Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4639 E. 2025/320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, murislerine ait taşınmazın davalılar adına muvazaalı olarak tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gözetilerek, davanın usulden reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/123 E., 2024/926 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/143 E., 2023/380 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davaya konu taşınmazın davacıların murisi ... ...'a ait olmasına rağmen kök muris ... mirasçıları adına muvazaalı olarak tescil edildiğini ileri sürerek yapılan tescilin iptal edilmesini ve mezkur taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; ..., ..., ... vekili ile davalılar ..., ..., ..., ..., cevap dilekçelerinde; davalılar ... ve ..., duruşmada yer alan beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 26.06.2009 tarihinde kesinleştiği, kadastro öncesi sebeplere dayalı davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen on yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı belirlenerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak açıldığı, çekişmeli taşınmazın senetsizden tespit görüp muris muvazaasının uygulanma olanağı bulunmamasına göre Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların hukuki bir işlem gerçekleştirmeden, kadastro memurlarından gerçeği saklayarak arazinin ... adına tescilini sağlamalarının mutlak muvazaaya sebebiyet verdiğini, kadastro tespiti görünürdeki işlem olup bu işlem için hisse sahibi olma iradelerini araziyi ... üzerine tescil ettirerek sağladıklarını, buradaki asıl amaçlarının arazi üzerinde hisse sahibi olmak olduğunun açıkça anlaşıldığını, davalıların bu yöndeki yanıltıcı iradeleri geçersiz olup kadastro tarafından ... adına yapılan tescilin hukuka aykırı ve iptali gerektiğini, 2009 yılında yapılan kadastronun tesis kadastrosu değil tespit kadastrosu niteliğinde olduğunu yolsuz şekilde başkasının adına tescil edilen bir kadastro işleminin tesis kadastrosu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalılar kadastro tespiti esnasında muvazaa yaptıklarından dolayı hak düşürücü süre işlemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Kadastro sonucu; Ordu ili, Kabadüz ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 526 ada 3 parsel numaralı 16.569,04 metrekare yüz ölçümündeki tarla vasıflı taşınmazın 1/7 hissesi davacıların babası ... oğlu ... ... ile 1/7'şer hisse ile ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... ve ... ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 26.06.2009 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 hükmünde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.04.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.