"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/371 E., 2023/801 K.
Mahkeme kararı davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan annesi ...’un 1370 parsel sayılı taşınmazının ½ payını satış suretiyle, daha sonra kalan ½ payını da ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ... ...’e devrettiğini, ... ...’in de taşınmazı diğer davalı ...’in eşi olan davalı ...'e devrettiğini, anılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca murisin temyiz kudretinin de bulunmadığını ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile terekeye iade ve miras hisseleri oranında tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; dava konusu devirlerin muvazaalı olmadığını, murisin bakıma muhtaç olduğunu ve ölene kadar kendisine davalı ...'in baktığını, Münevver’in satış bedelini ... ...’e ödediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.05.2014 tarihli ve 2012/621 Esas, 2014/435 Karar sayılı kararıyla; davalı ...'in bakım borcunu yerine getirdiği gerekçesiyle ölünceye kadar bakma akdi ile devredilen ½ pay bakımından davanın reddine, satış suretiyle devredilen ½ pay yönünden ise muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkeme kararının davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.06.2016 tarihli ve 2014/18403 Esas, 2016/7296 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece öncelikle ehliyetsizlik iddiasının araştırılması, mirasbırakanın ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası hukuksal nedeni üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de 4721 sayılı TMK’nın 28. maddesi hükmü uyarınca ölümle kişilik son bulduğu halde mirasbırakan Behiye adına tescil kararı verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin 22.10.2019 tarihli ve 2016/774 Esas, 2019/192 Karar sayılı kararıyla; satış suretiyle devredilen ½ pay yönünden muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin 22.10.2019 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; mirasbırakanın 13.08.1987 tarihinde taşınmazdaki ½ paya yönelik satış yolu ile yaptığı temlikindeki kastının belirlenmesi yönünden hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, tarafların iddia ile savunmaları dikkate alınmak suretiyle daha önce dinlenilen usulünce gösterilmiş tanıkların yeniden çağrılarak dinlenilmeleri, mirasbırakanın davacı oğlundan mal kaçırmasını gerektirir bir husus olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, başka mal varlığı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın 13.08.1987 tarihinde taşınmazdaki ½ paya yönelik satış yolu ile yaptığı temlikindeki gerçek iradesinin açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de önceki bozma ilamında da işaret edildiği üzere, 4721 sayılı TMK’nın 28. maddesi hükmü uyarınca ölümle kişilik son bulduğu halde mirasbırakan Behiye adına tescil kararı verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğu, ölünceye kadar bakma akdiyle devredilen 1/2 pay yönünden hükmün kesinleştiği, davaya konu taşınmaz ile mirasbırakanın temlik dışı taşınmazları arasında fahiş değer farkı bulunduğu, bu farkın mirastan mal kaçırma iradesini ortaya koyduğu, mirasbırakanın birlikte yaşadığı davalılarla beşeri ilişkileri içerisinde minnet duygusuyla kendinden uzakta yaşayan davacıdan mal kaçırma kastıyla hareket ettiği, davalı ...'in taraflar arasındaki ilişkiyi ve mal kaçırma iradesini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın kabulü ile davaya konu 1370 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davacının 1/3 miras payı oranında iptali ile davacı ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde ipkasına, davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; davacı mirasçılarından ... ve vekilinin davayı takip etmediğini, bu davacı yönünden işlemden kaldırma ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğunu, davacının 1370 parselin tamamı bakımından tescil talep etmesine ve Mahkemece 1/2 payın bir kısmının iptaline karar verilmesine rağmen kısmen ret kararı verilmediğini, davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediğini, davalı ...'in iyi niyetli 3. kişi olduğunu, konut kredisi alarak taşınmazın satış bedelini ödediğini, taşınmaz üzerinde buna ilişkin ipotek tesis edildiğini, davalı ... ile danışıklı işlem yapmadığını, 1987 yılında yapılan işlemin danışıklı olduğu kabul edilse dahi bu işlemin Münevver tarafından bilindiğinin düşünülmesinin doğru olmadığını, davalı ...'in eczacı olup taşınmazı satın alabilecek durumda olduğunu, geliri ile ilgili araştırma taleplerinin dikkate alınmadığını, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazları yönünden herhangi bir devir işlemi yapmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden; mirasbırakan ...’un 09.05.2005 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ... ile davalı oğulları ... ... ve ... ...’in kaldıkları, mirasbırakanın 1370 parsel sayılı 417,00 m2 yüz ölçümlü bahçeli kargir ev vasfındaki taşınmazının ½ payını 13.08.1987 tarihinde satış suretiyle, kalan ½ payını ise 21.03.2005 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle davalı oğlu ...’a temlik ettiği, ... ...’in de taşınmazı 14.02.2008 tarihinde kardeşi ... ...’in eşi olan diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettiği, bozma kararı sonrası Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile mirasbırakanın 21.03.2005 tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle temyiz olunan mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 4.334,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ... ...'dan alınmasına,
Dosyanın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.