Logo

1. Hukuk Dairesi2024/682 E. 2025/1832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mirasçılarından davacıların, diğer mirasçılar olan davalılara verdikleri vekaletname ile yapılan intikal ve taksim işlemleri sonucu haklarının ihlal edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ile kamulaştırılan taşınmazlar için tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara uygun şekilde hüküm kurmaması, özellikle davacıların temlike konu miras pay oranlarını hatalı hesaplaması ve kamulaştırma bedellerini yanlış hesaplayarak fazla tazminata hükmetmesi gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/265 E., 2023/308 K.

Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle;

kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalılar vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar; mirasbırakan babaları ...’dan kalan dava konusu 315, 316, 399, 466, 531, 646, 743, 745, 747 parsel sayılı taşınmazların, anneleri sağ iken intikal ve taksim işlemlerinin yapılması ayrıca davalılarca uygun görülen bir taşınmazın kendilerine verilmesi için 06.01.2003 tarihinde dava dışı ...’u vekil tayin ettiklerini, dava dışı vekil ile anneleri ve davalı kardeşlerinin 30.01.2003 tarihinde intikal ve taksim işlemi yapmaları sonucu dava konusu taşınmazlardaki miras paylarının davalılara geçtiği gibi kendilerine hiç yer verilmediğini, güveni kötüye kullanan davalıların yer verecekleri konusunda 04.09.2014 tarihine kadar oyaladıklarını, gerek vekil, gerekse davalılar tarafından kandırıldıklarını ileri sürerek dava konusu 315, 316, 399, 466, 531, 646, 743, 745, 747 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.

Birleştirilen davada aynı davacılar; dava konusu 315 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 317 (ifrazla 962) parsel sayılı taşınmazın 4/8 payının mirasbırakan adına kayıtlı iken yapılan intikal ve taksim işlemleri sonucu 315 parselin ½ şer paylarla davalılar adına, 317 parselin 4/8 payının davalı ... adına tescil edildiğini, anılan payların kamulaştırıldığını ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL; 11.03.2016 tarihli dilekçeyle, dava konusu 315 ve 317 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle saptanan değerlerine göre ayrı ayrı 165.003,34 TL tazminatın ödenmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalılar; anneleri de dahil olmak üzere tüm mirasçıların mirasbırakandan intikal edecek taşınmazları kendilerine bırakması konusunda anlaştıklarını, davacıların da bu amaçla vekaletname verdiklerini, davacı ...’ın yurt dışında olup ekonomik durumunun iyi olduğunu ve herhangi bir talebi olmadığını, davacı ...’ya para ve bir kamyon çeltik verdiklerini, iradeye uygun olarak işlemlerin yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin tarihli ve 2014/721 Esas, 2016/221 Karar sayılı kararı ile; iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkeme kararının asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.02.2020 tarihli ve 2017/3312 Esas, 2020/1295 Karar sayılı kararı ile; "...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle hile ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanıldığı iddiasının sabit olması karşısında asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine. Asıl ve birleştirilen davada davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda; mahkemece dava konusu sekiz parça taşınmaz bakımından iptal tescil kararı verilirken mirasbırakan ...’un veraset ilamındaki hisseleri oranında iptali ve davacılar adına tesciline şeklinde hüküm kurulduğu, ancak hangi veraset ilamı olduğunun ya da davacıların davaya konu miras pay oranlarının ne olduğunun hükümde açıkça belirtilmediği; oysa 30.01.2003 tarih 379 yevmiye nolu resmi senede göre Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.03.2001 tarih 2001/161-164 sayılı veraset ilamı esas alınarak intikal ile akabinde taksim ve satış işlemlerinin yapıldığı, mahkemece bu veraset ilamı getirtilip davacıların temlike konu miras pay oranları tespit edilerek ve hükümde veraset ilamına atıf yapılmak ya da temlike konu miras pay oranları açıkça belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak biçimde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan; kamulaştırma nedeniyle tazminat talep edilen dava konusu 315 ve 317 (ifrazen 962) parsel sayılı iki parça taşınmaz bakımından tedavül ve ifraz kayıtları, kamulaştırmaya ilişkin kayıt ve belgeler getirtilip denetlenmek suretiyle bu iki parça taşınmazda mirasbırakandan davacılara intikal edip de davalılara geçen ve kamulaştırılan çekişme konusu payların belirlenmesi, bu paylara karşılık davalılara ödenen kamulaştırma bedellerinin ve ödendiği tarihlerin saptanarak ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bu bedellerin taleple bağlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken taşınmazların dava tarihi itibariyle saptanan değerlerine hükmedilmesi isabetli değildir. Kabule göre de; 23.12.2015 tarihli ek bilirkişi raporuna göre dava konusu 317 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasçılarına intikal edip taksim ve satış yoluyla davalı ... adına tescil edilen 4/8 payın tamamının dava tarihi itibariyle değeri 245.006,68 TL olarak belirlendiği halde kararda 490.013,36 TL olarak hesaplamaya esas alınması da doğru değildir ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararı doğrultusunda işlem yapıldığı belirtilerek asıl davanın kabulü ile dava konusu 315, 316, 399, 466, 531, 646, 743, 745, 747 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescile; birleştirilen davanın ise kısmen kabulü ile 137.390,30 TL tazminatın davalılardan tahsili ile davacılara eşit oranda ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların iradelerinin fesada uğradığı ve hile ile bu vekaletnamenin alındığı yönündeki iddiaların da dinlenme olanağı bulunmadığını, davacıların iradeleri doğrultusunda işlem yapıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taşınmazlarda davacıların mirasbırakan babalarından gelip temlik ettikleri miras paylarının iptaline karar verilmesi gerekirken, davacıların annelerinden gelen ve temlik konusu olmayan miras paylarının da iptaline karar verilerek fazla pay iptal edildiğini, yine birleştirilen davada kamulaştırılarak İSKİ adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden belirlenen tazminat miktarında da hata yapıldığını, davalılara ne kadar kamulaştırma bedeli ödendiği hususunda yeterli araştırma yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava, aynı hukuki nedene dayalı bedel isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların dava konusu taşınmazların intikal, taksim ve satış işlemleri konusunda 06.01.2003 tarihli vekaletname ile dava dışı ...’u vekil tayin ettikleri, 30.01.2003 tarih 379 yevmiye nolu resmi senede göre, dava konusu 315, 316, 399, 466, 531, 646, 743, 745 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 747 parsel sayılı taşınmazın 4/12 payı, 317 parsel sayılı taşınmazın 4/8 payı mirasbırakan ... adına kayıtlı iken mirasbırakan ...’un Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 16.03.2001 tarih 2001/161-164 sayılı veraset ilamı gereğince mirasını eşi ... ve davacı çocukları ..., ... ile davalı çocukları ... ve ...’ye bıraktığı, tarafların annesi ..., davalılar ... ve ...’nün bizzat, davacılara vekaleten dava dışı ...’un katılımı ile elbirliği mülkiyet şeklinde intikalden sonra yaptıkları rızai taksim neticesinde dava konusu 315, 646, 743, 747 parsel sayılı taşınmazların 1/2’şer paylarla davalılar ... ve ... adına, dava konusu 316 parselin tamamı ile 317 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan adına kayıtlı 4/8 payın davalı ... adına, dava konusu 399, 466, 531 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 745 parsel sayılı taşınmazın 2/4 payının mirasbırakanın eşi ..., 1/4’er payının davacılar adına taksim yoluyla tescil edildiği, aynı gün düzenlenen 30.01.2003 tarih 380 yevmiye nolu resmi senede göre mirasçılardan ...’nin dava konusu 745 parsel sayılı taşınmazdaki 2/4 payını bizzat, davacıların 1/4’er payını ise vekaleten dava dışı ...’un 1/2’şer paylarla davalılara satış yoluyla temlik ettikleri, yani taksim işleminde mirasbırakanın eşi ile davacılara bırakılan dava konusu 745 parsel sayılı taşınmazın aynı gün farklı bir işlemle satış yoluyla davalılar tarafından edinildiği, dava konusu 315 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına taksimen kayıtlı ½ payın 02.03.2007 tarihinde kamulaştırma yolu ile dava dışı İSKİ adına tescil edildiği, davalı ... adına taksimen kayıtlı ½ payın ise Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/285 Esas 2013/573 Karar sayılı 22.11.2013 tarihli kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili kararı uyarınca tapu kaydının iptali ile İSKİ adına tesciline, kamulaştırma bedelinin 70.762,50 TL olarak tespitine karar verildiği, yine aynı kararla dava konusu 317 (ifrazla 962) parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 4/8 payın da tapu kaydının iptali ile İSKİ adına tesciline, kamulaştırma bedelinin 204.018,11 TL olarak tespitine karar verildiği ve bu taşınmazın 06.03.2014 tarihinde kamulaştırma yolu ile dava dışı İSKİ adına tescil edildiği, davalı ...’nün dava konusu 317 parsel sayılı taşınmazdaki 4/8 payını ise dava dışı ...’dan 07.08.2002 tarihinde satış yoluyla edindiği, davacıların asıl davada iptal-tescil, birleştirilen davada ise kamulaştırılan taşınmazlar bakımından tazminat istedikleri anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; Dairenin önceki bozma kararında da belirtildiği üzere, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.

Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Diğer taraftan, Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09.05.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK)

Somut olayda, hükmüne uyulan bozma ilamında dava konusu 316, 399, 466, 531, 646, 743, 747 ve 745 parsel sayılı 8 parça taşınmazda iptal-tescile karar verilirken esas alınması gereken pay oranının açıkça belirtildiği, yine kamulaştırılmaları nedeniyle tazminat talep edilen 315 ve 317 parsel sayılı taşımazlar yönünden de hükmedilmesi gereken tazminat miktarlarında da izlenmesi gereken yol açıkça belli edildiği halde Mahkemece bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.

Şöyle ki; asıl davada, 30.01.2003 tarihli resmi senette dava konusu 316, 399, 466, 531, 646, 743, 747 ve 745 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...'a ait Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.03.2001 tarih 2001/161-164 sayılı veraset ilamı esas alınarak intikal ve akabinde taksim ve satış işlemlerinin yapıldığı, anılan tarihte tarafların anneleri ... sağ olduğundan davacıların temlike konu miras paylarının 3/16 olduğu sabit olup Mahkemece, anılan taşınmazlar yönünden temlike konu 3/16 pay oranında iptal-tescil kararı verilmesi gerekirken, davacıların anneleri ...'nin ölümünden sonra alınan ve davacıların miras paylarının 1/4 olarak göründüğü güncel veraset ilamı esas alınarak davacıların temlike konu payları 1/4'müş gibi kabul edilerek fazla pay üzerinden iptal-tescile karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava konusu 315 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırılarak İSKİ adına kayıtlı olduğu ve davacılar tarafından da anılan parsel bakımından birleştirilen davada tazminat talep edildiği halde asıl davada halihazırda davalılar adına kayıtlı olmayan 315 parsel yönünden iptal-tescile karar verilmiş olması da doğru değildir.

Diğer yandan; birleştirilen davada kamulaştırma nedeniyle tazminat talep edilen dava konusu 315 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ...'ye 70.762,50 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının ödendiği, anılan bedel üzerinden her bir davacının temlike konu 3/16'şar payına isabet eden değerin 13.267,96 TL olup iki davacı için toplam 26.535,92 TL; yine dava konusu 317 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ...'nün 4/8 payı için 204.018,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının ödendiği, anılan bedel üzerinden her bir davacının temlike konu 3/16'şar payına isabet eden değerin 38.253,37 TL olup iki davacı için toplam 76.506,75 TL olduğu, dolayısıyla birleştirilen davada dava konusu 315 ve 317 parseller için toplam 103.042,67 TL tazminatın eşit oranda davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklandığı üzere temlike konu pay oranlarında hata yapılarak yazılı şekilde fazla bedele hükmedilmiş olması doğru değildir.

Ayrıca, dava konusu 315 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma nedeniyle davalı ...'nın 1/2 payı için İdarece ödendiği anlaşılan 12.750,00 YTL kamulaştırma bedelinin tazminat hesabına dahil edilmediği anlaşılmışsa da bu husus davacılar tarafından temyiz edilmediğinden, aleyhe bozma yasağı nedeniyle bozma sebebi yapılmamıştır.

Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen hususlara dikkat edilmek suretiyle iptal-tescile karar verilen taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uygulaması sonucu taşınmazların yeni parsel numaraları üzerinden HMK'nın 297. maddesine uygun biçimde infazda tereddüt oluşturmayacak biçimde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalılara iadesine,

Davalı taraf duruşmaya gelmediğinden duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.