"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1504 E., 2023/1587 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/187 E., 2018/298 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Hukuk Genel Kurulunca kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, tarafların babası olan mirasbırakan ...’ün en değerli mal varlığı olan 298 ada 1 parsel (yeni 571 ada 1 parsel) sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temlik tarihi itibariyle mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, uzun yıllar kardeşi ... ile birlikte yurt dışında çalıştığını, birikimlerini mirasbırakana gönderdiklerini, mirasbırakanın bu birikimler ile çekişmeli taşınmazı satın aldığını ancak aile büyüğü olması nedeniyle taşınmazı adına tescil ettirdiğini, taşınmazın alımında mirasbırakanın bir katkısının olmadığını, mirasbırakanın kendisinin ve abisinin kazançları ile aldığı yeri iade etmek amacıyla devir yaptığını, ancak kardeşi ...'ın vefat ettiği için mirasçılarının muvafakati ve talimatı ile tapuda devrin adına yapıldığını, yapılan devrin sadece gerçekte bedeli ödenmek suretiyle alınan yerin gerçek hak sahiplerine iadesi amacı taşıdığını,, temlik harici terekenin de bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.09.2018 tarihli ve 2016/187 Esas, 2018/298 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın varlıklı olduğu, dava konusu taşınmazın satış tarihinde tapuda gösterilen bedel ile gerçek bedeli arasında aşırı fark bulunduğu, her ne kadar taşınmazların dava dışı ... ve davalı tarafından yurt dışından gönderilen paralarla alındığı savunulmuş ise de tanık anlatımlarına göre mirasbırakanın de katkılarının olduğu, ödeme makbuzunun ibraz edilmediği, taşınmazın ... ve davalının katkıları ile alınması durumunda mirasbırakanın ...'ın mirasçılarına da pay vermesi gerektiği, ...'ın mirasçılarının bu derece değerli bir taşınmazın davalıya tescili konusunda mirasbırakana talimat vermeyecekleri, tanık beyanlarında da bu şekilde bir talimattan bahsedilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın gerçek amacının aslında davalıya dava konusu taşınmazı bağış yapmak olduğu ancak tapuda satış gibi gösterdiği, görünürdeki sözleşmenin tarafların gerçek iradelerine uymadığı, gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşullarından yoksun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2018 tarihli ve 2018/2 Esas, 2018/2 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın iki erkek evladı ile birlikte Almanya'da yaşamaktayken Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra davaya konu taşınmazı kendi adına satın aldığı, taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, tapudaki devir işlemi sırasında bedel ödenmediği, ancak toplanan deliller itibariyle mirasbırakan adına kayıtlı bulunan taşınmazları da davaya konu taşınmaz gibi devretme imkânı varken bunu yapmadığı ve tanık anlatımlarına göre mirasbırakan ile davacı kızı Leyla arasında hiçbir dönemde husumetin bulunmadığı, davaya konu taşınmazın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalıya devredildiği iddiasının ispatlanamadığı, aksine, davacı tanıklarının dava konusu taşınmazın inançlı bir işlemle davalıya devredildiğini belirttiği, davacı tarafın bu hususta da yazılı bir belge veya yazılı delil başlangıcı kapsamında değerlendirilebilecek bir belge sunmadığı, açık bir şekilde yemin deliline de dayanmadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 26.01.2021 tarihli ve 2018/5191E., 2021/388 K. sayılı kararı ile, ekonomik durumu iyi olan mirasbırakanın taşınmaz satmasını gerektirir makul ve inandırıcı bir neden ortaya konulamadığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı temliğinden sonra davalıdan diğer mirasçıların haklarını vermesini istediği, davacı tanığına ölümünden sonra bu konuda tanıklık etmesi için vasiyette bulunduğu, davalının yurt dışından gönderdiği paraların bu taşınmazla ilgisi olmadığı, mirasbırakanın davalıya yaptığı temliğin mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu, mirasbırakanın sağlığında diğer mirasçılara temlik edilen taşınmazların olmadığı, mirasbırakanın denkleştirme veya paylaştırma kastının varlığından bahsedilemeyeceği, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2021/444 E., 2021/685 K. sayılı kararı ile önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.07.2023 tarihli ve 2022/1-89 E., 2023/709 K. sayılı kararı ile, mirasbırakanın ekonomik durumunun yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın satış tarihinde tapuda gösterilen bedel ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmasını gerektirir makul ve haklı bir nedenin olduğu ortaya konulamadığı gibi davalı tarafça da tapudaki devir işlemi sırasında murise herhangi bir bedel ödenmediğinin kabul edildiği, mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılarını kapsar şekilde yapılan bir taksim işleminin olmadığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı temliğinden sonra davalıdan diğer mirasçıların haklarını vermesini istediği, ölümünden sonra bu konuda tanıklık etmesi için davacı tanığına vasiyette bulunduğu, davalı ile ve kardeşi ...'ın yaşları ve Almanya'da çalışarak geçirdikleri sürenin kısalığı ile tanık beyanları dikkate alındığında davalının yurt dışından gönderdiği paraların bu taşınmazla ilgisinin olmadığı, davalıya yaptığı temliğin mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu, her ne kadar taşınmazların dava dışı ... ve davalı tarafından yurt dışından gönderilen paralarla alındığı savunulmuş ise de, davalı tarafın savunmasında yer alan bu olgunun ispatlanamadığı, taşınmazın ... ve davalının katkıları ile alınması durumunda mirasbırakanın ...'ın mirasçılarına da pay vermesi gerektiği, mirasbırakanın edinme tarihi ile temlik tarihi arasında yirmi üç yıl olduğu gözetildiğinde mirasbırakanın yirmi üç yıl boyunca hakkın iadesini gerçekleştirmemesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği ve inandırıcı olmadığı, direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2023 tarihli ve 2023/1504 E., 2023/1587 K. sayılı kararı ile; bozma gerekçelerinde belirtilen sebeplerle temliğin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, cevap dilekçesindeki beyanlarının tekrarla, iddianın ispatlanmadığını, mal kaçırma amacı olmadığını, vasiyete ilişkin çelişkili tanık beyanının esas alınmayacağını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaazı hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı,
Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve
Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 37.010,98 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.