"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/89 E., 2024/129 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Başkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/63 E., 2021/34 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu 134 ada 85, 86, 99 ve 139 parsel sayılı taşınmazların adına tescili istemiyle Mahkemenin 2016/258 Esas sayılı dosyasında dava açtığını ancak davayı takip edemediği için dosyanın işlemden kaldırıldığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili keşif sonrası 07.12.2020 tarihli dilekçeyle; 134 ada 77, 82, 86, 92 ve 139 parsel sayılı taşınmazların müvekkilinin dedesinden babasına, ondan da müvekkiline kaldığını belirtmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların köy tüzel kişiliği adına tescil edilmesi gereken yerlerden olduğunu, böyle yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından 134 ada 77, 82, 86, 92 ve 139 parsel sayılı taşınmazların dava konusu edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-i maddesi uyarınca aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının dava şartlarından sayıldığı, aynı Yasa'nın 115. maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığının yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı, mahkemece dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin belirtildiği, Başkale Kadastro Mahkemesinin 2007/2047 Esas ve 2009/713 Karar, 2007/2064 Esas ve 2011/551 Karar, 2007/2069 Esas ve 2011/336 Karar ile 2007/2033 Esas ve 2013/556 Karar sayılı dava dosyalarındaki tarafların, dava konusu ve sebebinin eldeki davanın tarafları, dava konusu ve sebebi ile aynı olduğu, bu davaların eldeki dava yönüyle kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-i maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, dava konusu taşınmazların Başkale Kadastro Mahkemesinin 2007/2047 Esas ve 2009/713 Karar, 2007/2064 Esas ve 2011/551 Karar, 2007/2069 Esas ve 2011/336 Karar, 2007/2105 Esas ve 2009/576 Karar ile 2007/2033 Esas ve 2013/556 Karar sayılı dosyalarında mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği ve kararların Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, söz konusu dosyalarda dava konusu edilen taşınmazlar ve dayanılan hukuki nedenlerin eldeki davada dava konusu edilen taşınmazlar ve dayanılan hukuki nedenlerle aynı olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların evvelden beri müvekkili tarafından zilyet edildiğini, bu dilekçeden sonra ilgili tapu kayıtlarını dosya arasına sunacaklarını, dava konusu taşınmazların yerlerinin neresi olduğunun tam olarak tespiti için taraflarına süre verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. Kadastro çalışmaları sonucunda Van ili, Başkale ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 134 ada 77 parsel sayılı 7.012,55 metrekare, 134 ada 82 parsel sayılı 13.725,21 metrekare ve 134 ada 139 parsel sayılı 8.346,94 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı davacı ... adına tespit edilmiş; 134 ada 86 parsel sayılı 8.591,49 metrekare ve 134 ada 92 parsel sayılı 7.700,38 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Nurettin Üzel adına tarla vasfıyla tespit edilmiştir.
Hazine tarafından taşınmazların tespitine itiraz edilmesi üzerine, Başkale Kadastro Mahkemesinin 25.04.2013 tarihli ve 2007/2033 Esas, 2013/556 Karar sayılı kararıyla, 134 ada 86 ve 139 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına; Başkale Kadastro Mahkemesinin 11.03.2011 tarihli ve 2007/2069 Esas, 2011/336 Karar sayılı kararıyla, 134 ada 77 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına; Başkale Kadastro Mahkemesinin 13.05.2011 tarihli ve 2007/2064 Esas, 2011/551 Karar sayılı kararıyla, 134 ada 82 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına; Başkale Kadastro Mahkemesinin 16.04.2009 tarihli ve 2007/2047 Esas, 2009/713 Karar sayılı kararıyla, 134 ada 92 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş; söz konusu kararlar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
3. Dava ve temyize konu 134 ada 77, 82 ve 139 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, söz konusu taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlara ilişkin usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
4. Dava ve temyize konu 134 ada 86 ve 92 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece söz konusu taşınmazlar yönüyle de Başkale Kadastro Mahkemesi kararlarının eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazların dava dışı Nurettin Üzel adına tespit edildiği, Hazine tarafından taşınmazların kadastro tespitine itiraz edilmesi üzerine, Başkale Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 25.04.2013 tarihli ve 2007/2033 Esas, 2013/556 Karar ile 16.04.2009 tarihli ve 2007/2047 Esas, 2009/713 Karar sayılı kararıyla taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş; söz konusu kararlar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazlar yönüyle davacı, Kadastro Mahkemesinin sözü edilen dosyalarında taraf olmadığına göre söz konusu kararların davacı aleyhine kesin hüküm teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur. Ancak dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların niteliği, kesinleşen Kadastro Mahkemesi kararları ile belirlenmiş olduğuna ve davalı taraf yararına hükmen oluşan güçlü delilin aksi davacı tarafından kanıtlanamadığına göre kararın sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşıldığından, söz konusu taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlara ilişkin usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacının adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 3.033,70 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.