Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5467 E. 2025/1329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinin tespiti ve tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının talebiyle bağlı kalınarak, zilyetliğini ispatladığı taşınmaz bölümü ile sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken, taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmesi doğru olmadığından, kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gözetilerek hüküm fıkrası düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/117 E., 2021/150 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyünde bulunan 135 ada 8 parsel sayılı taşınmazın babası ...'den kendisine intikal ettiğini, buna karşılık kadastro çalışmaları esnasında davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edildiğini, davalılar adına yapılan kadastro tespitinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalılar vekili davaya cevap dilekçesi sunmamış, aşamalarda davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2014 tarih ve 2011/211 Esas, 2014/72 Karar sayılı kararıyla; davacı ...'in 15 yıl kadar önce köyden ayrılarak dava konusu taşınmazı kullanmayı bıraktığı ve daha sonra taşınmazın ekonomik amacına uygun sürdürdüğü bir zilyetliğinin de bulunmadığı, bu kapsamda zilyetliğin terk edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2014 tarih ve 2011/211 Esas, 2014/72 Karar sayılı kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.04.2017 tarih ve 2015/8444 Esas, 2017/2715 Karar sayılı kararıyla; davacıdan çekişmeli taşınmazın kendisine ne şeklide geçtiği (taksim, satış, bağış vs.) hususu sorularak bu hususu kanıtlaması istenmesi; davacı çekişmeli taşınmazın geçerli bir sebeple kendisine intikal ettiğini ispat edemediği takdirde aktif dava ehliyeti bulunmayacağı göz önüne alınarak davanın usulden reddine karar verilmesi, davacının aktif dava ehliyeti bulunduğunu kanıtlaması halinde ise keşif tarihi itibariyle 15 yıllık kullanılmama durumunun iradi terk anlamına geldiğinden söz edilemeyeceği gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2018 tarih ve 2018/24 Esas, 2018/184 Karar sayılı kararıyla; murisi ...'in tüm mirasçılarının, kendi aralarında yaptıkları taksim sözleşmesi uyarınca babalarına ait olan dava konusu taşınmazın davacıya bırakıldığını beyan ettikleri, bu kapsamda davacı ...'in aktif dava ehliyetinin bulunduğu, dava konusu taşınmazın keşif tarihi itibariyle 15 yıllık kullanılmama durumunun iradi terk anlamına gelmeyeceği belirtilerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2018 tarih ve 2018/24 Esas, 2018/184 Karar sayılı kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.06.2021 tarih ve 2019/2796 Esas, 2021/4915 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın talebinin dava konusu taşınmazın 22.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 268,81 metrekarelik kısmına yönelik olduğu, keşif mahallinde dinlenen mahalli ve tespit bilirkişileri ile tanıkların dava konusu taşınmaz bölümünü davacının 30 yıldır basmalık olarak kullandığını belirttikleri, bu kapsamda fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği, buna karşılık davacının talebiyle bağlı kalınarak yalnızca çekişme konusu taşınmaz bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken talepten fazlasına hükmedilerek taşınmazın tamamının tapu kaydının iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişilerin aynı yöndeki uyumlu beyanlarından çekişme konusu taşınmaz bölümünün öncesinde davacının babası tarafından, sonrasında ise davacı tarafından basmalık olarak kullanıldığı, dava konusu yerin davacının murisi ... tarafından haricen dava dışı ...'tan satın alındığı, kök muris ... mirasçıları arasında yapılan taksim neticesinde çekişme konusu bölümün davacıya bırakıldığı, eldeki davanın da dava konusu taşınmazı taksimen elde eden mirasçı tarafından açıldığı, tüm bu hususlar nazara alındığında davacının çekişme konusu taşınmaz bölümüne yönelik iddiasını ispat ettiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.06.2021 tarih ve 2019/2796 Esas, 2021/4915 Karar sayılı bozma kararına uyulmuş ise de bozma kapsamına uygun inceleme yapılmadığını, bu kapsamda İlk Derece Mahkemesinin dava konusu taşınmazın taksimle davacıya kaldığına dair değerlendirmesinin yerinde olmadığını ve eksik incelemeye dayandığını, davacı murisinin diğer mirasçıları tarafından verilen muvafakatlarına değer verilmesinin isabetsiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesince icra edilecek keşif ile tüm taraf tanıkları ve mahalli bilirkişilerin bozma ilamı ve taşınmazın davacıya intikali hususlarında beyanları alınmaksızın hüküm kurulmuş olmasının da yerinde olmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1.Kadastro çalışmaları sonucunda Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyünde bulunan 135 ada 8 parsel sayılı taşınmazın senetsizden irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 895,49 metrekare yüz ölçümü ve arsa vasfıyla eşit paylarla davalılar adına tespit ve tescil edildiği, davacı ...'in irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince 22.09.2021 tarihinde karar verildiği halde gerekçeli karar başlığında karar tarihinin 28.09.2021 şeklinde yazılmasının ise mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakla; davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4.Ancak, kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan bu hususun re’sen gözetilmesi gerekmektedir.

5.Bu kapsamda, hükümde dava konusu 135 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 22.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 268,81 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın tamamının tapu kaydının iptal edilerek (A) harfiyle gösterilen bölümün davacı adına bakiye kısmın ise davalıların edinme sebebini değiştirecek şekilde yeniden davalılar adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir.

6.Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun'un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,

Kamu düzeni gereğince re'sen nazara alınan sebeplerle; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hüküm yerinden tamamen çıkartılmasına, yerine (1) numaralı bent olarak "Dava konusu Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyünde kain 135 ada 8 parsel sayılı taşınmazın; fen bilirkişi ... tarafından hazırlanan 22.05.2014 tarihli bilirkişi raporu ekindeki krokide (A) harfiyle gösterilen 268,81 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile aynı ada son parsel numarası altında davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi ... tarafından hazırlanan 22.05.2014 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına" cümlesinin yazılmasına,

Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın Sarıkamış Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.