"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1129 E., 2024/970 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Altıntaş Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/46 E., 2023/26 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 144 ada 32 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak tapu iptali ve tescilini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında taşınmazı kayden devralan davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili; dava konusu taşınmazın evveli itibariyle kamunun istifadesine bırakılmış yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığı, özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarih ve 2019/979 Esas, 2020/547 Karar sayılı kaldırma kararıyla; ''Taşınmazın öncesi itibariyle kamu orta malı mera vasfında olup olmadığının belirlenmesi, bu anlamda mera ve zilyetlik araştırması yapılması ve hava fotoğraflarından istifade edilmesi suretiyle taşınmazın niteliği itibariyle özel mülkiyete konu yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi, taşınmaz öncesi itibariyle iktisaba elverişli yerlerden ise davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, ayrıca yargı harçları ikmal edildikten sonra müteakip işlemlerin yapılması'' gerektiği belirtilerek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; çekişmeli taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
Davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın 05.12.2022 tarihinde tamamlama harcı yatırdığını, bu tarihten önce yapılmış olan yargılama işlemlerinin davacı taraf yararına bir hükmü bulunmadığını, zilyetliğin intikaline dayanak olarak sunulan senet incelendiğinde, içeriğinde çekişmeli taşınmazın münhasıran davacının murisine satıldığına dair bilgi olmadığını, dava konusu senette taşınmazın devredildiğine dair bir açıklama yer almadığını, senedin davacı lehine ispat gücü bulunmadığını, mahalli bilirkişilerin çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyden olmasının dosyada bilirkişilik yapmalarına engel olduğunu, Yargıtay kararlarına göre de uyuşmazlığın niteliği itibariyle mahalli bilirkişilerin başka köyden seçilmesi gerektiğini, mahalli bilirkişilerin yaşlarının 1972 tarihli mera tescilinden 20 yıl öncesi olan 1952'de taşınmazın durumunu bilmeye uygun olmadığını, davacının babasının 1987 yılında vefat ettiğini, mahalli bilirkişi olarak dosyada bulunan kişilerin doğum tarihinin taraflarınca bilinmediğini, 1956 yılına ait olduğu iddia edilen hava fotoğrafının taraflarınca hiç görülmediği ve incelenmediğini, çekişmeli taşınmazın kadim mera niteliğinde olduğu ve mera vasfındaki taşınmazların kazandırıcı zaman aşımına konu olamayacağını, taşınmazın 1972 yılı öncesinde davacı tarafından kullanıldığına dair delil bulunmadığını bildirerek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyize konu kararıyla; kaldırma kararı uyarınca araştırma yapılmak suretiyle tamamlanan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın 1972 yılında Toprak Tevzi Komisyonu tarafından mera olarak sınırlandırıldığı, kadastro tespiti sırasında yine bu niteliği ile tespit gördüğü, ancak eski tarihli hava fotoğraflarından ve dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından davacı ... murisinin çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 1972 yılına kadar kazanma koşullarını sağlayacak biçimde sürdürüldüğü gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14., 16. ve 46. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi,
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Kütahya ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 32 parsel sayılı 14.472,51 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz, toprak tevzi komisyonu çalışmaları sırasında mera olarak belirtilerek mera vasfıyla sınırlandırılmış, ardından cins tahsisi sonucunda ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, bilahare bedelsiz devir suretiyle davalı ..... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği adına tapuya kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmiş, Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne hükmedilmiştir. Ne var ki yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
2.Dava konusu taşınmazın kök geldi parselinin kadastro sırasında mera olarak sınırlandırıldığı, kök parselin edinme hanesinde toprak tevzi komisyonu çalışmaları sırasında taşınmazın mera olarak belirtildiğinin şerh düşüldüğü ve tutanağın ön yüzünde toprak tevzi suretiyle oluşan tapu kaydının tespite esas alındığı belirtilmiş olmasına rağmen, Mahkemece taşınmazın tespitine esas tapu kaydı araştırılıp dosyaya celp edilmemiş, toprak tevzi çalışmalarına dair belirtmelik tutanakları ve ekleri temin edilmemiş, özellikle tevzi sırasında mera tahdidi yapılıp yapılmadığı belirlenmemiş, yöntemince mera araştırması yapılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların son derece soyut beyanlarına itibar edilmiş, tanık ve bilirkişi beyanları komşu parsel tutanakları getirtilip incelenmek suretiyle denetlenmemiştir. Oysa, uyuşmazlığın çözülmesi için dava konusu taşınmazın mera olup olmadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir. Kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi, taşınmazın yetkili ve idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesine ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
3.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, yörede yapılan toprak tevzi çalışmalarına ilişkin tüm kayıtlar (belirtmelik, tablendigatif, mera tahdit haritası vb.) ile taşınmazın tespitine esas alındığı belirtilen tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, ayrıca dava konusu taşınmaza komşu tüm parsellerin kadastro tutanakları ve var ise dayanağı belgeler (vergi kaydı, tapu kaydı vb.) temin edilmelidir. Diğer yandan, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili ve idari merciler tarafından 4753, 5618 ve 4342 sayılı Yasalar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı ilgili mercilerden sorulup saptanmalı, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı haritalar getirtilip uygulanmalı, dava konusu taşınmazın mera tahsis kaydı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir.
4.Mera tahsis kaydı yok ise davada yararı olmayan, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, taşınmazın bulunduğu köye komşu köy halkından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yöntemle seçilecek tanıklar, fen bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi mühendisi bilirkişi hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı ve keşifte mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, geleneksel biçimde mera olarak kullanılan yerlerden olup olmadığı, kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında ayrı ayrı maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı; mahkeme hakiminin, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu hususlarındaki gözlemi ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli ayrıca komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli ve bu fiziksel olgular da keşif tutanağına aynen geçirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, kamu orta malı mera olup olmadığı ya da meradan açılıp açılmadığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun bir zilyetlik bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazlar arasında toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından fark bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın komşu mera parselinden ne şekilde ayrıldığı, aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarında bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmalı ve rapora taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının eklenmesi istenilmeli; jeodezi mühendisi bilirkişiden dosya kapsamında yer alan hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine toprak tevzi suretiyle oluşan tapu kaydının taşınmaza aidiyeti hususunda 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesi uyarınca kaydın haritasının, kadastro paftasına çakıştırılması suretiyle hazırlanmış keşfi izlemeye, yerel bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı ve krokili rapor düzenlettirilmeli; dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu saptandığı takdirde, bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımadığı göz önünde tutulmalı; mera olmadığı saptandığı takdirde ise 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. maddesi gereği davalı Hazinenin toprak tevzi tapusunun oluşum tarihinden evvel davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.