Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5337 E. 2024/6965 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil dışı bırakılan taşınmazların zilyetlik iddiasıyla davacılar adına tesciline karar verilen mahkeme kararının davalı idarelerce temyiz edilmesi üzerine, uyuşmazlık, taşınmazların zilyetlikle iktisap edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca bozmaya uyularak verilen kararda karşı taraf lehine kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, davalı idarelerin temyiz talepleri reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/278 E., 2024/141 K.

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar davalılar Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; hudutları dilekçede belirtilen nizalı taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını oysa bu yerin davacı tarafından eklemeli olarak 50 yılı aşkın zamandır kullanıldığını, taşınmaz Karasu Nehri’nin eski yatağı olup 1950’li yıllarda Amik Ovası’nın ıslahı sırasında Karasu Nehri yatağının mecrasının değiştirilmesi ve tamamen kurutulması sonucunda ortaya çıktığını, 1950’li yılların başından beri yoğun emek ve masraf gerektiren olağanüstü bir çabayla tarıma elverişli hale getirildiğini ve taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek nizalı taşınmaz bölümünün davacının adına tescil edilmesini istemiştir.

Davacılar ... ile ... vekili dava dilekçesinde; hudutları dilekçede belirtilen taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını oysa bu yerin davacıların murisi ile birlikte 50 yılı aşkın zamandır kullanımlarında olduğunu, taşınmazda davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek nizalı taşınmaz bölümünün davacıların adına tescil edilmesini istemiştir.

Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/453 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda, 01.07.2015 tarihli, 2015/690 Karar sayılı kararla; aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması dolayısıyla eldeki davanın, Mahkemenin 2015/300 Esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın dere yatağı vasfında olduğunu, taşınmaz, işletme halinde bulunan Amik-Afrin Projesi Reyhanlı Barajı ve Sulaması Hizmet Alanı içerisinde kaldığından özel mülkiyete konu olamayacağını, kaldı ki taşınmazın davacı tarafından işgal edildiğinin anlaşılması üzerine İdare tarafından davacıya ecrimisil ihbarnamesi gönderildiğini, ecrisimil bedeli zamanında ödenmediği için Vergi Dairesince alacağın tahsil edildiğini, nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... Müdürlüğü cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın bulunduğu yerin Küçük Asi Nehri’nin ıslah çalışmalarından önceki doğal yatağı olduğunu, 15.05.1972 yılında kesinleşen “Amik Gölü Islahı İkmali 1. Kısım İnşaatı Küçük Asi İstimlak Haritası” kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde nehir yatağının değişmesi sonucunda oluştuğunu, taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından zilyetlikle iktisap edilmesinin de mümkün olmadığını, özel mülkiyete konu olsa dahi davacının taşınmazda nizasız ve fasılasız şekilde 20 yıllık zilyetliğin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.06.2014 tarihli bozma ilamı üzerine Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2017 tarihli, 2015/300 Esas, 2017/42 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, dosyada mevcut 16.12.2016 havale tarihli ve 14.06.2016 düzenleme tarihli teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporu ve ekinde yer alan krokide (C) harfi ile gösterilen, yeşil renkli kalemle işaretli 557,36 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün taşkın sahası içerisinde olduğu anlaşılmakla, davacı ... tarafından bu bölüme yönelik olarak açılan davanın reddine, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen, kırmızı renkli kalemle işaretli 4.709,69 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümü ile ilgili olarak açılan davanın kabulüne, bu bölümün son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... Şahutoğu adına tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen davacıların davasının kabulüne, dosyada mevcut 16.12.2016 havale tarihli ve 14.06.2016 düzenleme tarihli teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporu ve ekinde yer alan krokide (B) harfi ile gösterilen, mavi renkli kalemle işaretli 2.532,96 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümü ile ilgili olarak birleştirilen davanın davacıları tarafından açılan davanın kabulüne, bu bölümün son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar ... ile ... adına eşit paylarla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Onama Kararı

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili, dahili davalı ... Müdürlüğü vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli ve 2021/4002 Esas, 2021/4663 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.

B. Karar Düzeltme

Yargıtay onama ilamına karşı süresi içerisinde davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

Dairenin 13.03.2022 tarihli ve 2021/8245 Esas, 2022/2091 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece teknik bilirkişi ...’den iki adet 14.06.2016 düzenleme tarihli rapor aldırıldığı, bunlardan 16.12.2016 havale tarihli raporun hükme esas alındığı, davacı ... adına tesciline karar verilen ve teknik bilirkişi raporlarında (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün yüz ölçümünün raporlarda 4.708,69 metrekare olarak gösterilmesine rağmen hüküm yerinde 4.709,69 metrekare olarak gösterildiği, birleştirilen davanın davacıları ... ile ... adına tesciline karar verilen ve teknik bilirkişi raporlarında (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün yüz ölçümünün ise 14.06.2016 düzenleme, 17.06.2016 havale tarihli raporda 2.532,95 metrekare, hükme esas alınan 14.06.2016 düzenleme, 16.12.2016 havale tarihli raporda 2.532,86 metrekare, hüküm yerinde ise 2.532,96 metrekare olarak gösterildiği ve hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda ölçü değerleri bulunmadığından bu raporun infazının da mümkün olmadığı, hal böyle olunca; teknik bilirkişiden davacılar adına tesciline karar verilen nizalı taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı yüz ölçümlerinin gösterildiği koordinatlı ve krokili, infaza elverişli rapor aldırılması gerektiği gerekçesiyle davacı ... vekili ile davalı Hazine vekilinin karar düzeltme istemlerinin bu yönüyle kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli ve 2021/4002 Esas, 2021/4663 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve Mahkeme hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak yapılan yargılama sonucunda, asıl dava yönünden 24.12.2022 düzenleme tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekinde yer alan krokide (C) harfi ile gösterilen, 557,36 m2'lik kısmın taşkın sahası içinde olduğu anlaşılmakla bu kısma yönelik tescil talebinin reddine; (A) harfi ile gösterilen, Hatay ili, ... ilçesi, .... Mahallesi 6260 parsel ile ... Mahallesi 151 parsel arasında kalan 4.708,69 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bölümü ile ilgili davacının tescil talebine yönelik davanın kabulü ile bilirkişi raporunda sınırları belirtilen söz konusu taşınmazın belirlenen bu bölümünün bağlı olduğu mahallenin son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar ..., ... ve ... adına 1/3'er pay şeklinde tapuya kayıt tesciline; birleştirilen 2013/453 esas 2015/690 karar sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile 24.12.2022 düzenleme tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekinde yer alan krokide (B) harfi ile gösterilen Hatay ili, Antakya ilçesi, .... Mahallesi 6260 parsel ile .... Mahallesi 151 parsel arasında kalan 2532,95 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bölümü ile ilgili davacıların tescil talebine yönelik davanın kabulü ile bilirkişi raporunda sınırları belirtilen söz konusu taşınmazın belirlenen bu bölümünün bağlı olduğu mahallenin son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar ... ile ... adına ½ pay şeklinde adlarına tapuya kayıt tesciline; karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, nizalı taşınmaz bölümlerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, kaldı ki taşınmazlar dere yatağı ve taşkın alanda kaldığından özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden de olmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

Dahili Davalı ... Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece davacıların davalarının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, nizalı taşınmaz bölümlerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, davanın reddedilen kısmı yönüyle vekil eden Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl dava ve birleştirilen dava, kadastroca tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK.nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Hatay ili ... ilçesi ....ve .... köylerindeki çalışma alanında bulunan, bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfi ile gösterilen asıl ve birleştirilen davalara konu yerlerin 1930 yılında yapılan kadastro sırasında dere yatağı niteliği ile tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... Müdürlüğü vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13/j maddesi gereğince temyiz eden davalı Hazine ile davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.