"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/45 E., 2020/117 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, murisi...'ın, sağlığında Iğdır ili, ..... ilçesi .... köyünde kain 125 ada 3 parsel sayılı taşınmazı Jandarma Karakolu yapılması kaydıyla Hazineye hibe ettiğini, aradan geçen 10 yıldan fazla süreye rağmen taşınmaz üzerinde karakol inşa edilmediğini, Karacaören köyünde 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu edilen taşınmazın Hazine adına tespit gördüğünü ancak yapılan tespitin hatalı olduğunu belirterek kadastro tespitinin iptali ile murisin mirasçıları adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiş, aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
1.Tuzluca Kadastro Mahkemesinin 12.04.2010 tarih ve 2008/130 Esas, 2010/14 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayanmadığı, bağıştan rücu nedenine dayalı açılan davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.Bu karara karşı davalı Hazine süresi içerisinde temyiz yoluna başvurmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 31.01.2011 tarih ve 2010/4658 Esas, 2011/449 Karar sayılı kararıyla görevsizlik kararının onanmasına karar vermiştir.
3.Tuzluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.06.2011 tarih ve 2011/61 Esas, 2011/141 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacının murisi tarafından 18.12.1990 tarihinde karakol inşa edilmesi amacıyla Hazineye bağışlandığı, dava konusu taşınmazda karakol inşa edilmiş ise de karakolun kullanıma başlanmadan bölücü terör örgütü mensuplarınca yakılarak harabe haline getirildiği, sonrasında ise başka bir bölgeye karakol inşa edildiği, sonuç olarak dava konusu taşınmazın bağışlama amacına uygun kullanılmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 03.12.2013 tarih ve 2013/12821 Esas 2013/17154 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm mirasçılar adına tescil talep ettiği, murisin ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, miras bırakanın, dava dışı mirasçılarının bulunduğu gözetilerek davada yer almayan mirasçıların olurlarının alınması ya da terekeye TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 20.03.2015 tarih ve 2014/5 Esas, 2015/58 Karar sayılı kararıyla; murisin mirasçılarının davacı tarafından açılan davaya muvafakat verdiği, dava konusu taşınmazın bağıştan bu yana geçen yirmi yıllık sürede bağışlama amacına uygun kullanılmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı süresi içerisinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 05.03.2020 tarih ve 2016/16268 Esas, 2020/1581 Karar sayılı kararıyla; TBK'nın 297/3.maddesine göre bağışlayanın sağlığında geri alma sebebini öğrenmemesi halinde, mirasçılarının murisin ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabileceği, eldeki davada mirasbırakanın ölüm tarihi gözetildiğinde 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ifade edilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bağıştan rücu hukuki nedenine dayanan davanın bağışlayan murisin ölümünden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın karakol inşa edilmesi amacıyla 18.12.1990 tarihinde .... tarafından hibe edildiğini, taşınmaz üzerinde inşa edilen karakolun kullanıma başlanmadan önce terör örgütü mensuplarınca yakılarak harabe haline getirildiğini, sonrasında başka bir bölgeye karakol inşa edildiğini, dava konusu taşınmazın bağış amacına uygun kullanılmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 297/3. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan.....’ın dava konusu taşınmazını 18.12.1990 tarihinde kayıtsız ve şartsız olarak askeri amaçlarda kullanılmak üzere Hazineye hibe ettiği, taşınmazın daha sonra senetsizden 14.08.2008 tarihinde Hazine adına tespit ve tescil edildiği, miras bırakan .....’in 01.07.2001 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu ile yargılama sırasında davaya muvafakat eden çocukları...,...ve .....’un kaldıkları, eldeki davanın ise 03.11.2008 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.