Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4980 E. 2024/6631 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat etmiş bir kişinin mirasçılarının, vefatından sonra gerçekleştirdiği tapu devrinin geçerliliği ve Hazine'nin tapu iptali ve tescil talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Vefat eden kişinin ölümünden sonra mirasçılarının yaptığı tapu devrinin, vefat tarihi itibariyle hukuken geçersiz olduğu ve Hazine'nin dava konusu taşınmazlar üzerindeki hakkının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/22 E., 2024/18 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Reyhanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/261 E., 2018/464 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; ...'ın (.....) Suriye uyruklu ..... ile evli ve sağ olduğunu, Reyhanlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/225 Esas, 1993/232 Karar sayılı veraset ilamı ile Suriye makamlarından alınarak bu ilama dayanak olarak kullanılan belgelerde ise 12.02.1988 tarihinde vefat ettiğini, ...'ın davaya konu olan .... ili, ..... ilçesi, .... köyü 1 ve 2 parsel, ..... köyü 2, 4, 6, 10, 11, 14, 15, 17, 18, 22, 23, 26, 35, 37, 38 parsel, .... köyü 9, 10, 11, 12, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 parsel, Yenişehir Mahallesi 282, 283, 284, 285, 286, 287, 288, 289, 291, 292, 293, 294, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 303 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerinin tamamı ile veraseten iştirak paylarının tamamının 10.07.1997 tarih ve 980 yevmiye numaralı işlem ile satıldığı, satış senedi eklerinin incelemesinde ...'ın nüfus cüzdan seri ve numarasının yazılmadığı, ...'ın satış işleminde mühür ve parmak izi kullanıldığı halde yasal zorunluluk olmasına rağmen satışa iki tanığın iştirak ettirilmediği, satışa konu parsellerin bir kısmında kamulaştırma şerhleri bulunduğu ve buna rağmen satışa konu edildiğinin görüldüğünü, 13.01.1939 tarih ve 2/10250 sayılı kararname ile Suriyelilere ait taşınmazların T.C. uyruklu mirasçıları da dahil olmak üzere başkalarına ipotek ve mülkiyet devri yapılmaması gerektiğini, ...'ın Suriye vatandaşı olduğunu ve taşınmazlara Hazinece el konulması gerektiğini, satış işleminin hükümsüz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline ve 1062 sayılı Yasa şerhi konulmasına karar verilmesini istemiş, dava konusu .... Mahallesi 284, 285 ve 286 parseller yönünden dosya tefrik edilerek eldeki esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; Belediyenin taşınmazları Mahkeme kararı ile kamulaştırma yoluyla elde ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; .....'nin Suriye uyruklu bir şahıs ile yaptığı evlilikten Türk vatandaşı olmayan çocuklarının doğduğu, ...'ın evlenme sonrasında da Türk vatandaşlığını koruduğu, ancak 1988 tarihinde vefat ettiği, taşınmazların Suriye uyruklu mirasçılarına intikal etmesi ve 1062 sayılı Yasa gereği Hazinenin tasarrufuna tabi hale gelmeleri gerektiğini, bu nedenle davacı Hazinenin dava açmakta hukuki yararı ve taraf sıfatı bulunduğunu, yolsuz tescil iddiası asıl davada araştırılmakla birlikte, yolsuz bir tescilin mevcut olduğu kabul edilse dahi satış işleminin tarafı olmayan davalı ... Başkanlığının üçüncü kişi konumunda olduğu, davalı İdarenin amacı kamu yararı olup iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının kamulaştırma kararı sonrası bedelini ödeyerek hükmen tescil yoluyla taşınmazları elde ettiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, ...’ın Suriye uyruklu olduğunu, ölüm tarihinden sonra dublör kullanılarak taşınmazların devredildiğini, 1062 sayılı Yasa uyarınca 13.01.1939 tarihinden sonra başka bir uyruğa geçseler dahi taşınmazlarına Suriye uyruklu ad ve itibar edilmesi gerektiğini, tasarrufun usulsüz olduğunun açık olduğunu, iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalının durumu bilebilecek olduğunu, kadastro kayıtlarında Suriye uyruklu olduklarının görüldüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; Türk vatandaşı olan ...’ın 01.08.1954 tarihinde Suriye uyruklu.... ile evlendiği ve çocuklarının olduğu, 12.02.1988 tarihinde ölümü ile müşterek çocukları ...,...,...,...,...,n mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 284, 285 ve 286 parsel sayılı taşınmazlarda 9/120’şer payın .... oğlu.... adına kayıtlı iken mirasçısı kızı ...’ın iştirak payının 10.07.1997 tarihinde kardeşleri ....,...,... ve ......’e satış suretiyle devredildiği, Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.03.1997 tarih 1996/178 Esas, 1997/60 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların kamulaştırıldığı ve davalı adına tesciline karar verildiği, kararın 15.09.1997 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle .....’ın nüfus kaydına göre 12.02.1988 tarihinde öldüğü gözetildiğinde, taşınmazlardaki payının bizzat 10.07.1997 tarihinde devrine ilişkin akdin geçersiz olduğu anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Karar başlığında davacı Hazine “Suriye Uyruklular ...,...,...,...,..., Temsilen” şeklindeki kısmın dosya ile ilgisinin tespit edilmediği, ancak mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olduğu değerlendirilerek yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.