Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5574 E. 2024/7093 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gaipliğine karar verilen kişiler adına kayıtlı taşınmazın Hazine'ye tesciline karşılık, taşınmazın vakfa ait olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın ait olduğu vakfın sahih vakıf niteliğinde olduğu, taşınmazın vakfın malı olduğu ve Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi şartlarının oluştuğu gözetilerek, Hazine adına yapılan tescilin iptaliyle taşınmazın vakıf adına tesciline karar verilmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/417 E., 2023/1477 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/20 E., 2021/244 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı İdare vekili; dava konusu 92 ada 13 parsel sayılı.... Kethüdası Elhac.... ve Elhac ....Vakıflarından icareli taşınmazın 1/9’ar payı ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ... kızı ... adlarına kayıtlı iken gaip olmaları nedeniyle İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/175 E. sayılı dosyası ile İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini ve idare süresinin dolması ile İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.2003 tarihli 2002/254 E. 2003/464 K. sayılı kararı ile kayıt maliklerinin gaipliğine 3/9 payın Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, anılan vakıfların mazbut ve sahih bir vakıf olduğunu, vakıf gayrimenkullerinde varissiz ölüm veya gaiplik halinde taşınmazın vakfına rücu etmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile vakfı adına tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; taşınmazın hükmen adına tescil edildiğini, taşınmazın mazbut vakıf adına tescil edilebilmesi için vakıf yoluyla meydana gelen bir kültür varlığının söz konusu olması gerektiğini, ayrıca herhangi bir taşınmazın evveliyatının vakıfla ilişkili olabildiğini ancak taşınmazların sadece zemin olarak vakfedilip daha sonraki dönemlerde kullanıcılar veya işgalciler veya sonraki malikler tarafından yapı yapılabildiğini, daha sonra bu taşınmaz üzerindeki yapılara koruma kurullarınca kültür varlığı olduğuna dair karar alınmasının bu kültür varlığının ilgili mazbut vakfı tarafından vücuda getirildiğini göstermeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sûbut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazın kayıtlarından icareli taşınmazlardan olduğu, vakfın sahih vakıflardan olup taşınmazın vakfın malı olduğu, tarihi yarımadada yer aldığı, aslı vakıf olan dava konusu taşınmazın vakfına rücu etmesi gerektiği, 24.09.1983 tarihinden sonra Hazine adına tesciline yasal imkan bulunmadığı, Vakıflar Kanunu 17. madde şartlarının oluştuğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın vakfiyede bulunup bulunmadığı, dayanağının olup olmadığı, vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı, vakfiyesinin halen geçerli olduğunun araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden, dava konusu 92 ada 13 parsel sayılı 85 m2 miktarlı bahçeli ahşap hane nitelikli taşınmazın bahsi geçen vakıflardan olduğu, 1/9’ar payı ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ... kızı ... adlarına kayıtlı iken 18.05.2005 tarihinde hükmen davalı Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j." bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.