"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1615 E., 2023/2090 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/50 E., 2022/203 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...'nün adına kayıtlı 70 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğulları ... ve ...'a satış göstermek suretiyle devrettiğini, satış işleminin yapıldığı gün ...'un babasından aldığı yerin 1/2'sini ...'a, kalan 1/2 hissesini ise ...'a sattığını, murisin hayatı boyunca elden çıkarmadığı taşınmazları vefatından önce oğullarına devretmesinin ve aynı gün devir işlemleri yapılmasının muris muvazaasından kaynaklandığını, yapılan işlemin mal kaçırmaya yönelik olduğunu, devri yapılan taşınmazlarda davacının saklı payının olduğunu, murisin yıllarca müteahhitlik yaptığını, ancak üzerine kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunmadığını, ölünceye kadar vergi mükellefi olan murisin ilk eşinden olan kızı davacıdan mal kaçırmak amacıyla diğer tüm gayrimenkullerinin ikinci eşi olan davalı ... adına tapuda tescil edildiğini, ...'daki 712 - 2753 ada 97 ve 72 ada 30 parseller ile Çanakkale'deki 1278 parsel sayılı taşınmazların bedelinin muris tarafından ödenerek eşi ... adına tescil ettirildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile 70 ada 4 ve 5 parseldeki taşınmazlara ait tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmaması halinde tenkisine, bedeli muris tarafından ödenerek davalı ... adına tescil edilen taşınmazlar yönünden saklı payı oranında tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde tenkise, gayrimenkullerden alınan kira gelirlerinin tespiti ile 30.06.2011 tarihinden itibaren hissesine düşen kira gelirlerinin kendisine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ..., davacının dava dilekçesinde belirttiği taşınmazların muris adına kayıtlı olmadığını, kendilerinin de taşınmazları babalarından satın almadığını, davacının iddialarının ispattan uzak olduğunu, murisin hiçbir zaman müteahhitlik işi ile uğraşmadığını, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığında zabıta memuru olarak görev yaptığını, diğer davalı ...'nün ise ... Noter başkatipliği yaptığını, mal kaçırma amacıyla işlem yapmadıklarını, buna ihtiyaçlarının da olmadığını, dava dilekçesinde bildirilen taşınmazların annelerinin malları olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ...; davacının dava dilekçesinde belirttiği taşınmazların muris adına kayıtlı olmadığını ve diğer davalıların taşınmazları babalarından satın almadığını, davacının iddialarının ispattan uzak olduğunu, murisin hiçbir zaman müteahhitlik işi ile uğraşmadığını, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığında zabıta memuru olarak görev yaptığını, dava dilekçesinde muris tarafından kendisine devredildiği bildirilen taşınmazların kendi çalışarak kazandığı kişisel malı olduğunu, ... Noter başkatipliği yaptığını, mal kaçırma amacıyla işlem yapmadığını, buna ihtiyacının da olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2018 tarihli ve 2012/328 Esas, 2018/348 Karar sayılı kararı ile; davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan "tapu iptali ve tescil" davasının 15.05.2018 tarihinde HMK'nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından, HMK'nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 14.01.2020 tarihli ve 2019/1560 Esas, 2020/72 Karar sayılı kararı ile; " ... Somut olayda; davacının muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil ile tenkis davası açtığı, davacı vekilinin dava devam ederken istifa dilekçesi verdiği, dilekçenin imzası karşılığı 25.04.2018 tarihinde muhatap asile tebliğ edildiği, Mahkemenin 15.05.2018 tarihinde yaptığı duruşmada tebligat parçasının henüz dönmediği, Mahkemenin tebligat parçasının araştırılması yönünde ara kararı oluşturup 25.09.2018 tarihine yeni duruşma günü verdiği, daha sonra duruşma harici 17.05.2018 tarihli ara kararı ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiği, bunun HMK'nın 150. maddesinde belirtilen usullere uygun olmadığı, Mahkemenin öncelikle tebligat parçasını beklemesi, yeni duruşma gününde davacının kendisi veya vekilinin gelmemesi halinde duruşmaya katılmışsa davalı vekilinin beyanını alması ve ara kararı ile HMK'nın 150. maddesi uyarınca dosyayı yenileninceye kadar müracaata bırakması, bu tarihten sonra 3 ay içinde dosyanın yenilenmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerektiği, Mahkemenin usulüne uygun şekilde HMK'nın 150. maddesi uyarınca dosyayı müracaata bırakmadığı, 25.09.2018 ile karar tarihi olan 21.11.2018 tarihleri arasında 3 aylık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır." gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık anlatımları ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde 70 ada 4 parsel nolu taşınmazın 28.01.1983 tarihinde 1/2'şer pay edilmek üzere davalılar ... ile ...'a velayeten muris ile müteveffa eşi tarafından, 5 nolu parselin de 02.12.1985 tarihinde davalılar ... ve ... tarafından 3. kişilerden satın alındığı, 4 ve 5 nolu parseller dahil dava konusu tüm parsellerin evveliyatında ve sonrasında muris adına kaydı bulunmadığı, 01.04.1974 tarihli ½ sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının konusu ve sonuç bölümü itibariyle murisin kendi üzerindeki kayıtlı taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olacağı, koşulları var ise tenkis istenebileceği dikkate alınarak tapu iptali-tescil talebinin reddi gerektiği, davacının tenkis talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise davalı ...'un 1962 doğumlu olduğu SGK girişinin 1979, davalı ...'un 1967 doğumlu olduğu SGK girişinin 1983 olduğu, anne ...'nün 1965 ilâ 1977 yılları arasında SGK kaydının bulunduğu, Vergi Dairesinden celp edilen belgelerden 1995 ilâ 2008 yılları arası vergi mükellefi olduğu, murisin ise 08.01.1990 ila 17.01.1990 tarihine kadar ve 1995 yılında vergi mükellefi olduğu, uyuşmazlığın taşınmazların murisin kazanımları ile alınıp alınmadığı ve mal kaçırma saikiyle hareket edip etmediği noktasında toplandığı, dinlenen davacı tanıklarının uyuşmazlığa yönelik görgü ve bilgilerinin bulunmadığı, buna göre 4 ve 5 parsel nolu taşınmazların murisin birikimleri ile alındığına dair ispat koşullarının oluşmadığı gibi yukarıda açıklaması yapılan SGK ve vergi kayıtlarından ...'nün bir süre SGK kaydının bulunup faal olarak çalıştığı, 2753 ada 97 parsel nolu taşınmazı 28.04.1975 tarihinde, 712 parseli 28.07.2003 tarihinde, 1278 parsel nolu taşınmazı 06.11.2009 tarihinde, 72 ada 30 parsel nolu taşınmazı ise 13.01.2011 tarihinde satın aldığı, bu tarihler dikkate alındığında ...'nün vergi mükellefi olduğu, tavuk ve perakende satış işi ile faaliyet gösterdiği, taşınmazları alabilecek gelirinin bulunduğu, netice itibari ile davaya konu taşınmaz bedellerinin muris tarafından ödenerek gizli bağış şeklinde davalılar adına alındığına dair iddianın dosya kapsamı ve tanık anlatımları ile ispat olunamadığı, bu talebin ve de koşulları oluşmayan ecrimisil talebinin reddi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tüm delillerin toplandığı, değerlendirilip tartışıldığı, kabul ve reddediliş sebeplerinin gerekçeleriyle açıklandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesi ile; murisin hayattayken mal varlığının tamamını davalılara devrettiğini, bu işlem sırasında 82 yaşında olduğu göz önüne alındığında sağlıklı karar veremeyeceğinin anlaşıldığını, murisin yıllarca müteahhitlik yaptığını, ancak mal varlığına bakıldığında üzerinde hiçbir şey bulunmadığını, çünkü murisin sırf ilk eşinden olan davacı kızından mal kaçırmak için elindeki tüm gayrimenkullerini ikinci eşi davalı ... adına tescil ve kayıt ettirdiğini, murisin ikinci eşinin ve davalı çocuklarının söz konusu taşınmazları alacak maddi gelirlerinin bulunmadığını, davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı vekalet ücreti takdir edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu mirasbırakan ...'nün 30.06.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma davacı kızı Nilgül, ikinci eşi davalı ... ve ikinci eşinden olma davacı çocukları ... ve ...'un kaldıkları,
- Dava konusu 70 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ... isimli şahıs adına kayıtlı iken 28.01.1983 tarihli satış işlemi ile 1/2'şer paylarla davalılar ... ve ...'a devredildiği, 18.07.1997 tarihli satış işlemi ile tamamının davalı ... adına kayıtlı hale geldiği, daha sonra 06.01.2011 tarihinde satış yolu ile davaya dahil edilen ... ve ... isimli şahıslara temlik edildiği,
- 70 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ... adına kayıtlı iken 15.04.1980 tarihli satış işlemi ile 1/2'şer paylarla davalılar ... ve ...'a devredildiği, 14.02.1984 tarihinde davalıların taşınmazı dava dışı başka şahıslara devrettiği, 02.12.1985 tarihli satış işlemi ile tekrar taşınmazı eşit paylarla devraldıkları, 18.07.1997 tarihinde tamamının davalı ..., daha sonra 13.04.2005 tarihli satış işlemi ile tamamının davalı ... adına kayıtlı hale geldikten sonra 06.01.2011 tarihli satış işlemi ile dahili davalılar ... ve ...'ye temlik edildiği,
- dava konusu 72 ada 30 parsel sayılı taşınmazın dava dışı Şefika Kaya isimli şahıs adına kayıtlı iken 13.01.2011 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e devredildiği,
- 2753 ada 97 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümü davalı ...'in 28.04.1975 tarihinde dava dışı bir kooperatiften tahsis yolu ile edindiği, daha sonra dava dışı şahıslara devrettiği,
- 712 parsel sayılı taşınmazın dava dışı şahıslar adına kayıtlı iken 28.07.2003 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e, ondan da 24.05.2013 tarihinde satış yolu ile davalı ...'a devredildiği,
- 1278 parsel sayılı taşınmaz dava dışı ... isimli şahıs adına kayıtlı iken 06.11.2009 tarihinde hükmen davalı ... adına tescilli hale geldiği,
anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.