"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/747 E., 2023/1374 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Boyabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/692 E., 2023/93 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sinop ili, Saraydüzü ilçesi, Tepeköy köyünde bulunan 125 ada 1 parsel ve 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazların evveliyatının müvekkillerinin ve davalıların kök murisi ... oğlu ... olduğunu, ...'in 02.02.1941 tarihinde öldüğünü, geriye mirasçı olarak çocukları ... ..., ..., müvekkillerinin murisi ... ... (...) ve davalıların murisi ...'in (davalıların murisi evvelleri ...'ın babası-davalı ...'ın dedesi) kaldığını, yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazların tüm mirasçılar adına tespit edilmesi gerekirken taşınmazların 1/8'i ..., 1/8'i ... ..., 3/8'i ... (davalıların murisi), 3/8'inin ise davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ortada geçerli bir taksim senedi olmadığını, senedin yasal şekilde usulüne uygun yapılmadığını, senedin yapıldığı tarihte geçerli olan imza bilmeyenlerin yapmış olduğu senetlerin mahallince maruf iki tanık huzurunda ve muhtar ve ihtiyar heyetine onanması gerektiğini, miras taksiminde tüm mirasçıların hazır olması gerektiğini, ancak rızai taksim senedinde kök muris ...'nın diğer mirasçılarının hazır olduğunun söylenemeyeceğini, bu nedenle davalılar adına tescil edilmiş olan 3/8 hisselerin iptali ile murisleri ...'a ait bulunan ve kök muris ...'dan gelen 1/4 hissesinin ... ...'nun veraset ilamındaki hisseleri oranında adlarına tescilini talep ettiklerini, kök muris ...'nın diğer mirasçıları olan ... ve ... ...'e 1/8 oranında hisse verildiğini, bu hisse durumunun yanlış olduğunu, zira kök muris ...'nın dört çocuğu olduğunu, bu itibarla ...'in hissesinin 1/4 veya 2/8 olması gerektiğini, ...'in hisse durumunun 1/8 yazılmak suretiyle geri kalan 1/8 hissenin davalılar adına kayıt edildiğini, ...'den taraflarına intikali lazım gelen hisselerin tapularının iptali ile ...'in veraset ilamında görülen hisseleri nispetinde adlarına tescilini talep ettiklerini, zira ...'in çocuksuz ölmüş olup mirasının taraflarına da intikal ettiğini belirterek dava konusu taşınmazların yanlış olarak yapılan tahdit ve tespitinin ve davalılar adına bulunan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... 14.06.2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ... oğlu ...'in 20 yılı aşkın bir zamandır davasız ve aralıksız olarak tam malik sıfatı ile zilyet ve tasarrufundayken 20.02.1941 tarihinde ölümü ile geriye kanuni mirasçısı olarak çocukları ..., , ..., ..., ..., ..., ... ve ...'i bıraktığı, bunların da kendi aralarında anlaşma yaparak iştirak halindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete çevirdiklerini ve 8 hisse itibari ile her birine 1'er pay isabet ettiğini, daha sonra 1/8 hisse sahibi olan ... oğlu ...'in (ve eşinin) ölümü ile geriye müşterek evlatları ... ve ... ...'i bıraktığı ve başkada kanuni mirasçısı kalmadığı; 1/8'er hisse sahibi olan ... oğlu ..., ..., ...'in de toplam 3/8 olan hisselerini muhtar ve bilirkişilerin müşterek beyanlarına göre eşit şekilde ... evlatları ... ve ... ...'e sattıkları, hak ve alakalarını kestikleri, zilyetliklerini devrettikleri, 1/8 hisse sahibi olan ... kızı ... ...'in 15.03.1988 tarihinde ve 1/8 hisse maliki olan ... oğlu ... ...'in de 08.03.1990 tarihli rızai taksim senedine istinaden bu yerlerdeki hisselerini ... evlatları ... ve ... ...'e devrettiklerini, söz konusu devir ve taksimler sonucunda ... kızı ... ...'in 1/8, ... oğlu ...'in 1/8, ... oğlu ...'in evlatları olan ... ve ... ...'in de 3/8'er (1/8 babaları ...'den, 1/8'er de ..., ..., Eyüp, ..., ...'den devir ile toplam 6/8 payın ikiye bölünmesi ile 3/8'er olmak üzere) hisse sahibi oldukları, ... oğlu ... ...'in bu taşınmazlardaki 3/8'er hissesini haricen, rızaen, bedelsiz, kayıtsız ve şartsız olarak oğlu ...'e zilyetliği ile birlikte devrettiği, sonuç olarak bir kısım mirasçıların paylarını diğer mirasçılara devrettiğini, bunun neticesinde taşınmazların 1/8 hisse ile ... ..., 1/8 hisse ile ..., 3/8 hisse ile ..., 3/8 hisse ile kendi adına tescil edildiğini, pay oranlarında herhangi bir yanlışlık olmadığını, bu hususun kadastro tutanağında ayrıntılı olarak anlatıldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde söz konusu 1988 tarihli taksim senedindeki parmak mührünü ikrar ettiğini ancak ihtiyar heyetinin onayı bulunmadığından senedin geçerli olmadığını ileri sürdüğünü, söz konusu senedin iki tanık huzurunda yapıldığını ve muhtar onayı ile tamamlandığını, ihtiyar heyetinin onayının geçerlilik unsuru değil ispat unsuru olduğunu, yazılı sözleşme niteliğinde bulunan söz konusu senet ile 1988 yılında zilyetliğin devredildiğini, 1988 yılından 2015 yılına kadar davasız ve aralıksız malik sıfatı ile zilyetliğin ... ve babası ... ...'de, eklemeli olarak da kendisinde olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi diğer davalılara tebliğ edilmiş, diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılardan ...'nun gerek kök muris olan ..., gerekse davacıların murisi olan ... ...'nun mirasçısı olmadığı, dolayısıyla dava konusu taşınmazlardan hak talep etmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı ... yönünden aktif husumet nedeniyle davanın reddine, davacıların dava dilekçesindeki taleplerinden; ...'in payının tapuya yanlış tescil edildiğine ve ...'e ait 1/8 payın davalılar adına tescil edildiğine ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede; kök muris ...'e ait mirasçılık belgesinin ve nüfus kaydının incelenmesinden muris öldüğünde 8 çocuğunun hayatta olduğu; bunların ... ..., ... ..., ..., ..., ..., ... ... (...), ... ve ... olduğu, her ne kadar nüfus kayıtlarında Fatma ... isminde bir çocuğu daha gözükmesine rağmen bu çocuğunun bekar olarak muristen önce 01.01.1938 tarihinde öldüğü, murisin ölümü üzerine terekesi sağ olan çocuklarına intikal etmiş olup her bir sağ çocuğun mirasçılık payının 1/8 olduğu nazara alındığında tapu maliki olan ve kök muris mirasçısı ... adına olan 1/8 hissenin yazımının doğru olduğu, bu tapu malikine/murise ait payların davalılara yazılması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, davacıların bu tapu malikleri yönünden taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle bu tapu maliki yönünden davacıların taleplerinin reddine, davacıların murisleri olan ... ...'nun rızai taksim senedinin geçersiz olduğu iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; kadastro tutanağına göre kök muris ... mirasçılarından olan ..., ... ve ...'in taşınmazdaki hisselerinin tamamını, kök muris mirasçılarından olan ... mirasçıları olan ... ve ... ...'e satarak devrettikleri, yine kök muris mirasçılarından ... ... taşınmazdaki hisselerini kadastro tutanağına ekli "rızai taksim senedidir" başlıklı evrak içeriğine göre kök murisin mirasçısı olan ...'in mirasçıları ... ve ... ...'e satarak devrettiği, ... ... tarafından taşınmazdaki hak ve hisselerin tamamının bağış suretiyle kadastro sırasında oğlu olan davalı ...'e devredildiği, dava dışı ... ... ile ...'e davacıların murisi ... ...'dan geçen hisseler nazara alınmaksızın taşınmazlarda kök muris mirasçıları olan ..., ... ve ... ve ... ...'in paylarını devralmaları neticesinde kendilerine 4/8 pay devredildiği, bunun yanında kök murisleri olan ...'den de kendilerine 1/8 pay intikal ettiği nazara alındığında 5/8 payın her iki davacıya geçtiğinin anlaşıldığı, kadastro tutanağına ekli "rızai taksim senedidir" başlıklı evrak içeriğine göre davacılar murisi ... ...'nun muris babasından kalan hak ve hisselerini kardeşi ...'in çocukları olan ... ve ... ...'e devrettiği, davacı tarafça senedin geçersiz olduğunun iddia edildiği; somut olayda, dinlenilen taraf tanıkları, mahalli bilirkişi anlatımları ve gelen tapu kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazların kadastro öncesi tapusuz olmaları nedeniyle menkul hükmünde sayıldığı, menkul mallarda zilyetliğin devriyle birlikte mülkiyet devralana geçmekte olup herhangi bir şekil şartı aranmadığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden ... ...'nun davaya konu taşınmazlardaki hak ve hisselerini devrettiği, taksim işleminin yapıldığı tarihten dava tarihine kadar aradan 29 yıl gibi bir süre geçmesine ve dava konusu taşınmazların davalılar tarafından tasarruf edilmesine rağmen davacıların/murislerinin bu süre zarfında taşınmazdan yararlanma isteğinde bulunmamasının işlemin rızaya dayalı olarak yapıldığına fiili karine teşkil ettiği, muristen gelen bir takım taşınmazların davacıların murisi olan ... ... adına "taksim" gerekçesiyle tescil edildiği (örneğin Tekeköy köyü Şıhyeri mevkii 180 parsel, Tepeköy köyü 626 parsel) anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların dava konusu taşınmazlarda kök muris ... oğlu ...'den gelen miras payı talebiyle dava açmış oldukları, davalı ...'in kök muris mirasçısı durumunda olmayıp terekeye karşı üçüncü kişi durumunda olduğu, dolayısıyla davacıların bu davalıya karşı açmış olduğu dava açısından aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın açıklanan gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsiz ise de sonuç olarak davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı; dosya içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye, Mahkemece yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, senetler ve tüm dosya kapsamına göre kararı istinaf eden davacıların murisi ...'ın kendisine ortak kök muristen kalan miras payını bir kısım taşınmazlar karşılığında davalıların murisi ...'e devrettiğinin anlaşıldığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortada geçerli bir taksim bulunmadığını, geçerli bir taksim için tüm mirasçıların katılımının gerektiğini, eldeki davada tüm mirasçıların katılımı ile taksim yapıldığını gösterir bir belge bulunmadığını, taşınmazın kadastro tespiti sırasında taksimle ilgili olarak sunulan senedin tüm mirasçıların katılımı ile yapılmadığı gibi, senedin yapıldığı tarih itibariyle HUMK hükümlerine göre imza atamayanların taşınmazla ilgili belgelerinin iki tanık ve taşınmazın bulunduğu mahallin muhtar ve azalarının imzası ile tasdik olunması gerektiğini, dava konusu taşınmazlara ekli taksim senedinde iki azanın imzasının bulunmadığını, ortada geçerli bir senet olmadığını, ayrıca mirasın taksimine ilişkin olarak mahalli bilirkişi beyanlarının da yeterli ve inandırıcı olmadığını, zira taksimin tüm mirasçıların huzuru ile yapıldığına dair kesin bir bilgi vermedikleri gibi, bu hususu da bilmediklerini, mirasın taksimi nedeniyle, davacıların murisi ...'a köyün ön kısmında taşınmaz verildiğini ve taksimin böyle yapıldığını beyan ettiklerini, ancak yapılan araştırmalarda davacıların murisi ...'a böyle bir taşınmazın verilmediğinin anlaşıldığını, mahalli bilirkişilerin bu beyanlarının yerinde olmadığını, yine kök muris ...'in dava konusu taşınmazlar dışındaki tüm taşınmazlarının taksim yapılmamış olması nedeniyle kadastro tespiti sırasında tüm mirasçıları adına tespit gördüğünü ve Boyabat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/86 Esas sayılı dava dosyası ile ortaklığın giderilmesi davasına konu edildiğini, bu dava dosyasının Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesince celp edildiğini ve o davada davaya konu edilen taşınmazların kadastro edinme sebebinde ... oğlu ...'in malı olduğu için tüm mirasçıları adına tespit yapıldığının görüldüğünü, muris mallarının taksim edilmediğinin açıkca anlaşıldığını, bir taksim olsa böyle bir davanın söz konusu olmayacağını, ayrıca Tepeköy köyü hudutları dahilinde kök muris ...'in hiçbir mirasçısı adına kök murisin malı olup da taksim sebebiyle müstakilen tespit görmüş taşınmaz bulunmadığını, yaptıkları istinaf başvurularının reddedildiğini, tapu maliki olarak görünen davalıdan başkasına dava açabilmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Kadastro sonucu; Sinop ili, Saraydüzü ilçesi, Tepeköy köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 1 ve 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden 3/8 hissesi ölü ..., 3/8 hissesi ..., 1/8 hissesi ölü ..., 1/8 hissesi ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.