"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/821 E., 2022/1683 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/498 E., 2017/294 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1240 ada 163 parsel sayılı taşınmazın 1930 yılından beri davacıların mirasbırakanı .... kullanımında olduğunu, taşınmazın kadastro tespitinde 2613 sayılı Yasa'ya göre Hazine adına tespit edildiğini, mirasbırakanın tespitten habersiz taşınmazı kullanmaya devam ettiğini ve 1983 yılında ölümü ile taşınmazı çocuklarının kullanmaya başladıklarını, taşınmazın 1986 yılında davalı Belediye Başkanlığı adına tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; kadastro beyannamesinin kesinleştiği 26.06.1976 tarihinden davanın açıldığı 23.02.2015 tarihine kadar 2613 sayılı Kanun'un 22/H maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın kadastro tespitinin 27.06.1976 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 1240 ada 163 parselin evvelden beri davacıların murisinin zilyetliği ve tasarrufu altında olduğunu, 1937 yılında yapılan tespitte taşınmazın Hazine adına yazıldığını, murisin tespitten habersiz taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, bilirkişi raporlarına aykırı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1.Kahramanmaraş ili, .... ilçesi, ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1240 ada 163 parsel sayılı taşınmazın 2613 sayılı Kanun'un 22. maddesinin H fıkrası gereğince Hazine adına tespit edildiği, tespitin 27.06.1974 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 10.09.1986 tarihinde davalı Belediye Başkanlığına temlik edildiği, 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu’nun 22. maddesinin H fıkrasında yapılacak ilânlar ve tahkik üzerine sahibi bulunamayan taşınmazların Devlet namına kaydolunacağının ve bu malların on seneye kadar hükmen müstahikkı çıktığı takdirde namına kaydının tashih edileceğinin, satılmış ise bedelinin verileceğinin düzenlendiği, 21.09.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 4. maddesinin 3. fıkrasında ise 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahiplerinin dava açabileceğinin düzenlendiği anlaşılmakta olup davanın 24.02.2015 tarihinde açıldığı gözetildiğinde hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.