"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/639 E., 2023/701 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kumluca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/45 E., 2021/411 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi irsen intikâl nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların muris babaları ...'nin 23.03.1981 tarihinde ölümünden sonra mirasçılar arasında miras taksimi yapılmadığı hâlde Antalya ili, .... ilçesi, .... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında murise ait 254 ada 20, 262 ada 9-26-51, 265 ada 2-3-7 parsel ve 266 ada 13 parsel sayılı taşınmazların 1998 tarihinde muris ...'ın mirasçıları arasındaki sözde taksime istinaden senetsizden davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, tarafların annesinin tespit sonrasında 09.08.2013 tarihinde öldüğünü, dava konusu taşınmazların davacıya muris anne ve babasından miras payı oranında intikâl etmesi gerektiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa şimdilik 10.000,00 TL bedelin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, ayrıca davalıların dava konusu taşınmazları tespitten önce en az 30 yıldır meyve bahçesi olarak kullandıklarını, davalı ...'nin 265 ada 2 parsel sayılı taşınmazı dava dışı...'den 1990'larda satın aldığını, 262 ada 9 parsel sayılı taşınmazın malikinin de davalılar olmadığını, 262 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın husumet nedeniyle reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların 03.04.2006 tarihinde tespitinin yapıldığı, 09.02.2007 tarihinde tespitlerin kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanun'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.02.2007 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların tesis kadastrosu sırasında yalan beyanda bulunduklarını, taksim yapılmadığını, kendisine mirastan herhangi bir taşınmaz verilmediğini, davalılar tarafından tespit sırasında ölü gösterildiğini, kadastro tutanaklarının yalan beyanla, resmi merciileri aldatma suretiyle tanzim edildiğini, yolsuz tescile dayalı davanın hak düşürücü süreye ve zamanaşımına tabî olmadığını, Türk Medeni Kanunu'nun 1024/2. maddesine göre bağlayıcı olmayan hukuki işleme dayalı ve hukuki sebepten yoksun tescilin yolsuz olduğunu, mirasçılar arasında rızai taksim yapılmadığını, davacının tespitten sonra ölen annesinden de miras payı olduğunu, bu sebeple davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 2007 yılında kesinleştiği, davanın 2020 yılında açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacı tarafından mirasçı annesinin tespitten sonra öldüğü ileri sürülmüşse de dava konusu taşınmazların muris babadan geldiği, muris babanın da 1981 yılında öldüğü, davanın dayanağının kadastro öncesi sebep olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi irsen intikâl nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 370 ve 371. maddeleri.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya kapsamından; Antalya ili, .... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında murise ait 254 ada 20, 262 ada 9-26-51, 265 ada 2-3-7 parsel ve 266 ada 13 parsel sayılı taşınmazların 03.04.2006 tarihinde senetsizden, muris babaları .....'ye ceddinden intikâlen ve taksimen kaldığı, murisin ölümüyle vereseler arası taksime istinaden bir kısım taşınmazların müstakilen, bir kısım taşınmazların değişen paylarda davalılar adına tespit edildiği, kadastro tutanaklarının 11.01.2007 ilâ 09.02.2007 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılarak dava açılmaksızın 12.02.2007 tarihinde kesinleştiği ve davalılar adına tescil edildikleri, dava konusu 262 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... tarafından 15.12.2016 tarihinde davacıya, davacı tarafından da 12.09.2019 tarihinde davadışı .....'ye satıldığı anlaşılmakla, kadastro tutanaklarının kesinleştiği 12.02.2007 tarihi ile davanın açıldığı 20.02.2020 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12. maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.