"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1558 E., 2024/1084 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kargı Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/142 E., 2023/78 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Çorum ili, Kargı ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 103 ada 4, 103 ada 6, 103 ada 27, 103 ada 30, 103 ada 38, 102 ada 2, 110 ada 23, 111 ada 3 ve 113 ada 50 sayılı taşınmazların tamamının kök murise ait olduğu halde davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, kök muris dedesi ...'in ölümünden sonra mirasçıları arasında herhangi bir taksim yapılmadığını, babaannesi ...’a kadastro tespiti sırasında herhangi bir taşınmaz verilmediğini ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tescilini istemiştir.
Kargı Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.09.2021 tarih 2019/72 Esas-2020/55 Karar sayılı ek kararı ile dava konusu ...’in terekesine terekeye temsilci olarak ... atanmıştır.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazların kök muris ...'den geldiğini ancak terekesinin mirasçıları arasında taksim yapıldığını ve taşınmazların davalılara kaldığını, murisin 1928 yılında vefat ettiğini ve taşınmazlara uzun süre davalıların zilyet olduğunu, davacının babaannesi ... ile halaları ...'nın miras paylarına karşılık olarak nakit para ve eşya alarak taksim yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kural olarak taksime dayanan taraf bu iddiasını ispat etmekle yükümlü ise de Yüksek Mahkemenin yerleşik hale gelen içtihatlarında da belirtildiği üzere, bir insan ömrünü aşan kullanımın taksime karine oluşturmakta olduğu, somut olayda müşterek kök muris ...'in 1928 yılında vefat ettiği, müşterek kök muris ...'in ölüm tarihi olan 1928 yılı ile dava tarihi olan 2017 yılı arasında yaklaşık 89 sene geçtiği, bu sürenin insan ömrünü aşan bir süre olduğu ve bu kadar süre önce gerçekleşen bir taksim olayını ispat etmesinin davalı taraftan beklenemeyeceğinin açık olduğu, davacı tarafın tüm dosya kapsamı itibariyle çekişmeli taşınmazın taksim edilmediğini ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin terekesine temsilci atanması ile davayı takip yetkisi sona eren davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, tereke temsilcisinin ise kararı istinaf etmediği gerekçesi ile davacının istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
Davacı temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tereke temsilcisinin mirasçıların haklarını korumak ve terekenin en iyi şekilde idare edilmesini sağlamak amacıyla hareket edeceğini, ancak istinaf yoluna başvurup başvurmamak konusunda bir zorunluluğu olmadığını, hak arama hürriyetlerinin kısıtlandığını belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği, başka bir söyleyişle mirasçıların davayı takip yetkisinin sona ereceği ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkının miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçeceği açık olup Kargı Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2019/72 Esas, 2020/55 Karar sayılı ek kararı ile muris ...’nin terekesine ...’un temsilci olarak atanmasına karar verildiği ve tereke temsilcisinin davaya dahil edildiği, gerekçeli kararın tereke temsilcisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.