Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5402 E. 2025/1105 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmazların davacı şirkete ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlardan birinin kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçmiş olması nedeniyle bu taşınmaz yönünden davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, diğer taşınmazın ise kadastro tespitinin kesinleşme tarihi gözetildiğinde davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirmeyle reddedilmesi nedeniyle bu taşınmaz yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1266 E., 2024/1734 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/256 E., 2024/30 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı ...Ş vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, Çatalca ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 1464 - 1465 - 1466 - 1467 - 1468 - 1469 - 1470 - 1471 - 1472 - 1473 - 1474 - 1475 - 1476 - 1477 - 1478 ve 1479 parsel sayılı taşınmazlar ile İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... köyünde bulunan 752 parsel (yeni 149 ada 71 parsel) ve 680 parsel (yeni 150 ada 33 parsel) sayılı taşınmazların Hazine adına tespit edildiğini, ancak bu yerlerin davacının malik olduğu 1977 tarih 18 ve 19 nolu tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek taşınmazların tespitlerinin iptali ile davacı şirket adına tapuya tescilini istemiştir.

Davacı ...Ş. tarafından Gebze 14. Noterliğinin 20.08.2013 tarih ve 962 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki temliknamesi uyarınca, Karahalil Çiftliği Mart 1977 tarih ve 18 ile 19 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanılarak tespiti yapılan tüm taşınmazları ve taşınmazlar üzerinde tespit tarihinden önce doğmuş ve doğacak bilimum hakların tamamını hasıl olacak kesin sonuçların kabul edildiği belirtilerek temlik alan ...'a devredilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davacının 1978 yılındaki tapulama faaliyeti sırasında tescil dışı bırakılan dava konusu yerlere zilyet bulunduğunu ileri sürerek zilyetlik hükümlerinden yararlanma çabasının yasal bir olanağının olmadığını, davacının özel hukuk tüzel kişisi olup bir anonim şirketi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Çatalca Kadastro Mahkemesinin 26.12.2008 tarih 1995/5 Esas ve 2008/11 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.11.2012 tarih 2012/6628 Esas, 2012/11965 Karar sayılı ilamıyla karar onanmış; yapılan karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.03.2014 tarihli, 2013/7815 Esas, 2014/3083 Karar sayılı ilamıyla karar bozulmuştur.

İstanbul Kadastro Mahkemesinin 28.06.2018 tarihli 2016/192 Esas, 2018/100 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekil ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli, 2018/5208 Esas, 2018/7143 Karar sayılı ilamıyla; çekişmeli 1476, 1477, 1464, 1466, 1467, 1468, 1469, 1470, 1471, 1472, 1474 ve 1479 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen kabul kararının onanmasına; 1475 parsel, 752 parsel ve 680 parsel sayılı taşımazlar yönünden ise 1475 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, çekişmeli 752 ve 680 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak ve varsa komisyon karar asılları veya onaylı örnekleri ile tapu kayıt örnekleri ve taşınmazlar dava sonucu tapuya tescil edilmiş iseler dava dosyalarının getirtilmediği, taşınmazların kadastro tutanaklarının dava tarihinde kesinleşip kesinleşmediği ve taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinin görevli olup olmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeden hüküm tesis edildiği belirtilerek karar bu taşınmazlar yönünden bozulmuştur.

İstanbul Kadastro Mahkemesinin 08.06.2021 tarih 2021/398 Esas ve 2021/338 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli 752 ve 680 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının 1976 tarihinde kesinleştiği, davanın 1999 tarihinde açıldığı, davacının isteminde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re'sen nazara alınması zorunlu olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar aleyhine yapılan istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesinin 2021/1723 Esas, 2021/2018 Karar sayılı kararı ile esastan reddedilmiş, dosyanın Çatalca 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/67 Esas sırasına kaydı yapılmış, Çatalca 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/67 Esas, 2022/322 Karar sayılı ve 26.04.2022 tarihli kararı ile Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda çekişmeli 752 parsel sayılı taşınmazın 1976 yılında yapılan kadastro sırasında tamamen orman alanında kaldığına dair beyan ile mera vasfı ile tespit edildiği ve özel sicile yazılmasına karar verildiği, tutanağın 17.05.1977 tarihinde kesinleştiği, 680 parsel sayılı taşınmazın ise çayır vasfı ile ... Köyü Tüzel kişiliği adına tespit edildiği, Hazine tarafından tapulama komisyonu nezdinde yapılan itirazın 09.05.1979 tarihi itibari ile reddedildiği, eldeki davanın ise kadastro öncesi nedene dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra 29.06.1999 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1977-1979 yılları ile dava tarihi olan 29.06.1999 tarihi arasında 10 yıldan fazla sürenin geçtiği, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olmasında sonuç olarak bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mah. eski 752 parsel (yeni 149 ada 71 parsel) sayılı taşınmaz 1976 yılında yapılan kadastro sırasında tamamen orman alanında kaldığına dair beyan ile mera vasfı ile tespit edilmiş ve özel sicile yazılmasına karar verilmiş, tutanak 17.05.1977 tarihinde kesinleşmiştir.

İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mah. eski 680 parsel (yeni 150 ada 33 parsel) sayılı taşınmaz çayır vasfı ile ... Köyü Tüzel kişiliği adına tespit edilmiş, Hazine tarafından tapulama komisyonu nezdinde yapılan itirazın 09.05.1979 tarihi itibari ile reddedilmesi üzerine, Çatalca 2. Tapulama Mahkemesinin 17.05.1985 tarih 1979/278 Esas ve 1985/68 Karar sayılı kararı ile Hazinenin açtığı tespite itiraz davasının reddine, taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, davacı Hazine vekilinin temyiz istemi sonucu Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 17.04.1989 tarih 1986/91 Esas ve 1989/4891 Karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiş, karar düzeltme isteği Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 27.09.1989 tarih 1989/12836 Esas 1989/10274 Karar sayılı kararı ile ret edilerek karar 25.10.1990 tarihinde kesinleşmiştir.

Eldeki dava 29.06.1999 tarihinde açılmış, çekişmeli 752 parsel sayılı taşınmaz yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin 752 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak çekişmeli taşınmazlardan 680 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti, tespite itiraz dava dosyası sonucunda hükmen 25.10.1990 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz kadim mera olması nedeni ile mera olarak sınırlandırılmıştır. O halde, dava tarihi olan 29.06.1999 tarihi itibari ile anılan taşınmaz yönünden dava 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.

Hâl böyle olunca, 680 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1- Davacı vekilinin 752 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının anılan taşınmaz yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesin olmak üzere ONANMASINA,

2- Davacı vekilinin 680 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının anılan taşınmaz yönünden BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.