"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/333 E., 2022/588 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; hudutları dava dilekçesinde belirtilen 2 parça taşınmaz bölümünü 22 yıl önce dava dışı ...’den satın aldığını, üzerine ev, ahır ve samanlık yaptığını, kalan bölümleri de tarım yapmak suretiyle zilyet ettiğini, eklemeli zilyetliğinin 30 yılı geçtiğini ancak taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiş; 04.05.2010 havale tarihli dilekçesinde ise, davanın reddi ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların bulunduğu yerin dere yatağı vasfında olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3.Dahili davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.01.2014 tarihli ve 2009/239 Esas, 2014/14 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu arazinin dere yatağı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.11.2014 tarihli ve 2014/10437 Esas, 2014/12753 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın niteliği konusunda jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişisinden rapor alınmadığı gibi, harita mühendisinin ibraz ettiği raporda 2001 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın yerleşim alanında kaldığının belirtildiği, jeoloji mühendisi bilirkişi çekişmeli taşınmazın aktif dere yatağı niteliğinde olmadığını, dere ile arasında 2-3 metre kot farkının bulunduğunu, yağışlı mevsimde dere yatağının aktifleştiğini belirttiği halde taşınmazın aktif dere yatağının etkisi altında kalıp kalmadığı konusunda bir değerlendirme yapmadığı, diğer yandan ziraat mühendisi bilirkişinin çekişmeli taşınmazın imar-ihyaya tabi olup olmadığı, tabi ise hangi tarihte tamamlandığı konusuna değinmediği, ayrıca çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı konusunda da bu dosya ile temyiz incelemesi için Daireye gelen 2014/10171 ve 10172 Esas sayılı dosyalar arasında çelişki bulunduğu belirtilerek açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.02.2017 tarihli ve 2015/111 Esas, 2017/179 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre 1988 yılına ilişkin hava fotoğraflarında taşınmazların sınırlarının belirli olmadığı, üzerinde tarımsal faaliyet bulunmadığı, çevre taşınmazlarla bütünlük arzetmediği, bölgede jeolojik olarak aktif dere yatağı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. Onama Kararı
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.10.2020 tarihli ve 2017/3668 Esas, 2020/4904 Karar sayılı kararıyla onanmıştır.
D. Kabul- Bozma Kararı
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 tarihli ve 2021/2378 Esas, 2021/4251 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece 1988 tarihli hava fotoğrafı dikkate alındığında, 2009 yılında açılan dava tarihine göre (gerekçede maddi hata ile 2015 yılı yazılmıştır) imar-ihyanın olmadığı ve derenin taşkın riskinin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, ne var ki 18.02.2011 tarihli duruşmada dinlenen tanık ..., dava konusu yerin diğer komşu parsellerle birlikte daha evvelinde ...'un elinde olduğunu, tapulu 783 nolu parsel sayılı taşınmaz ile birlikte davacının dava ettiği yerin de bulunduğu kısmın boydan boya ... tarafından 1985-1986 yıllarında kendisine satıldığı, kendisinin bu yeri 4-5 yıl tarla olarak kullandığı, tapusuz yeri de zilyetliğinde olarak ... ile birlikte gelen, tek tek hepsini tanımadığı şahıslara ayrı ayrı sattığı, kendisi sattığında yerin tarla olduğunu, daha sonra yerleşim alanı haline geldiği, tapulu ve tapusuz yerin ... isimli şahsın elinde bir ada şeklinde olduğu, derenin satılan tapusuz yerin daha aşağısında olduğu beyanında bulunduğu, adı geçen tanığın beyanı ile eldeki dosyada bozma öncesi ve sonrasında yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre eldeki davanın konusu olan taşınmaz ile birlikte sınırında ve devamında bulunan ve aynı bütünden bölündüğü anlaşılan taşınmazlar hakkında aynı iddia ve sebeplerle yaklaşık 20 kadar aynı iddia ve sebeple dava açıldığı, büyük bir kısmında davacı kişilerin davasının kabulüne dair verilen kararların Dairece yapılan temyiz incelemesinde onandığı, bir kısmının da eldeki davada olduğu üzere araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulduğu, eldeki davanın konusunu oluşturan taşınmazların sınırında bulunan ve 4166 ile 4163 parsel numarasını alan taşınmazların da belirtilen davalar sonucu verilen tescil kararının infazıyla oluştuğunun anlaşıldığı, diğer bir anlatımla, çekişmeli taşınmazın öncesinde bir bütün iken 1980’li yıllarda 1.000-1.500 metrekare yüz ölçümlü olarak bölünmek suretiyle satıldığı, satın alanlar tarafından ev ve bahçesi olarak ya da yalnızca bahçe olarak kullanılmaya başlandığı, eldeki dosyada sunulan harita mühendisi bilirkişi raporunda 1988 tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırlarının oluşmadığı belirtilmekte ise de çevresinde bulunan taşınmazlarla bir bütünlük arz edip etmediği ve bir bütün olarak üzerinde imar-ihyanın gerçekleşip gerçekleşmediği, sınırlarının oluşup oluşmadığı, ekonomik amaca uygun bir kullanımın bulunup bulunmadığı hususlarında bir açıklamanın bulunmadığı anlaşıldığına göre hazırlanan raporun hüküm vermeye yeterli bulunduğundan söz edilemeyeceği belirtilerek kararın açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulması gerekirken sehven onandığı gerekçesiyle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 28.10.2020 tarihli ve 2017/3668 Esas, 2020/4904 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün açıklanan sebeplerle bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 15.12.2022 tarihli ve 2021/333 Esas, 2022/588 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamı ve incelenen hava fotoğraflarına göre 1977 ve 1988 yıllarında dava konusu taşınmazların çevresiyle bir bütün olarak dere yatağı içerisinde bulunduğu, imar-ihyanın mevcut olmadığı, 2001 yılından itibaren hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (A1) olarak gösterilen alanların çevresiyle bir bütün halinde yerleşim alanı olarak imar-ihyasının tamamlandığı, (B) ve (B1) olarak gösterilen alanlarının ise dere yatağı vasfında olduğu, imar ve ihyasının tamamlanmadığı, davanın ise 13.05.2009 tarihinde açıldığı, dava konusu yerde imar-ihyanın tamamlanmadığı, bölgede jeolojik olarak aktif bir dere yatağının bulunduğu, taşınmazların taşkın riski taşıyan bu derenin etki alanında bulunduğu, dava tarihi dikkate alındığında dava tarihinden geriye doğru zilyetliğin 20 yılı tamamlamadığı, zirai bilirkişilerin 25.08.2016 tarihli raporuna göre de taşınmazların çevre taşınmazlarla bütünlük arz etmediği, sınırlarının tam anlamıyla sabit olmadığı, taşınmazlarda zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamına göre teknik bilirkişi raporunda (A) ve (A1) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin derenin etki alanı dışında kaldığının, taşınmazların bahçe, bostan ve yerleşim alanı olarak kullanıldığının, üzerinde çok yıllık ağaçlar bulunduğunun, müvekkili lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun belirlendiğini, mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının da bu hususları doğruladığını ancak Mahkemece teknik bilirkişi raporunda (B) ve (B1) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin gerekçe ile davanın tümden reddine karar verildiğini, hava fotoğrafı incelemesinin de yöntemince yapılmadığını, taşınmazların aktif dere yatağı içerisinde veya etkisi altında kalmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1976 yılında Van ili, İpekyolu ilçesi, Bostaniçi köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yer dere yatağı vasfıyla tescil harici bırakılmıştır.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.