"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1931 E., 2023/998 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/71 E., 2021/125 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Bingöl ili, Adaklı ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 118 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin gerçeği yansıtmadığını, çok büyük bir parsel olarak sınırlandırılan çekişmeli taşınmazın ve dava dilekçesi ekindeki krokide belirtilen taşınmaz bölümünün davacılara ait olduğunu, davacıların taşınmazlar üzerinde eklemeli zilyetlikle çok uzun bir zamandır malik sıfatıyla zilyetliklerini sürdürdüklerini, çekişmeli taşınmazların tarla vasfında olduğunu ve halen de tarla vasfında ekilip biçildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davacıların dava konusu taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin bulunmadığını, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesi kapsamında dava konusu taşınmazın kazanımının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından talep edilen taşınmaz bölümlerinin Boyalık köyü 118 ada 10 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin fen bilirkişi tarafından tanzim edilen 18.06.2021 tarihli krokide (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterildiği, bu bölümlerden fen bilirkişi krokisinde (A) harfiyle gösterilen 12.438,91 m2 yüz ölçümündeki kısım açısından zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği belirtilerek bu bölüm yönünden davanın kabulüne, (B) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümler açısından ise imar-ihyanın tamamlanmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında mevcut jeodezi bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz bölümlerin sınırlarının 1950, 1973 ve 1983 yıllarında belirgin olmadığının, herhangi bir ekim - sürüm faaliyetlerinin bulunmadığının ve bu yıllarda tarım yapılan taşınmazlar ile benzer şekilde koyu toprak yapısı değerlerine dönüşmüş olmadığının tespit edildiği, dosya kapsamında mevcut ziraat bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ıslah edildiği, üzerinde mera ve orman emvalinin olmadığı belirtilmiş ise de bu bölümün üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde hayvan yemi olarak kullanılan çayır ile kaplı olduğu ve belirtilen bölüm açısından jeodezi bilirkişi raporunda 1950, 1973 ve 1983 yıllarında sınırların belirgin olmadığının ve tarımsal faaliyeti gösterecek toprak yapısına ulaşılmadığının bildirildiği, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüme bitişik kısmın geven ve koyun yumağı gibi çayır ve mera bitkileri ile kaplı ve hayvan otlamaya uygun yapısı olduğunun belirtildiği, dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin kadastro çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırılan 118 ada 9 parsel sayılı taşınmaza komşu olduğu, bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde (A) harfi ile gösterilen ve kabul kararı verilen bölüm açısından da davanın reddine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın eklemeli zilyetlik ile 70-80 yıldan beri davacıların tasarrufu altında olduğunu, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete tabi yer olması nedeniyle davalı Hazine ile herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının haklı ve geçerli bir sebebe dayanmadığını zira keşif sırasında dinlenen tüm mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazların davacılar tarafından kullanıldığını belirttiklerini, buna ek olarak dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarında da dava konusu yerin tarıma elverişli olduğunun ve üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığının tespit edildiğini, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince hava fotoğraflarında taşınmaz sınırlarının belirgin olmadığı, ekim-sürüm faaliyetinin olmadığı, tarıma maruz kalan diğer taşınmazlar ile benzer olmadığından bahsedilmişse de bu değerlendirmede dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin coğrafi yapısının, ikliminin, kültürel ve ekonomik durumunun nazara alınmadığını, coğrafi koşullar ve mevsimsel şartlar gereğince tarla vasfındaki taşınmazın çayır olarak kullanılmasının mümkün olduğunu, hava fotoğraflarının yalnızca birkaç yıl için istenmesi nedeniyle dava konusu taşınmazların ve davacıların kullanımının açığa kavuşturulmadığını, yalnızca hava fotoğrafları ile taşınmazlar hakkında bilgi sahibi olunamayacağını, dava konusu taşınmazların davacılar tarafından fiilen kullanılması nedeniyle imar-ihya şartlarının aranmayacağını, dava konusu taşınmazlara komşu parsellere ilişkin araştırma ve inceleme yapılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında aynı çalışma alanı içerinde 2 ayrı 6 dönümlük taşınmazın davacılar adına tespit ve tescil edildiğini ancak dava konusu yerin kadastro çalışmaları sırasında sur içinde kalması nedeniyle haksız olarak davacılar adına tescil edilmediğini ve eldeki davanın da bu nedenle açıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
1.Kadastro çalışmaları sonucunda Bingöl ili, Adaklı ilçesi, ... köyünde bulunan 118 ada 10 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle sırasıyla ham toprak ve hali arazi vasıflarıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.