"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1789 E., 2023/1356 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/284 E., 2023/204 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; mirasbırakan babaları ...’un dava konusu 135 ada 1 ve 136 ada 3 parsel sayılı taşınmazları mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak önce dava dışı ara malikler ... Kurt çocukları ile dava dışı ... Kurt’a, onların da bilahare mirasbırakanın oğlu olan davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, mirasbırakanın varlıklı birisi olup satış ihtiyacı içinde olmadığını, banka hareketliliği görünmeyip temlikin bedelsiz olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemiş; davacılar ... ile ... davadan feragat ettiklerini beyan etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazın 1996 yılında mirasbırakan tarafından dava dışı ...’a satıldığını, adı geçen tarafından da 1998 yılında dava dışı ...’a, onun tarafından da 2000 yılında davalıya satıldığını, muvazaalı devir yaptığı iddia edilen kişilere karşı da davanın yöneltilmesi gerektiğini, husumet itirazında bulunduğunu, taşınmazın 13 yıldır tasarrufunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.09.2018 tarihli ve 2013/377 Esas, 2018/484 Karar sayılı kararıyla, davacılar ... ve ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ... yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine ilişkin verilen karar davacıların istinafı ve davaya dahil edilen TEİAŞ vekilinin katılma yoluyla istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ve 2019/586 Esas, 2020/1011 Karar sayılı kararı ile, “dava dışı TEİAŞ ile Kooperatif’e karşı usulünce açılmış bir dava olmadığı halde eldeki davaya davalı sıfatıyla dahil edilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu, haklarında hüküm kurulamayacağı ve vekille temsil olunan TEİAŞ lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, davadan 06.10.2015 tarihinde feragat eden davacı ...’ün söz konusu vekalet ücretinden de sorumlu tutulamayacağı, gerekçesiz olarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazların tüm kayıt maliklerini gösterir şekilde güncel tapu kayıtlarının ve 12.10.1998 tarihli resmi senedin getirtilerek diğer delillerle birlikte kararda tartışılması gerektiği, davalı tarafın cevap dilekçesinde delil bildirmeyip tanık deliline de dayanmadığı, sonradan delil listesiyle bildirilen davalı tanıklarının dinlenilmesinin doğru olmadığı, davalı delil listesinde bildirilmeyen ...’un tanık olarak dinlenilmesinin de hatalı olduğu, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarının bu nedenlerle hükme esas alınmaması, hangi delile üstünlük tanındığının, kabul ve ret nedenlerinin kararda belirtilmesi gereklerine işaret edilerek karar kaldırılmış; Dairenin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın davalı dışında iki oğlu daha olduğu, çekişme konusu taşınmazlar dışında Elbeyli’de başkaca taşınmazlarının da bulunduğu, bu taşınmazların tüm mirasçılara intikal ettiği, mirasbırakan mal kaçırma iradesiyle hareket etse idi diğer taşınmazlarını da devredebileceği, dava konusu kök 5 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanın payının dava dışı 3. kişiye, ondan da mirasbırakanın dava dışı oğluna, ondan da yalnızca 125.000/1074250 payın davalı oğluna geçtiği, bedeller arasındaki farkın muvazaanın ispatı için yeterli olmadığı, tapu kayıtları, SED raporları, vergi kayıtları nazara alındığında davacı tanığı ...’un beyanına itibar edilemeyeceği belirlenerek davanın ... yönünden reddine, ... ve ... yönünden ise feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında dinlenilen tek davacı tanığı ... mirasbırakanın taşınmazlarını davalı oğluna devretmek amacıyla üçüncü kişilere temlik ettiğini ve bu kişilerin de mirasbırakanın davalı oğlu ile dava dışı oğlu ... ...’a devrettiğini, mirasbırakanın amacının kızlardan mal kaçırmak olduğunu beyan ettiği, çekişme konusu taşınmazların geldisi olan kök 5 parsel sayılı taşınmazın devir işlemleri incelendiğinde davaya konu kök 5 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakana ait payın çoğunluğunun mirasbırakanın davalı oğlu üzerine değil, dava dışı üçüncü kişilere satış yoluyla devredildiği, mirasbırakanın dava dışı bir oğlunun daha bulunduğu, yine mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden başkaca taşınmazların bulunduğu, yapılan devir işlemleri, dosya kapsamı ve saptanan somut olguların davacı tanığının beyanlarını desteklemediği, davacı tanığının beyanlarına itibar edilmediği, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı belirlenerek istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; murisin davaya konu taşınmazdaki hissesinin toplamı 500 dönüm olduğu, sulu tarım arazisi niteliğindeki en kıymetli taşınmazını muvazaalı olarak devrettiğini, murisin ölümü ile intikalen gelen başkaca taşınmazının olmasının bu davanın açılmasına engel olmadığını, tanık ...'un görgüye dayalı tanıklığı da yok sayılarak davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, murisin ölümü ile mirasçılarına intikal eden taşınmaz toplamının 69 dönüm olduğu ve buna mukabil muris muvazaası yolu ile kaçırılan taşınmazın toplam miktarının 500 dönüm ve en kıymetli taşınmazı olduğunu, bu hususun dahi Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin aksine muvazaanın kanıt olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Muris ...’un 12.09.2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak evlatları davacılar ..., ... ve ..., davalı ..., dava dışı ..., ... ve ... ...’ın kaldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu 135 ada 1 parsel ile 136 ada 3 parsel sayılı taşınmazların geldisi kök 5 parsel sayılı taşınmaz olup 500.000/1074250 payı muris adına kayıtlı iken, bu payın tamamının 29.08.1996 tarihinde dava dışı ...'a temlik edildiği, ...'un 12.10.1998 tarihinde dava dışı ... adına temlik ettiği, dava dışı ...’un da 375.000/1074250 payı ipkaen üzerinde bırakıp125.000/1074250 payı 20.04.2000 tarihinde satış işlemiyle dava dışı annesi ... ...’a satış yoluyla devrettiği, dava dışı ... ... adına kayıtlı 125.000/1074250 payın tamamının 16.12.2010 tarihinde satış işlemiyle dava dışı ... ...’ya, 22.02.2011 tarihli satış işlemiyle de dava dışı ... ...’ya devredildiği, dava dışı ...’un, ipkaen üzerinde kalan 375.000/1074250 payın 250.000/1074250 payını yine ipkaen üzerinde bırakıp 125.000/1074250 payını 16.10.2000 tarihinde satış işlemiyle davalı kardeşi ...’a temlik ettiği anlaşılmış; davaya konu payın toplulaştırmaya tabi tutulduğu ve toplulaştırma işlemi sonucu 135 ada 1 ve 136 ada 3 parsellere gittiği ve bu parsellerin tamamının davalı adına tescil edildiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.