Logo

1. Hukuk Dairesi2024/804 E. 2025/2794 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait taşınmazın davalıya teminat olarak devredildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın gerçekten teminat olarak verilip verilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının ceza soruşturması sırasındaki ifadesi ve diğer delillerden taşınmazın teminat olarak verildiğinin anlaşıldığı, davacının kayın biraderlerinin taşeronluk işini tamamladıkları ve davalıya borçlarının bulunmadığının tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2067 E., 2023/1322 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/464 E., 2022/312 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Malatya ili .... ilçesi ... Mahallesi ... ada 8 parselde bulunan 9 numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından eşinin kardeşleri ... ve ...'in şirketinin aldığı taşeronluk işine teminat olarak 22.08.2017 tarihinde davalıya temlik edildiğini, taraflar arasında bu konuda inançlı bir işlem bulunduğunu, bu hususun davalı tarafça da Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/367 Esas sayılı dosyası kapsamında ikrar edildiğini, davalının ifade tarihi itibariyle teminat olarak verilen tek dairenin 9 numaralı bağımsız bölüm olduğunu, taşere edilen iş nedeniyle davalının davacının kardeşlerinin şirketine borçlu olduğunun Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/211 Esas, 2020/37 Karar sayılı dosyasında tespit edildiğini, bu nedenle çekişme konusu bağımsız bölümün teminat vasfının ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu işin ticari iş ve ilişkiden kaynaklandığını bu nedenle arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafın iddiası kapsamında inançlı işlemin yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, davacının teminat olarak verdiğini ileri sürdüğü iş için 2015 yılında sözleşme düzenlendiğini, işin 10.02.2017 tarihinde bittiğini, 09.03.2017 tarihinde ise geçici kabul yapıldığını, buna karşılık teminat olarak verildiği ileri sürülen bağımsız bölümün 22.08.2017 tarihinde temlik edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2021 tarih ve 2020/343 Esas, 2021/122 Karar sayılı kararıyla; davanın tarafları arasında dava konusu bağımsız bölümün teminat olarak temlik edildiğine dair yazılı bir anlaşma bulunmadığı, davacı tarafça davalının kollukta verdiği ifadeye dayanılmış ise de ifade tarihi olan 18.08.2017 tarihinde davalının ... ve ... ...'yı kastederek bir daireyi teminat olarak bıraktıklarını ifade etmiş ise de çekişmeli bağımsız bölümün 22.08.2017 tarihinde temlik edildiği, dolayısıyla söz konusu beyan veya ikrarın eldeki davaya konu taşınmaz açısından bir bağlayıcılığı olmadığı, öte yandan davalının kollukta verdiği ifadede davacıdan teminat aldığına dair bir ikrarının olmadığı gibi teminat olarak verilen dairenin özelliklerine ilişkin açıklayıcı bir beyanda da bulunmadığı, davacının teminat olarak verdiğini ileri sürdüğü işin geçici kabulünün 09.03.2017 tarihinde yapıldığı, dava konusu dairenin tapu devrinin ise 22.08.2017 tarihi olduğu nazara alındığında taşere edilen işin bitiminden sonra teminat verilmesinin hayatın olağan akışına da uygun düşmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2021 tarih ve 2020/343 Esas, 2021/122 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 26.11.2021 tarih ve 2021/805 Esas, 2021/1327 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı, davacının eşinin kardeşleri ile davalı arasında yaşanan olaylar nedeniyle Malatya Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılamaya ilişkin dosyanın dosya kapsamına alınarak içerisinde yer alan delillerin değerlendirilmesi, davacı tanıkları ... ve...'in başka bir taşınmazı teminat gösterdikleri ancak sonradan onu geri alıp dava konusu bağımsız bölümü teminat gösterdiklerine ilişkin beyanları gözetildiğinde ... ya da .... tarafından davalıya devredilen başka bir taşınmazın bulunup bulunmadığı ile hangi taşınmazın teminat amacıyla davalıya temlik edildiği hususlarının araştırılması, davacının eşinin kardeşleri tarafından davalıya aynı ya da yakın tarihlerde temlik edilen başka bir taşınmazın bulunmadığının tespiti durumunda dava konusu taşınmazın teminat olarak verildiğinin kabulünün gerekeceğinin gözetilmesi, davalının ceza dosyasındaki ifadesinde dava konusu bağımsız bölümün teminat olarak verildiği ileri sürülen işin kesin kabul tarihinin 20.03.2018 olduğunu beyan ettiği dikkate alınarak kesin kabul tarihinin açıklığa kavuşturulması, davacı tarafça gösterilen ve öncesinde dinlenilmeyen tüm tanıkların dinlenilmesi suretiyle taşınmazın karşılığının ödenip ödenmediği hususunun da araştırılması, davalı ile davacının eşinin kardeşleri arasında görülmekte olan itirazın iptali davası sonucunda davalı ...’un borçlu olduğu yönünde karar verildiği anlaşıldığından davacı tarafça ileri sürülen Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/211-2020/37 sayılı dosyasının aslı ya da denetime elverişli onaylı örneğinin getirtilmesi ve ayrı bir dosya şeklinde dosyanın arasına alınması ile belirtilen dava dosyasının içeriğinde alacak borç ilişkisine ilişkin olarak bilirkişi raporlarında çekişme konuşu taşınmazın hesaba katılıp katılmadığı hususunun araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının eşinin kardeşleri ve davalı arasında yaşanan tartışma sonucunda başlatılan ceza soruşturması kapsamında davalının 18.08.2017 tarihli ifadesinde davacının eşinin kardeşlerine taşere edilen işe ait kusurlar kesin kabul tarihi olan 20.03.2018 tarihine kadar devam ettiğinden bir adet daireyi teminat olarak bıraktığını belirttiği, davalıya başka bir dairenin teminat olarak verilip verilmediğinin tespiti amacıyla yazılan yazı cevaplarında davalıya herhangi bir taşınmazın teminat olarak verilmediğinin belirtildiği, söz konusu taşeronluk işinin hakediş tutanakları incelendiğinde; geçici hakedişin 17.03.2017 tarihinde kesin kabulün ise 17.03.2018 tarihinde yapıldığı, davacı tanığı ...'in de bir dairenin teminat olarak verileceğine taraflar arasındaki konuşmalardan şahit olduğunu beyan ettiği, davalı tarafından davacıya taşınmaz bedeli olarak ödenen herhangi bir paranın veya havalenin ispatlanamadığı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın teminat olarak verildiğinin özellikle davalının ceza soruşturması sırasında kolluğa verdiği ifadesi ile sabit olduğu, davacının kardeşlerinin de taşeron olarak aldıkları sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirdikleri, söz konusu işin kesin kabulünün yapıldığı ve taraflar arasındaki dava dosyasında davalıya bir borçlarının bulunmadığının tespit edildiği, bu kapsamda teminat olarak davalıya verilen dava konusu taşınmazın geri istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davada Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/367 Esas sayılı dosyasında davalı ... tarafından 18.08.2017 tarihli ifadede taşınmaz hususunda teminatla ilgili yapılan ikrarın önem arz ettiği, davacının kayın biraderleri tarafından açılan itirazın iptali davasında icra takibine konu faturalar hakkında yapılacak incelemenin sonucunun beklenmesinin eldeki davada sonuca etki etmeyeceği, bu kapsamda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller çerçevesinde delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve önceki kaldırma kararı doğrultusunda işlem yapılarak karar verildiği belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuş, temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararında eldeki davada tanık dinlenebileceği sonucuna ulaşılmasına rağmen tanıkların kimlikleri üzerinde durulmadığını, dosya kapsamında dinlenen tanıkların davalı ile ihtilaf ve husumet yaşayan kişiler olduğunu bu nedenle beyanlarının hükme esas alınamayacağını, davalının kendi adına dava konusu bağımsız bölümü satın aldığını bu nedenle şirket kayıtlarında yer almasının mümkün olmadığını, taşınmazın devrinin eş muvafakatı ile yapıldığını, böyle bir işlemde teminat kaydının da konulmasının mümkün olduğunu ancak böyle bir yola gidilmediğini, davacının teminat olarak verdiğini ileri sürdüğü iş için 2015 yılında sözleşme düzenlendiğini, işin 10.02.2017 tarihinde bittiğini, 09.03.2017 tarihinde ise geçici kabul yapıldığını, buna karşılık teminat olarak verildiği ileri sürülen bağımsız bölümün 22.08.2017 tarihinde temlik edildiğini, bu kapsamda taraflar arasındaki iş ilişkisi sonra erdikten sonra teminat alınmasının bir gerekçesinin bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; 1142 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan 9 numaralı bağımsız bölümün davacı ... adına kayıtlı iken 22.08.2017 tarihinde toplam 200.000,00 TL bedelle davalıya devredildiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 14.688,49 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.