"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/35 E., 2024/407 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalılar ... vd. vekili tarafından duruşma istekli, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle 18.03.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vd. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; maliki olduğu 6427 ada 3 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’in hileli hareketleri neticesinde 07.09.2006 tarihinde diğer davalı ... ’ye temlik ettiğini, bir bedel ödenmediğini, anılan davalıların akraba olup birlikte hareket ettiklerini, bilahare çekişmeli taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurularak ortaya çıkan bağımsız bölümlerin davalı ... ve diğer davalı çocuklarına temlik edildiğini, bu devirlerin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 127.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; çekişmeli taşınmazı 127.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış bedelini elden ödediğini, iddiaların asılsız olduğunu, öte yandan Kanun'da öngörülen süre geçtikten sonra dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalılar ..., ..., ..., ... ve ...; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, satışların gerçek olduğunu, davacının 2007 yılında ...’den kooperatif payı aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ...'nin yargılama sırasında ölümü üzerine dava dışı mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.12.2015 tarihli ve 2010/264 Esas, 2015/398 Karar sayılı kararıyla; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı, öte yandan hile iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 26.06.2018 tarihli ve 2016/7737 Esas, 2018/11507 Karar sayılı kararıyla; “...Davanın süresi içerisinde açıldığı gözetilerek tarafların bildirdikleri delillerin toplanması, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesi, taşınmaz başında keşif yapılması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçeleriyle hüküm bozulmuş, davalılar vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizce reddedilmiş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 11.05.2022 tarihli ve 2019/15 Esas, 2022/398 Karar sayılı kararıyla; iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 10.01.2023 tarihli ve 2022/6700 Esas, 2023/57 Karar sayılı kararıyla; "...Davacının kandırılması suretiyle temlikin yapıldığı, hile iddiasının ispatlandığı, davalılar ..., ..., ... ve ...’in de durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduklarından edinimlerinde iyi niyetli olmadıkları ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, iptal tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuş, davalılar vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizce reddedilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde; davacının çocukları olan tanıkların bilgi ve görgüye dayalı olmayan taraflı beyanlarına itibar edildiğini, davacının başta delil olarak dayanmadığı belediye kayıtları ve inşaat dosyasında bulunan evraklara muvafakat etmediklerini bildirdikleri halde dosyaya getirtilip hükme gerekçe yapıldığını, resmi satış senedi aksi sabit oluncaya kadar hukukumuzda geçerli kabul edildiğinden alıcı davalı ...'den bedelin ödenmesine ilişkin belge istenilmesinin ispata ilişkin resmi belgenin yok sayıldığını gösterdiğini, resmi senette geçen bedelin rayiç değerin altında olmasının satışın gerçek olmadığı veya hileli olduğuna bir kanıt, karine olarak kabul edilemeyeceğini, hak düşürücü sürenin tüm unsurları ile hatalı değerlendirildiğini, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacının davadan önce ikame ettiği Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/196 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde; "Kooperatiften hisse almak üzere ... bulunan arsasını sattığını" beyan ile satış iradesini ikrar ettiğini, Antalya 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/462 Esas sayılı dosyasında davacının ...'a yaptığı 440.000,00 TL ödemeyi, sattığı dava konusu arsadan aldığı para ile yaptığını açıkça beyan ve kabul ettiğini, davacının başvurusu üzerine dava konusu 6427 ada 3 parsel ile ilgili, davalılara karşı açılmış bir ceza davası, ceza soruşturması, suç duyurusu olmadığını, bozmada sözü edilen davacının davalı ...'den satın aldığı 3 hissenin bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, davada böyle bir iddia ve savunmanın da bulunmadığını, bozma kararında değerlendirilen SS ... Arsa Kooperatifine ait defterlerin veya hiçbir belgenin eldeki dosyaya getirtilmediğini, incelenmediğini, davacının ikrarlarının dikkate alınmadığını, dava konusu istemin hukuki niteliği ve kabule ilişkin hüküm dikkate alındığında Mahkemece taşınmaz üzerinde inşa edilen binanın değerinin esas alınması suretiyle yargılama harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; kararın hüküm kısmında tapu kaydı iptal edilen taşınmazın bağımsız bölümleri belirtilmediğinden, infazda tereddüt yaratılmaması adına hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’ın 6427 ada 3 parsel sayılı taşınmazının tamamını 07.09.2006 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, çekişmeli taşınmaz davalı ... adına kayıtlı iken üzerine bina inşa edilip kat irtifakı tesisi ile 6 adet bağımsız bölümün oluştuğu, anılan bağımsız bölümlerin de davalı ... tarafından 2007 ve 2010 yıllarında diğer davalılara satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalılar ... vd. vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalılar ... vd. vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olayda; kat irtifakı tesisi ve satış işlemleri sonucu davalılar adına müstakilen kaydedilen bağımsız bölümler üzerinden tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken kaydı kapatılan ana taşınmaz olan 6427 ada 3 parsel üzerinden hüküm kurulması doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Kanun’un 438/7. maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ile davalılar ... vd. vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile;
Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.09.2024 tarihli ve 2024/35 Esas, 2024/407 Karar sayılı kararının (1) numaralı bendinde yer alan "Davanın KABULÜ ile Antalya İli ... Mah 6427 Ada 3 Parselde kayıtlı bulunan taşınmazda davalılar adına bulunan kaydın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline," ibaresinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine; "Davanın KABULÜ ile Antalya ili, Konyaaltı ilçesi, ... Mahallesi 6427 ada 3 parseldeki davalı ... adına kayıtlı 1 ve 3 nolu, davalı ... adına kayıtlı 2 ve 4 nolu, davalı ... adına kayıtlı 5 nolu ve davalı ... adına kayıtlı 6 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline," ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden; davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına, davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,
Peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.