"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/299 E., 2014/549 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı ... temsilcisi, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar..... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; dava konusu 285 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin müşterek murisi olan ..... oğlu.....’dan geldiğini, murisin terekesinin taksim edilmediğini, dava tarihine kadar taşınmazın müvekkilleri tarafından payları oranında zilyet edildiğini, Kadastro Mahkemesinde taşınmaza ilişkin tespite itiraz davası devam ederken taşınmazın Atatürk Barajının suları altında kaldığını ve yapılan yargılama sonunda taşınmazın tescil harici bırakılmasına karar verildiğini, bu nedenle eldeki davayı açma gereği duyduklarını belirterek dava konusu taşınmazın mülkiyetinin muristen gelen payları oranında müvekkillerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar Hazine vekili; davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekilleri duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın, tespite esas vergi kaydının kapsamında kaldığı, .... oğlu ..... mirasçıları olan davacıların zilyetliğinde olduğu, taşınmazın tespitine itiraza ilişkin Kadastro Mahkemesi dosyasında yapılan yargılama sonunda tescil harici bırakılmasına karar verildiği ancak esasa ilişkin bir karar verilmediği de gözetilerek davanın kabulüne, dava konusu 285 parsel sayılı taşınmaz 2496 pay kabul edilmek suretiyle hüküm yerinde açıkça yazılan payları oranında davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... temsilcisi, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davalı ... temsilcisi temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğunu, keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanları arasında çelişkiler olduğunu, hava fotoğrafı incelemesi yapılmadığını ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişiden rapor da aldırılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 542 metrelik maksimum göl kotu altında kaldığından kamulaştırıldığını ve kamulaştırma bedelinin T.C. Ziraat Bankasının .... Şubesine yatırıldığını, kamulaştırma yapıldığı sırada taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olmasının idarenin sorumluluğunda bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; mülkiyetin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 4 ve 5. maddeleri; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1 ve 14/1. maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi,
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sırasında Şanlıurfa ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 285 parsel sayılı 11.850,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...,...,...,..., ve ....adlarına eşit paylarla tespit edilmiş; taşınmazın tespitine itiraz edilmesi üzerine, Bozova 2. Kadastro Mahkemesinin 18.06.2004 tarihli ve 2004/1 Esas, 2004/3 Karar sayılı kararıyla, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın Atatürk Barajı göl suları altında kaldığı gerekçesiyle taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/C maddesi gereğince tescil harici bırakılmasına ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, 11.06.2007 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
2. Mahkemece dava konusu taşınmazın, kadastro tespitine esas vergi kaydının kapsamında kaldığı ve tespit tarihine kadar davacıların zilyetliğinde bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, Atatürk Barajı göl suları altında kaldığı gerekçesiyle hükmen tescil harici bırakıldığı halde yasal hasım konumundaki Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanmamış, dava konusu 285 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas alınan 1936 tarihli ve 18 tahrir numaralı vergi kaydının revizyon durumu araştırılmamış, taşınmazın sınırında komşu taşınmazların tespitine esas tapu ve vergi kayıtları tesislerinden itibaren getirtilip dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları belirlenmemiş, taşınmazın niteliği ve kullanım durumunun tespitinde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, yöntemine uygun şekilde belgesiz araştırması da yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafa davasını Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalının savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, dava konusu taşınmazın tespit tarihi olan 1976 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, taşınmazın tespitine esas alınan 1936 tarihli ve 18 tahrir numaralı vergi kaydının revizyon durumu araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tutanakları, oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı suretleri, hükmen oluşmuşsa kesinleşme şerhli mahkeme ilamları ve revizyon gördüğü taşınmazlar ile dava konusu taşınmazı bir arada gösterecek birleşik harita getirtilmeli, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan komşu taşınmazlara ait tapu ve vergi kayıtları tesislerinden itibaren getirtilip dosya arasına alınmalı, bundan sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişi huzuruyla, dava konusu taşınmazın baraj gölü suları altında kaldığı da gözetilerek mahallinde keşif yapılmasına gerek olmaksızın kadastro paftası üzerinde büro incelemesi yapılmalıdır.
Yapılacak büro incelemesi sırasında, dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan vergi kaydının hudutları tek tek okunmak ve yerel bilirkişilerden sorulmak suretiyle pafta üzerinde uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, yine yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından pafta üzerinden dava konusu taşınmazın mevkii, sınırları, sınır komşuları, geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazın tasarrufu hususundaki beyanları komşu parsel tutanakları ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; teknik bilirkişiden dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan vergi kaydının varsa revizyon gördüğü parsellerin de dikkate alındığı, komşu parsellerin dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlendiği ve kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle kaydın sınır denetiminin yapıldığı ve kapsamının kesin olarak gösterildiği, keşfi izlemeye imkan veren ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi istenerek taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, raporda taşınmazın uydu fotoğrafları üzerindeki konumunun gösterilmesi de istenilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan dosya arasındaki ve gerekirse Bozova 2. Kadastro Mahkemesinin 18.06.2004 tarihli ve 2004/1 Esas, 2004/3 Karar sayılı dosyasındaki ziraat mühendisi bilirkişi raporlarından da yararlanılmak suretiyle dava konusu taşınmazın niteliği, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunun ne olduğunu belirten, somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Öte yandan; davacı taraf, murisleri ve müşterek murisleri .... oğlu ..... yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca belgesiz araştırması yapılmalı, varsa taşınmazların çalışma alanları ayrı ayrı belirlenmeli, hükmen tescil edilen dava dışı 267 parsel sayılı taşınmazın miktarı ile Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/480 Esas, 2014/554 Karar sayılı dosya kapsamı da dikkate alınarak norm sınırlarının aşılıp aşılmadığı üzerinde durulmalı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/4. ve 5. fıkraları gereğince yasal ilanlar yaptırılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, taşınmaz 2496 pay kabul edilmek suretiyle pay-payda eşitliği sağlanmadan davacıların taşınmazın hüküm yerinde yazılan payları oranında davacılara ait olduğunun tespitine karar verilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... temsilcisi, davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Davalı ... DSİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının davalı ... Başkanlığına iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.