Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5310 E. 2024/6629 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında yaptığı taşınmaz satışının mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin, taşınmazı kendisine uzun yıllar hizmet eden gelinine minnet duygusuyla devrettiği, satış bedeli ile gerçek değer arasında fark olsa dahi bunun tek başına muvazaa için yeterli olmadığı ve davacıların mal kaçırma iddiasını ispatlayamadıkları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulması ve davanın reddine ilişkin hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/65 E., 2024/127 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına karşı direnilmiş, direnme kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2023 tarihli ve 2022/1-595 Esas, 2023/945 Karar sayılı kararı ile karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; murisin 29.11.1988 tarihinde dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazını oğlu .....'un eşi olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerektiğini, murisin 1973 yılından beri oğlu ....ile kendisi tarafından bakılıp gözetildiğini, evlerinin aynı bahçe içinde yan yana olup tüm ev işleri, yemek, temizlik, bahçe işleri dahil tamamının tarafından yapıldığını, murisin sağlığında mirasçıların mahfuz hisselerini zarara uğratacak şekilde hiçbir işlem yapmadığını, devrin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMENİN KARARI

Datça Asliye Mahkemesinin 08.11.2012 tarihli ve 2011/201 Esas, 2012/261 Karar sayılı kararı ile; murisin ölmeden evvel yaklaşık bir hafta yatalak kaldığı, onun öncesinde sağlığının başkası tarafından bakılıp gözetilmeyi gerektirmediği, eşi vefat edene kadar da murise kendi eşi tarafından bakıldığı, murisin ve davalının beraber yaşadıkları ancak davalının murise karşı sürekli bir bakım ve gözetimde bulunmadığı, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibari ile resmi senetteki satım bedeli ile bilirkişilerce belirlenen rayiç bedel arasında aşırı oransızlık bulunduğu, murisin dava konusu taşınmazı davalı geline devretmedeki asıl amacının davacılardan mal kaçırmak olduğu, satışın gerçek bir satış olmadığı zira davacıların annesi ...’nin kocası öldükten sonra resmi nikahı olmaksızın başka bir erkek ile karı-koca hayatı yaşamaya başlamasının murisi bu sözleşmeyi yapmaya iten nedenlerde birinci sırada yer aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 28.01.2014 tarihli 2013/4739 Esas, 2014/1154 Karar sayılı kararı ile; murisin dava konusu taşınmazı temlikinde gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kendisi ile ilgilenen, bakımını yapıp ihtiyaçlarını karşılayan gelinine duyduğu minnet sonucu devri yaptığı, akitte gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında fahiş fark var ise de bu hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, davacıların karar düzeltme isteği reddedilmiştir.

Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2015 tarihli ve 2015/21 Esas, 2015/95 Karar sayılı kararı ile; murisin 2004 yılında öldüğü, temlik tarihinde yatalak ya da ağır hasta olmadığı, temlikin vefatından tam on altı yıl önce gerçekleştiği, murisin baştan itibaren diğer mirasçıları mirastan mahrum bırakmak saikiyle hareket ederek taşınmazı devrettiği, kendisine baktırmak amacıyla taşınmazı devretmek isteseydi ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle ile bunu gerçekleştirebileceğinden taşınmazını satış suretiyle devrederek mirasçılardan mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2023 tarihli ve 2022/1-595 Esas, 2023/945 Karar sayılı kararı ile; murisin oğlu Mehmet Sabit’in 1984 yılında öldüğü, oğlu Ahmet Sedat ile davalının 1973 yılında evlendikleri, bu tarihten itibaren muris ile aynı avluda yaşadıkları, muris ile eşinin bakımı, yeme, içme ve temizlik ihtiyaçları ile bahçe bakım ve diğer ihtiyaçlarının davalı ve eşi tarafından karşılandığı, murisin eşinin kendisinden önce 1993 yılında öldüğü, murisin eşinin ölümünden sonra yalnız kaldığı, ölmeden önce çok kısa bir süre yatalak hale geldiği, murisin ekonomik durumunun yerinde olduğu, yaşlılıktan kaynaklanan hastalıklarının bulunduğu, temlik tarihinde davacı torunların yaşlarının çok küçük olduğu, temlik ile yakın tarihlerde diğer oğluna (ve eşine) da taşınmaz devrettiği, davacı torunları ile de arasının iyi olduğu ve zaman zaman torunlarına harçlık verdiği, yapılan temlikin köyde hemen duyulduğu ve herkes tarafından bilindiği, davacıların muris tarafından yapılan bu temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını kanıtladıklarını söyleme imkanı bulunmadığı, murisin uzun yıllar boyunca kendisine ve eşine sağladığı bakım ve desteğin yarattığı minnet duygusu yanında ileride de kendisine bakacağı düşüncesi ve güveniyle hareket ettiği, hizmetin semen olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir.

Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilamındaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; tanık beyanları ile iddianın ispat edildiğini, en değerli taşınmazın devredildiğini, davacıların annesi ... nedeniyle mal kaçırmak amaçlı temlik yapıldığını, devrin minnet duygusu ile yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla;temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Datça Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.