"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/120 E., 2014/142 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılardan ... ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, müşterek temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... dava dilekçesinde; 07.09.2004 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydı ile adına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün kadastro çalışmaları sonucunda davalılar adına kayıtlı 233 ada 15, 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar içerisine dahil edildiğini, bu taşınmazların nizalı bölümlerinin davalılar ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek taşınmazların nizalı bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili 25.02.2014 havale tarihli dilekçeyle; dava konusu 233 ada 15, 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların müvekkili adına kayıtlı 233 da 19 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğunun eldeki davadan önce müvekkilinin taraf olduğu Kadastro Mahkemesinin 2011/1 Esas ve 2012/25 Karar sayılı kararıyla da sabit olduğunu belirterek söz konusu dosyada Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda değinildiği şekilde dava konusu taşınmazlardan iptal olunacak toplam 8.962,45 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün müvekkili adına kayıtlı taşınmaza eklenerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dayandığı tapu kaydının yüzölçümünün 3 hektar ve 250 metrekare olduğu ancak kadastro çalışmaları sırasında sınır uyuşmazlığı nedeniyle tapu kaydının kapsamının tespit edilmediği, Eleşkirt Kadastro Mahkemesinin 12.07.2012 tarihli ve 2011/1 Esas, 2012/25 Karar sayılı dava dosyasında hükme esas alınan 02.07.2012 tarihli teknik bilirkişi raporu uyarınca davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, “dava konusu 233 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 02.07.2012 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilen 43.580,27 metrekarelik alanın davalı ... adına kaydının; 233 ada 16 parsel numaralı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 12.827,54 metrekarelik alanın davalılar ..., ... ve ... adına kaydının; 233 ada 17 parsel numaralı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 12.014,59 metrekarelik alanın davalı ... adına kaydının ve 233 ada 18 parsel numaralı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 13.931,16 metrekarelik alanın davalı ... adına kaydının iptali ile davacı adına tesciline” karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalılardan ... ile ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılardan ... ile ... müşterek temyiz dilekçelerinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, adlarına kayıtlı taşınmazların kendilerine ait olduğunu, davacının bu taşınmazlarla bir ilgisinin bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 297/2. ve 298/2. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Ağrı ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 233 ada 15 parsel sayılı 43.580,27 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına, 233 ada 16 parsel sayılı 12.828,54 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... ve müşterekleri adına, 233 ada 17 parsel sayılı 12.014,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına ve 233 ada 18 parsel sayılı 13.931,16 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına, Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışma sonucunda taşınmazların tapuya bağlanmadığı, ayrı ayrı tespit tutanaklarında belirtilen tevzi parsellerine isabet ettikleri ve tespit malikleri tarafından zilyet edildikleri gerekçesiyle tespit ve tescil edilmiştir.
Aynı çalışma alanında bulunan 233 ada 19 parsel sayılı taşınmaz, toprak tevzi çalışmaları sonucu oluşan 07.09.2004 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı ancak Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek yüzölçümü hanesi açık bırakılmak suretiyle davacı ... adına tespit edilmiştir.
2. Eldeki davadan önce davacı ... tarafından, dava dışı ...aleyhine 07.09.2004 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak açılan müdahalenin men’i davası, davaya konu olan taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, dava konusu taşınmazların tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Eleşkirt Kadastro Mahkemesinin 12.07.2012 tarihli ve 2011/1 Esas, 2012/25 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, dava konusu 219 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 02.07.2012 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilen 13.931,16 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla .... adına; 233 ada 19 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 18.414,84 metrekare ile aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 390,69 metrekare toplamı yüz ölçümü olan 18.805,53 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla davacı .... adına; 233 ada 20 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 9.384,38 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla... adına; 233 ada 30 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 10.516,29 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla ... adına; 233 ada 31 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 3.973,19 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla... adına; 233 ada 32 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 5.342,02 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla ... adına; 233 ada 34 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 390,69 metrekarelik kısmının mahsubu ile 5.633,37 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla ...adına ve 233 ada 35 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide gösterilen 4.339,90 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfıyla.... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmeksizin 12.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Davacı ..., 07.09.2004 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydı ile Eleşkirt Kadastro Mahkemesinin 12.07.2012 tarihli ve 2011/1 Esas, 2012/25 Karar sayılı kararına dayanarak eldeki davayı açmıştır. Eleşkirt Kadastro Mahkemesince hükme esas alınan 02.07.2012 tarihli teknik bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının dayandığı ve toprak tevzi çalışmaları sonucu oluştuğu anlaşılan 07.09.2004 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydının haritası ile güncel kadastro paftasının çakıştırıldığı, 233 ada 15 parsel sayılı taşınmazın (J) harfi ile gösterilen, 233 ada 16 parsel sayılı taşınmazın (İ) harfi ile gösterilen, 233 ada 17 parsel sayılı taşınmazın (H) harfi ile gösterilen ve 233 ada 18 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen bölümünün davacı adına kayıtlı 233 ada 19 parsel sayılı taşınmaza (1417 nolu toprak tevzi parseli) ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
4. Mahkeme gerekçesinde, Kadastro Mahkemesince hükme esas alınan 02.07.2012 tarihli teknik bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği belirtildiği halde, hüküm yerinde rapora aykırı şekilde dava konusu taşınmazların tamamının kendi yüz ölçümleriyle davacı adına tesciline karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 298/2. maddesi uyarınca, Mahkemece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın içeriğinin birbirine uyumlu olması zorunludur. Bu zorunluluk; açık, adil ve güvenli yargılanma ilkelerinin gereğidir. Kararların farklı ve kendi içinde çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu durum 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedenidir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, önceki kararla bağlı kalınmaksızın çelişkiyi ortadan kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekmekte olup temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılardan ... ile ...’in yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.