"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/313 E., 2024/344 K.
Mahkemenin bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; 86 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalı adına kayıtlı 7716 parsel içinde kaldığını, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını, iskan tapuları ile zilyetliğe göre dava konusu taşınmazın bir kısmının davacıya ait olduğunu ileri sürerek 7716 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu kısmın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.12.1999 tarih, 1999/435 Esas, 1999/703 Karar sayılı kararı ile; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 12.05.2000 tarih, 2000/2240 Esas, 2000/2523 Karar sayılı kararı ile; hak düşürücü sürenin geçmediği, aynı iddialar ile 7715 parsele yönelik açılan dava ile eldeki davanın birleştirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak 19.07.2000 tarihinde davanın (2000/356 Esas) Mahkemenin 2000/353 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, anılan dosyanın aşamada Mahkemenin 2005/479 Esas sayılı dosyasına kaydedildiği, 10.03.2022 tarihli duruşmada birleştirilen 2000/356 Esas sayılı dosyada davacılar ... ve ...’ın mirasçılarına yapılan davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadıkları anlaşıldığından HMK’nın 150. maddesi gereğince 3 aylık yasal süre içerisinde yenileninceye kadar dosyanın 10.03.2022 tarihinde 1. kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve süresinde birleştirilen davanın yenilenmediği gerekçesi ile birleştirilen dava anılan dosyadan tefrik edilerek Mahkemenin 2022/297 Esas sayılı dava dosyası esasına kaydedilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Mahkeme kararının süresi içerisinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin 2024/1882 Esas, 2024/2027 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararı kaldırılarak dosyanın Mahkemesine yeniden bir karar verilmek üzere gönderildiği anlaşılmakta olup Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; eldeki davanın 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesine göre HUMK hükümlerine tabi olduğu ve temyiz incelemesinin Yargıtay tarafından yapılması gerektiği gerekçesi ile 2022/297 Esas, 2022/243 Karar sayılı kararın temyiz incelemesi yapılmak üzere ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacılar Mahkemenin 2022/297 Esas, 2022/243 Karar sayılı kararına yönelik temyiz dilekçelerinde özetle; Mahkemece yapılan tebligatta ihtaratın eksik olduğunu, davayı takip etmemenin sonuçlarının hatırlatılmadığını, davacı ...’e ise yapılan tebligatların ise usulüne uygun olmadığını, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup temyize getirilen husus, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır.
Davacı ...’nın 15.01.2020 tarihinde öldüğü, geride eşi ..., çocukları ..., ..., ... ve ...’nın mirasçı olarak kaldığı, davacı ...’ın 30.03.2019 tarihinde öldüğü, geride çocukları ..., ..., ... ve ...’nin mirasçı olarak kaldığı, Mahkemece 25.01.2022 ve 10.03.2022 tarihli duruşma günü ve saatini bildirir davetiyelerin anılan mirasçılara gönderildiği ancak usulüne uygun şekilde yapılan tebligatlara rağmen mirasçıların duruşmalara katılmadıkları ve davayı takip etmedikleri, davalı vekilinin de müteakip duruşmada davayı takip etmeyeceklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkemenin 2022/297 Esas, 2022/243 Karar sayılı kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-3. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.