Logo

1. Hukuk Dairesi2024/446 E. 2025/2421 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tapu kayıtları uygulanmayan davacıların, tapu kayıtlarının uygulanması ve hisseleri oranında adlarına tescil istemiyle açtıkları davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu bazı taşınmazlar hakkında görevli ve yetkili mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu, bir taşınmaz için ise hak düşürücü sürenin geçtiği ve ayrıca hükmün gerekçesi ile çeliştiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/12 E., 2023/45 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları esnasında davacıların tapu kayıtlarının uygulanmadığını iddia ederek tapu kayıtlarının uygulanarak hisseleri oranında davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli ve 2013/272 Esas, 2015/436 Karar sayılı kararı ile taşınmazların Hazineye ait olduğu ve Aşarın Kaldırılması Kanunu'na göre intikal görmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.02.2021 tarihli ve 2018/5724 Esas, 2021/1151 Karar sayılı kararı ile; "davacıların tapu kayıtlarının kadastro tespiti sırasında uygulanmadığını ileri sürerek davaya konu ettikleri parselleri belirtmeksizin tapu kaydının iptali ve tescili istemiyle dava açtıklarından HMK’nın 31. maddesi gereği hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacı tarafa dava dilekçesinin açıklattırılması, tapu kaydının iptalini talep ettikleri parselleri bildirmeleri için davacı tarafa makul bir süre verilmesi, dava dilekçesindeki eksikliğin giderilmemesi durumunda dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; davacı tarafın dayandığı zabıt kayıtlarının mevkisi ile dava konusu taşınmazların mevkisinin uyuşmadığı, zabıt kayıtların hudutlarının dava konusu taşınmazlara uymadığı, malik olarak gözüken kişinin bölgede tanınmadığı, zabıt kaydının haritası veya krokisinin bulunmadığı, zabıt kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsamadığı, davacıların hak sahibi olduklarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dayanak tapu kayıtlarının kadastroda uygulanmadığının tespit edildiğini, tapu kayıtlarının sınırlarının sabit olduğunu, yolsuz tescilin yok hükmünde olduğunu, hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini belirterek ve re'sen görülecek nedenler ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

.. ilçesi, ...köyünde yapılan .... yılında tesis kadastrosu çalışmaları sonucu ... parsel sayılı 3.485,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz mezarlık vasfı ile Kılıçlı Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildikten sonra 2014 yılında kurumlar arası devir suretiyle tapuda ... adına tescil edilmiştir. 576 parsel sayılı taşınmazın ise davalı olduğundan bahisle malik hanesi ve yüz ölçüm miktarı açık bırakılmıştır.

111 ada 2 parsel sayılı 2.921,60 m2 yüz ölçümlü taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları sonucu kullanıcısı ve işgalcisi olmadığı belirtilerek ham toprak vasfı ile 31.07.2013 tarihinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Bilindiği üzere; kadastro sırasında, genel mahkemelerde mülkiyete ilişkin davaya konu olan taşınmazlar 3402 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca malik haneleri açık olarak tespit edildikten sonra tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesine gönderilir. Haklarında, tespit gününden önce genel mahkemede mülkiyete ilişkin dava bulunan taşınmazların kadastro tespitleri sırasında malik hanelerinin doldurulması hukukça değer taşımamaktadır. Bu tür taşınmazlar hakkında genel mahkemelerin görevi, 3402 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca, taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı tanzim edildiği tarihte sona erer ve davanın Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekir. Kadastro Mahkemelerince, aktarılan davalarda, re'sen araştırma ilkeleri çerçevesinde yargılama yapılarak gerçek hak sahibi yararına tescile ilişkin karar verilmesi zorunludur.

Somut olayda; Mahkemece, çekişmeli ... parsel ve ... ada 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkında esastan inceleme yapılarak yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

576 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava, malik hanesi açık olan taşınmazın tapu kaydı hukuki sebebine dayalı olarak tapuya tescili istemine yöneliktir. Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanak örneği dosya içerisine alınmadığı gibi taşınmazın hangi mahkemenin hangi esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirlenememiş, sadece davalı olması nedeniyle tapu kaydının malik hanesinin açık bırakıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaz hakkında tapu kaydı oluşmamış ve halen malik hanesi açık bulunmaktadır. 111 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava, her ne kadar tapu iptali ve tescil istemi ile açılmış ise de dava tarihi itibarı ile 111 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit harici bırakılan kısımda kaldığı, yargılama devam ederken 31.07.2013 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8.maddesi gereği kadastro tutanağının düzenlenip tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.

3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu parselin halen malik hanesi boş olup taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğuna göre, Mahkemece bu iki taşınmaz hakkında açılan davalar bakımından görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

Dava konusu 575 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 14.05.1971 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı 11.04.2013 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği, davacı tarafın talebinin kadastro öncesi nedene dayalı olması nedeni ile Mahkemece bu taşınmaz hakkında açılan davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Kabule göre de, Mahkemece hüküm kısmı ile gerekçe kısmı birbiri ile çelişmektedir. Kararın gerekçe kısmında işin esasına girilerek davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği açıklanırken hüküm kısmında, açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği yazılarak çelişki oluşturulması da doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.05.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.