"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/494 E., 2023/462 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptal-tescil ve terditli alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacı ve davalı taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro sırasında Sivas ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 7 parsel sayılı 2.238,08 m² yüz ölçümlü taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiğini, oysa bu taşınmazın 900 m²lik bölümünün Sivas Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünden 90.000,00 TL bedel ile davacı Sivas İl Özel İdaresince satın alındığını, tapunun 16.02.1987 tarihinde davacıya devredildiğini ve uzun yıllar boyunca davacı İdarece halıcılık okulu olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın 900 m²lik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile takyidatlardan ari olarak davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1986 yılı itibariyle ödenen 90.000,00 TL bedelin dava tarihindeki alım gücü hesaplanıp uyarlanarak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; halı kursu binası ve lojmanı nitelikli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmazın kadastro tutanağında zabıt defterinin 340 cilt, 92 sahife, 98 sırasında kayıtlı taşınmazın uygulamasından geldiğinin belirtildiğini, aynı köyde daha önce görülen Sivas Kadastro Mahkemesinin 2000/45 Esas, 2001/74 Karar sayılı tespite itiraz davasında da 340 cilt, 92 sahife, 98 sıralı taşınmazın 131 ada 1 parsel numaralı taşınmaz olduğu belirtilerek karar verildiğini, davalı ... İdaresinin iddiasında belirtilen zabıt defteri cilt 5, sayfa 23, sıra 43'te kayıtlı taşınmazın ise tesis kadastrosunda uygulanmadığının saptandığını belirterek re’sen dikkate alınacak diğer nedenlerle de davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2022 tarih 2021/204 Esas, 2022/182 Karar sayılı kararı ile; tapu iptali ve tescil talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, terditli tazminat talebi yönünden davalının süresinde zamanaşımı definde bulunmadığı, 16.02.1987 tarihinde ödenen 90.000,00 TL’nin güncel değerinin talep edildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine, terditli olarak açılan davanın kısmen kabulü ile 3.654,53 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, zilyetliğin davacıya devredilmesi nedeniyle zamanaşımı definde bulunulamayacağı yönündeki kabulün hatalı olduğunu, davanın esastan reddedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapu iptali ve tescil talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, tazminat talebine karşı davalının süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmadığı, terditli tazminat talebinin reddedilen kısmına ilişkin olarak davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA KARARI VE SONRASINDAKİ SÜREÇ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. Taraf vekilleri temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçelerindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
2. Dairenin 06.07.2023 tarih ve 2023/37 Esas 2023/4029 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli 102 ada 7 parsel sayılı 2.238,08 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 09.07.1999 tarihinde 29.04.1970 tarihli ve 98 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına tespit edildiği, tespitin 20.07.2000 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, davacının dayanağı olan 16.02.1987 tarihli ve 28 sıra numaralı tapunun herhangi bir taşınmaza uygulanmadığı ve davalı Hazineye ait 30.06.1986 tarihli ve 43 sıra numaralı tapuda kayıtlı taşınmazın 90.000,00 TL bedel ile davacıya satışı ile oluştuğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 20.07.2000 tarihinde kesinleşmesi nazara alındığında dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, Mahkemece davacı tarafın terditli tazminat talebine karar verilmiş ise de hak düşürücü sürenin dolması halinde bir hakkın yalnızca dava edilebilirliği değil kendisinin de ortadan kalkacağı, somut olayda da davacının kadastrodan önceki satış işlemi ile oluşan tapu kaydı nedeniyle dayandığı hakkın Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi ile ortadan kalktığı, bu nedenle davanın tapu iptali ve tescil ile terditli olarak bedel talepleri yönünden reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapu iptal tescil isteminin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, terditli alacak talebinin ise uyuşmazlık konusu taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etme olanağı bulunmayan davacının dava tarihi itibariyle tazminata hak kazanabilmesi için sebepsiz zenginleşmede ileri sürülen “haklı sebep olmaksızın diğer tarafın zenginleştiği” iddiasını da ispat etme olanağının bulunmadığı belirtilerek reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Hazineden satın alınarak 16.02.1987 tarih ve 362 yevmiye numaralı işlemle davacı adına tescil edildiğini, bu konunun davalı tarafından da daha önce kabul edilmiş olduğunu, taşınmazın uzun bir süre boyunca davacı kullanımında kaldıktan sonra Hıdırnalı Köy Tüzel Kişiliğine tahsis edildiğini, davalının taşınmaz üzerinde herhangi bir kullanımının bulunmadığını, davalı tarafça usulüne uygun ve süresi içerisinde bir zamanaşımı defi ileri sürülmemesine karşın tazminat talebinin de reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi
3.Değerlendirme
1.Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava konusu 102 ada 7 parsel sayılı 2.238,08 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 09.07.1999 tarihinde 29.04.1970 tarihli ve 98 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına tespit edildiği, tespitin 20.07.2000 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, davacının dayanağı olan 16.02.1987 tarihli ve 28 sıra numaralı tapunun davalı Hazineye ait 30.06.1986 tarihli ve 43 sıra numaralı tapuda kayıtlı taşınmazın 90.000,00 TL bedel ile davacıya satışı ile oluştuğu ve herhangi bir taşınmaza uygulanmadığı, eldeki davanın ise 04.05.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik olmadığından davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
4. Ancak, davanın ret sebebine göre hükmedilecek vekalet ücretinin maktu vekalet ücreti olması gerektiği halde İlk Derece Mahkemesince nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetsizdir. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan “21.891,06” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “17.900” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
4.Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.