği gerekçesiyle çekişmeli 157 ada 57 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... ve ... kızı 1932 doğumlu ... mirasçıları adına Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/567 Esas, 2009/479 Karar sayılı ilamındaki miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu yerin Hazineye ait Haziran 1334 tarih ve 10 sıra nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı, Hazine tapusunun eski ve öncelikli olması nedeniyle kayda itibar edilmesi gerektiği, doğru sonuca ulaşılabilmesi için tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tedavüllerinin ve revizyon durumlarının belirlenmesi, davacıların dayandıkları tapu kaydında adı yazılı malik ile aralarındaki bağın ispat edilmesi gerektiği, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması suretiyle yapılacak araştırma sonucunda hüküm kurulması gerektiği halde bu hususlara riayet edilmediği, dosya içeriğinde bulunan bilirkişi raporlarında miktara değil hudutlara itibar edilmesi gerektiği yönünde kanaatte bulunulduğu ancak Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, dayanak tapu kaydının miktar, hudutlar, mevkii itibariyle taşınmazlara uygunluğunun esas olduğu, Mahkemece Hazine tapusu dikkate alınmadan, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Kadastro sonucu; Çeltikçi ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 157 ada 57 parsel sayılı 5.002,97 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ...’in tasarrufunda olduğu ancak 431 sayılı Yasa gereği Hazine adına intikal eden tapu kaydı kapsamında kaldığı belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.Mahkemece davacıların dayandığı tapu kayıt maliki ile davacılar arasında akdi yahut irsi ilişkinin ispat edilemediği; ancak taşınmazın davacılar ve murisinin zilyetliği olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma gereklerine de riayet edilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacılar, Temmuz 1926 tarih, 113 sıra numaralı tapu kaydına dayanmışlar; davalı Hazine ise tespite esas alınan Haziran 1334 tarih, 10 sıra numaralı tapu kaydına tutunmuştur. Öte yandan, kadastro sırasında dava konusu taşınmaz, kanunları gereği Hazine adına intikal eden tapu kaydı kapsamında kaldığı belirtilerek Haziran 1334 tarih, 10 sıra numaralı kayıt esas alınmak suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Tapu kayıt örnekleri incelendiğinde ise davacıların dayandığı kaydın, Hazineden satın alma suretiyle ''... oğlu ...'' adına oluştuğu ve Haziran 1334 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydından ifrazen geldiği anlaşılmaktadır. Şu halde, uyuşmazlığın çözümü için Hazineden satın alma suretiyle tedavül eden davacı dayanağı tapu kaydının yöntemince uygulanması zorunludur. Ne var ki tapu maliki ''... oğlu ...'' ile davacılar arasındaki irsi bağ dosyadaki nüfus kayıtları kapsamından anlaşılamadığı halde bu husus araştırılıp duraksamasız biçimde tespit edilmemiş; öte yandan davacı dayanağı tapu kaydı usulüne uygun şekilde uygulanmamış, özellikle yerel bilirkişi ve tanıkların hudut yerlerine ilişkin sözleri komşu parsel tutanakları ile denetlenmemiş, keşif aşamasında dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanına göre uygulama yapılmış, bir tapu kaydının taşınmaza aidiyetinin kabulü için köy ve mevkiinin uyması ve ayrıca taşınmazın konumuna göre en az 2 veya 3 sınırın ayırtedici ve sabit nitelikleriyle taşınmazı kapsaması zorunlu olduğu halde bu esaslar gözetilerek kayıt uygulaması yapılmamış, eksik inceleme ve araştırma sonucunda hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
3.Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacılar ile kayıt maliki ''... oğlu ...'' arasında akdi ya da irsi ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak davacılardan dayandıkları tapu kayıt maliki ile aralarındaki hukuki ilişki hususunda izahat istenmeli( irsen intikal, tapu dışı satın alma vb.), davacılar ile kayıt malikine ait nüfus kayıt örnekleri (atik kayıtlar dahil) ile veraset ilamları dosya arasına getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.
4.Dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında, evvela Temmuz 1926 tarih, 113 sıra numaralı tapu kaydının maliki ... oğlu ... ile davacılar arasında akdi ya da irsi ilişki bulunup bulunmadığı nüfus kayıtları ve varsa veraset ilamından yararlanılarak ve yerel bilirkişilerden sorulmak suretiyle tespit edilmeli; yöntemine uygun şekilde uygulanmak suretiyle dayanılan tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, özellikle bilirkişi ve tanıkların hudut yerlerine ilişkin sözleri komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli; fen bilirkişisine kayıt uygulamasını gösterir şekilde keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli; dava konu taşınmazın davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşıldığı ancak tapu maliki ile davacılar arasında akdi yahut irsi bağlantı tespit edilemediği takdirde, davacıların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddialarının da bulunduğu gözetilerek taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin kim tarafından, hangi tarihten beri ve hangi dayanakla sürdürüldüğü yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanarak davacılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesinde yazılı iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı, bu anlamda tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği araştırılmak suretiyle toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Bucak 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.