"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1219 E., 2023/1158 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/63 E., 2023/179 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Mevkiinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1970 tarihli ve 9.840 m2 yüz ölçümlü tapu kaydına istinaden davacının mirasbırakanı ...'e ait 3 ve 4 sayılı parsellerin tespitinin toplamda 8.661,12 m2 yüz ölçümlü olarak yapıldığını, eksik yazılan 1.178,88 m2 kısmın davalılar adına kayıtlı 113 ada 5 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini ileri sürerek 113 ada 4 parsel sayılı taşınmazının davalılara ait 5 parsel sayılı taşınmazla sınırında bulunan 1.178,88 m2 yüz ölçümlü kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, dava dilekçesini usulüne uygun tebellüğ ettikleri hâlde süresi içinde cevap dilekçesi ibraz etmemiş; davalı ... keşif sırasında ve 24.11.2022 tarihli celsede, iddia edilen yeri davacının kullandığını, kendi taşınmazlarının yüz ölçümünü bilmediğini, ölçüm yaptırınca kayıtlardaki gibi sınırın ortaya çıktığını, kendi taşınmazına ek yapılıp yapılmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2022/63 Esas, 2023/179 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının 28.04.1992 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü süreden sonra 01.02.2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar tarafından hak düşürücü süre itirazında bulunulmadığını, hak düşürücü sürenin re'sen değerlendirilemeyeceğini, sınır tespitine ilişkin kadastro çalışmalarının 2019-2020 yıllarında yapıldığını, keşifte dinlenen tanık beyanlarına istinaden dava konusu yerin davacı tarafından kullanıldığının sabit olduğunu, davacının parseli ile dayanak tapu kayıtlarının yüzölçümleri arasındaki farkın davalılara yazıldığını, davalıların miras yoluyla elde ettiğikleri 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların yüz ölçümleri birbirine yakınken 5 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün fazlalaştığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2022/63 Esas, 2023/179 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.10.2023 tarihli ve 2023/1219 Esas, 2023/1158 Karar sayılı kararıyla; davacının 16.11.1970 tarihli ve 11 sıra sayılı tapu kaydına yani kadastro öncesi sebeplere dayanarak eldeki davayı açtığı, dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının 28.04.1992 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında göre kadastro tutanağında belirlenen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki benzer sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılıp İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 37 nci maddeleri.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. ... köyü halkının kendi tapularına isabet eden taşınmazları birleştirerek muhtelif adalara böldükleri, 1938-1944 arasında iştirak halindeki mülkiyetleri müşterek mülkiyetlere çevirerek ifrazen taksim ettikleri ve paylarını 1938 vergi tahrir defterine kaydettirdikleri, 113 ada 5 parsel sayılı taşınmazın da davalıların kök mirasbırakanı ...'a düştüğü, ...'nın ölümü ve mirasçılarının takisimiyle ...'a kaldığı, ...'nin ölümüyle de mirasçıları ...,...,...'e irsen intikâl ettiği gerekçesiyle 235 nolu 1919 tarihli vergi kaydına istinaden tarla vasfıyla 2.795,02 m2 yüz ölçümüyle 15.10.1990 tarihinde ...,...,... adlarına müşterek olarak tespit edildiği, tespitin 28.04.1992 tarihinde kesinleştiği; 31.03.2003 tarihli resmi senetle davalı ...'in hissesini davalı ...'ye hibe ettiği, 24.07.2018 tarihli resmi senetle ...'ın ölümüyle hissesinin çocukları ...,...,...'e intikal ettiği; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 28.04.1992 tarihi ile davanın açıldığı 01.02.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...