Logo

1. Hukuk Dairesi2024/496 E. 2025/1245 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kooperatifin, mülkiyetini daha önce iktisap ettiği ancak tapuda tescil edilmeyen taşınmazın, sonradan başkasına devredilmesi nedeniyle açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı son kayıt malikinin taşınmazı iyiniyetle iktisap ettiği ve TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/293 E., 2023/84 K.

İlk Derece Mahkemesi kararı birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı ...; 105 ada 14 parsel sayılı taşınmazın dahili davalı ... tarafından Sınırlı Sorumlu ... Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine satış suretiyle temlik edildiğini ancak satış işleminin hatalı olarak tapu kaydına tescil edilmediğini, ...’ın dava konusu taşınmazı temlik etmesine rağmen daha sonra dahili davalı ...’a devrettiğini, davalı ...'in de davalı ...’a temlik ettiğini, bu şekilde oluşan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Sınırlı Sorumlu ... Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Birleştirilen davada davacı Sınırlı Sorumlu ... Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi; asıl davadaki iddiaları tekrarla dava konusu taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ...; taşınmazı ticari yatırım amacıyla 70.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, devralırken taşınmazın tapu kaydında herhangi bir şerh bulunmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Asıl davada dahili davalı ...; dava konusu taşınmaz kayınpederi olan ... adına kayıtlı iken, borcundan dolayı Kurtdereli Vergi Dairesi tarafından 2007 ve 2011 yıllarında taşınmazın üzerine kamu hacizleri konulduğunu, bu hacizler sebebiyle iki yılda bir haciz yenileme evraklarının gönderildiğini, satılıp borcun ödenmesi amacıyla dava konusu taşınmazı satışa çıkardıklarını ancak taşınmazın satılmadığını, bunun üzerine Vergi Dairesine olan borçları eşinin ödediğini ve kamu hacizlerinin taşınmazdan terkin ettirildiğini, ...'ın başka kişilere borcu olduğundan, eşinin yaptığı ödemelere karşılık dava konusu taşınmazın kendisine temlik edildiğini, yaklaşık 3 ay sonra taşınmazı hiç tanımadığı ve ilk kez gördüğü dava dışı ...'in aldığını, tapuyu eşinin üzerine alacağını beyan etmesi sonucu ona satış vekaletnamesi verdiğini, ...'in taşınmazı eşine değil de davalı ...'a sattığından haberinin olmadığını, davalı ...'ı tanımadığını, taşınmazın daha önce ... tarafından davacıya satıldığına dair herhangi bir bilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Asıl davada dahili davalı ...; usule uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmazın davacı ... Müdürlüğünün hatalı işlemi sonucunda satış işlemine rağmen eski malik ... adına kayıtlı olduğu, eski malik tarafından taşınmazın satılması suretiyle oluşan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, davalının taşınmaz alımı için 63.000 TL bedel ödediği, bilirkişi raporu ile belirlenen değer ile ödenen bedel arasında misli fark olmadığı, davalı ...'ın diğer davalılarla akrabalık bağı, yahut bir arkadaşlık ilişkisi olduğunun ispat edilemediği, davalı ...'ın kötüniyetli olduğunu gösterir delil bulunmadığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesi koruyuculuğundan istifade edeceği gerekçeyle asıl dava ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu taşınmazın davacı Kooperatife satışının yapılmasına rağmen, hatalı olarak tescil edilmediği ve yolsuz tescil oluştuğu, davalı ...'ın taşınmaz bedelini ödediği, önceki satışı bildiği veya bilmesi gereken kişi olduğu yönünde delil bulunmadığı, aksine tanık beyanları ile taşınmazın emlakçı vasıtasıyla bulunarak satın alındığının ispat edildiği gözetildiğinde TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davalarda davacıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, kararın birleştirilen davada davacı tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar ile kesin nitelikteki Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşıldığından, HMK'nın 366. maddesi uyarınca HMK'nın 362/1-a maddelerine göre birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına ve ek kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 28.12.2022 tarihli ve 2022/4483 Esas, 2022/8560 Karar sayılı kararıyla; birleştirilen davada temyiz sınırının ve temyiz kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi için öncelikle dava konusu taşınmazın birleştirilen dava tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi, bu değere göre kanun yolu denetiminin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarihli ek kararı ile 09.03.2022 tarihli asıl kararının birleştirilen dava yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada verilen karar İstinaf Mahkemesi incelemesinden geçerek kesinleşmekle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; birleştirilen davada, dava konusu taşınmazın dava dışı Ahmet tarafından davacı Kooperatife satışının yapılmasına rağmen, hatalı olarak tescil edilmediği ve yolsuz tescil oluştuğu, dava dışı ...'in bu durumu bilmesi gereken kişi konumunda olduğu ne var ki taşınmazı ...'den temlik alan son kayıt maliki davalı ...'ın ediniminin iyiniyetli olduğu, TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Birleştirilen davada davacı Kooperatif vekili; dava dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, davacı Kooperatif'in taşınmazı satın aldığı tarihten itibaren fiilen kullanmaya başladığını, küçük sanayi sitesinin elektrik enerjisinin sürekli ve kesintisiz sağlanması için dava konusu taşınmazın içine bina inşa ederek trafo kurduğunu, bu trafodan kooperatif sanayi sitesinin elektrik ihtiyacının karşılanmakta olduğunu, davacı taşınmazı iktisap ettiği 06.01.1994 tarihinden itibaren 20 yılı aşkın süre nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla kullandığından, esasen ...'ın vekaleten gelinine satış yaptığı 22.11.2016 tarihi itibarıyla davacı tarafından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımının gerçekleştiğini ve mülkiyetin davacı Kooperatif'e geçtiğini, davacının taşınmazı kullanımına hiç kimsenin itiraz etmediğini, dava da açılmadığını, davacının kütük dışı kazandığı ayni hakkın itiraza uğramadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Temyize konu edilen birleştirilen dava; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Dairemizce UYAP sistemi üzerinden gönderilen 27.02.2025 tarihli eksiklik talep yazımız neticesinde dosyaya getirtilen belgelerden; dava dışı ...'ın Tapu Müdürlüğünce düzenlenen 06.01.1994 tarihli, 67 yevmiye numaralı resmi satış senedi ile dava konusu 105 ada 14 parsel sayılı taşınmazını bizzat birleştirilen davada davacı Kooperatif'e 10.000.000 ETL bedelle temlik ettiği, ancak anılan satış işleminin taşınmazın tapu kaydına ve kütüğüne işlenmediği, ...'ın taşınmazını bu kez 22.11.2016 tarihinde gelini olan dava dışı ...'e 3.000,00 TL bedelle satış yoluyla temlik ettiği, ...'in de 10.02.2017 tarihinde davalı ...'a devrettiği, taşınmazın halihazırda davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Birleştirilen davada davacı Kooperatif vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden birleştirilen davada davacı Kooperatif'ten alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.