"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/974 E., 2021/1193 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar kaldırılarak dava ret-Direnme
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/32 E., 2019/175 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.04.2022 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi, davalı ... gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi.
Dairemizce, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Hukuk Genel Kurulunca, davacı vekilinin davalı ...'e yönelik temyiz başvurusunun miktardan reddine, direnme uygun bulunduğundan, davacı vekilinin davalı ...'e yönelik diğer temyiz itirazları ile ilgili inceleme yapılması için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının mirasbırakanı olan babası ...’in 19.10.2015 tarihinde öldüğünü, sağlığında maliki olduğu 1212 ada ... ada 20, 1215 ada 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarını ikinci eşinden olma çocukları ...,...,... ’ye mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın ilk evliliğinden tek çocuğunun davacı olduğunu, mirasbırakanın taşınmaz satmasını gerektirir ihtiyacı da bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında davacı adına tesciline, mümkün olmazsa terekeye iadesine, o da mümkün olmazsa tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasında mirasbırakanın temlikleri denkleştirme amacıyla yaptığını, davacıya da yer vermek istediğini ama onun kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.09.2019 tarihli ve 2016/32 Esas, 2019/175 Karar sayılı kararıyla; davacının mirasbırakanın ilk eşinden olma çocuğu olduğu, yörede taşınmazların aileye yakın olan erkek çocuklarda bırakılması ve onlar tarafından paylaşılması şeklinde genel bir inanış olduğu, mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirecek ekonomik ihtiyacının bulunmadığı, davalıların ekonomik alım güçlerinin olmadığı, temlik bedeli ile gerçek değerler arasındaki fahiş fark olduğu, davacının babasından kırk sene önce ayrılarak başka bir yere gittiği, mirasbırakanın dava dışı kızına ve oğluna herhangi bir taşınmaz devri yapmadığı, temlikin paylaştırma kastıyla yapılmadığı, mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile aslında bağışlamak istediği taşınmazlarını satış gibi gösterdiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.02.2020 tarihli ve 2020/186 Esas, 2020/252 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın davacı da dahil tüm mirasçıları ile beşeri ilişkilerinin iyi olduğu, aralarında herhangi bir husumetin bulunmadığı, davacıya da taşınmaz vermeyi teklif ettiği, ancak davacının kendi iradesi ile bunu kabul etmediği, mirasbırakanın davalılara yaptığı devirde mal kaçırma kastının bulunmadığı, şayet mal kaçırma kastı olsa idi ölüm tarihinde adına kayıtlı taşınmazları da davalılara devretmesinin bekleneceği, salt bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, dolayısıyla mirasbırakan tarafından davalı oğullarına ve gelinine yapılan temliklerin mal kaçırma kastı ile yapılmadığı gerekçeleriyle davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.04.2021 tarihli ve 2020/1750 Esas, 2021/2529 Karar sayılı kararı ile; “...Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davacının davalı ... ve... yönünden temyiz dilekçesinin değerden reddine, davacının davalı ... ve... yönünden temyiz itirazlarına gelince;…her ne kadar mirasbırakanın geriye on parça taşınmazı kalmış ise de terekesinde kalan taşınmazların değerlerinin toplamının 724.994,52 TL olduğu, mirasbırakanın davalılara temlik ettiği taşınmazların değerlerinin toplamının ise 1.134.506,85 TL olduğu, diğer bir deyişle mirasbırakanın mal varlığının büyük bir kısmını davalılara temlik ettiği, tanık olarak dinlenilen mirasçı ...’nin de mirasbırakanın ...’e yer verdiği ancak onun istemediği, mirasbırakanın kendisine de yer verdiği ama maddi durumu iyi olmadığı için üstüne alamadığı, ... ve ...’ya da yer verdiği, onların taşınmazları üstüne alabildiği, mirasbırakanın kendisine vermiş olduğu yerin de bu sekiz parça taşınmaz içinde kalan bir bölüm olduğu, kendilerinin taşınmazıları fiilen kullandıkları, ...’in kullandığı bir yer olmadığı yönündeki beyanları yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, davalıların savunmalarında belirttikleri gibi mirasbırakan tarafından yapılan bir paylaştırma veya denkleştirmenin olmadığı ve temliklerin muvazaalı olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca, temliklerin muvazaalı olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın davacıya da taşınmaz vermek istediği ancak davacının bunun kabul etmediği, tüm çocuklarına sağlığında yer verme iradesini ortaya koyduğu sabit olduğundan mirasbırakanın geriye kalan temlik dışı taşınmazlarının sayısı ve belirlenen değeri nazara alındığında mal kaçırma kastı olsa idi temlik dışı taşınmazları da davalılara devretmesinin hayatın olağan akışı gereği olduğu, ancak mirasbırakanın temlik dışı taşınmazları nazara alındığında somut olayda mal kaçırma kastı ile hareket etmediğinin açık olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; direnme kararının hatalı ve gerekçesiz olduğunu, süresinde davaya cevap vermeyen davalıların, muvafakat olmamasına rağmen savunmayı genişlettiklerini, müvekkilinin mirasbırakanın ilk eşinden olma çocuğu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin kendisine yer verildiği yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, kendisine ve dava dışı ...’ye bir temlik yapılmadığını, ancak mirasçı olmayan gelinine dahi devir yaptığını, mal varlığının önemli bir kısmının devredildiğini ve bunun muvazaayı kanıtladığını, bedeller arasında fark olduğunu, temliklerin bağış olarak yapıldığının aşikar olduğunu, tenkis talebinin reddi yanında yeniden keşif yapılıp rapor alınmasına rağmen eski rapora göre yargılama giderlerine hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı
Dairemizin 26.04.2022 tarihli ve 2021/9389 Esas, 2022/3532 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli ve 2022/1-821 Esas, 2023/1222 Karar sayılı kararı ile; "Dinlenen tanıklar beyanlarında; davacı ile mirasbırakanın beşeri ilişkilerinin iyi olduğunu, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğunu, dava konusu edilen taşınmazlar üzerinde mirasbırakanın sağlığında davalı ...'nın da katkısıyla ev yapıldığını, mirasbırakanın bakıma ihtiyacı olduğunu, oğulları ... ve... ile ölmeden önce birlikte yaşadığını, ayrı bir yerde yaşayan ...'in de ara sıra ve bayramlarda geldiğini, mirasbırakanın davacı ...'e de taşınmaz vermeyi teklif ettiğini, ancak davacının kabul etmediğini, dava dışı ...'nin ise maddi durumu elvermediğinden fiilen kullandığı taşınmazı üzerine alamadığını ifade etmişlerdir. Dosya kapsamından ve dinlenen tanık beyanlarından; evlenmesi nedeni ile baba evinden ayrılan davacının, mirasbırakan ve diğer mirasçılar ile beşeri ilişkilerinin iyi olduğu, mirasbırakanın bakıma ihtiyacı olduğu ve ölmeden önce oğulları ... ve...'ın da katkıları ile inşa edilen binada onlarla birlikte kaldığı, geriye bıraktığı on parça taşınmazının daha olduğu, sağlığında davacıya da taşınmaz verme iradesini ortaya koyduğu sonucuna varılmıştır. Tapuda gösterilen satış bedelleri ile taşınmazların gerçek bedelleri arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olmadığı da kuşkusuzdur. Ayrıca, çekişme konusu taşınmazların davalıya devri bedelsiz ise de yapılan temlikin muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli ve 1974/1 Esas, 1974/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında iptal edilebilmesi için temlikin sadece muvazaalı olması yeterli olmayıp muvazaalı işlemin aynı zamanda mirasbırakan tarafından mal kaçırma kastıyla yapılması ve mal kaçırma kastının da davacı tarafça usulüne uygun şekilde ispat edilmesi gerekmektedir. Dosyaya sunulan deliller, bilgi ve belgelerden, eldeki davada ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın, temlikin muvazaalı olduğunu ve mirasbırakanın çekişmeli temlik ile mirastan mal kaçırma amacıyla hareket ettiğini kanıtlayamadığı anlaşıldığından terditli ilk talep olan muris muvazaası yönünden davanın reddine dair verilen direnme kararı yerindedir..." gerekçesiyle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin davalı ...'e yönelik temyiz başvurusu miktardan reddedilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı; Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'in 20 parsel sayılı taşınmazının ½ payı ile 173, 103 ve 160 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu...’a, 20 parsel sayılı taşınmazının ½ payı ile 223 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ...’ya, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarını oğlu...’ın eşi davalı ...’ye, 198 parsel sayılı taşınmazını ise davalı oğlu...’a temlik ettiği, mirasbırakanın 19.10.2015 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma oğlu ... ile ikinci eşinden olma çocukları ...,...,...’nin kaldığı anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...