"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2003/19 E., 2006/13 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul Kısmen Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararı ile, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine; çekişmeli 256 ada 15 parsel sayılı taşınmaza uygulanan kaydın miktarından fazlasına revizyon gördüğünü, fazlalığın dere yatağından kazanıldığını iddia ederek miktar fazlası kısmın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydına tutunarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2001 tarih, 2000/228 E., 2001/263 K. sayılı kararı ile; taşınmazın dere yatağından kazanıldığı iddia edilen bölümü üzerinde davacılar yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin, 20.05.2002 tarih, 2002/4452 E., 2002/6372 K. sayılı kararıyla: "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu doğru sonuca varılabilmesi için iki jeoloji mühendisi ve ziraat mühendisinden teşekkül edecek bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin niteliğinin belirlenmesi ve aktif dere yatağı olup olmadığının tespiti ile belgesiz araştırması da yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi '' gereğine değinilerek önceki karar bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.000 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün dere yatağı vasfında olduğu gerekçesiyle bu bölümün tapu kaydının iptali ile dere yatağı olarak kadastro dışı bırakılmasına karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaza revizyon gören kaydın miktarından fazlasına uygulandığı, kadastro sonucunda oluşan fazlalığında Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki dere yatağından kazanıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 20. maddesi
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Edirne ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 256 ada 15 parsel sayılı 125.100 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, Aralık 1962 tarih, 36 sıra numaralı tapu kaydı uyarınca ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmaza uygulanan tapu kaydının miktarından fazlasına revizyon gördüğünü, kayıt fazlası bölümün dere yatağından kazanıldığını iddia etmiştir. Mahkemece tespite esas tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip mahalline uygulanmamış, kaydın değişebilir hudutlar içerdiği ve miktarından fazlasına revizyon gördüğü anlaşılmasına karşın bu yön üzerinde durulmamış, tapu kayıt uygulamasının akıbetine göre iddiaya konu bölümün dere yatağı niteliğinde olup olmadığı ve bu bölüm üzerinde davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeden hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
3.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmaza revizyon gören Aralık 1962 tarih, 36 sıra numaralı tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, özellikle toprak tevzi komisyonuna ait belirtmelik tutanağında, revizyon gören tapunun kök kaydının iskan suretiyle oluştuğu belirtildiğine göre yöreye ait iskan kayıtları da celp edilmeli, ayrıca tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilip dosya bu şekilde ikmal edilmelidir.
4.Dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
5.Keşif sırasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca çekişmeli taşınmazın tespitine esas tapu kaydının dayanağı harita mevcut ise yerel bilirkişi yardımı ve uzman teknik bilirkişi eliyle yöntemince yerine uygulanmalı, uygulama sırasında tapu kaydının hudutları itibariyle gayri sabit nitelikte olduğu ve miktarından fazlasına revizyon gördüğü gözetilmeli, tapu kaydının haritasının bulunmaması halinde kayıtta yazılı hudut yerleri yerel bilirkişi ve tanıklara sorularak zeminde gösterilmesi istenilmeli, sonucuna göre dava konusu taşınmazın çekişmeli bölümünün revizyon gören kaydın kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, hangi hudutlar dahilinde ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahalli bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalıdır.
6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir önceki ziraatçı bilirkişi raporunu da irdeleyen, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; jeolog bilirkişisinden taşınmazın sınırında bulunan derenin aktif dere olup olmadığı, çekişmeli taşınmazın çekişmeli bölümünün dere yatağında kalıp kalmadığı ya da dereden kazanılıp kazanılmadığı ve bu bölümün derenin aktif etkisi altında olup olmadığı hususlarına ilişkin rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden ise hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, hangi hudutlar dahilinde kullanıldığının ve çekişmeli bölümünün dereden kazanılıp kazanılmadığı belirlenmeye çalışılmalı; çekişmeli taşınmazın ve çevresinde bulunan komşu taşınmazların nitelikleri hususundaki mahkeme hakiminin gözlemi keşif zaptına aynen yansıtılmalı; keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
V. KARAR
Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.