Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1093 E. 2025/2781 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi miras yoluyla gelen hakka dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların terekeye döndürme talebiyle yaptıkları ıslahın kısmi ıslah olarak değerlendirilmesi ve ıslah tarihinden sonra hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların başlangıçtaki taleplerini terekeye döndürme istemiyle ıslah etmelerinin kısmi ıslah niteliğinde olduğu, ıslah tarihi itibariyle de dava konusu bazı taşınmazlar yönünden hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek, aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/675 E., 2024/1041 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili; dava konusu taşınmazların davacıların ortak murisi ...'dan kaldığını, murisin kızı...'nin eşi olan ...'un kadastro çalışmaları sırasında 40 parça taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek taşınmazların intikali yapılmış ise davalılar adına veya intikali yapılmamış ise ... adına olan tapu kaydının iptal edilerek miras payları oranında davacılar adına kayıt ve tesciline, 3. kişilere devredilmiş ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL alacağın miras payları oranında yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Asıl davada davacı vekili 09.10.2015 tarihli, birleştirilen davada davacı vekili 02.02.2016 tarihli ıslah dilekçeleri ile taşınmazların muris ... terekesine iadesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların 1960 yılından beri davalılar murisi ...'un ölene kadar nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğunu, davacıların hiçbir zaman itiraz etmediğini, taşınmazların mülkiyetinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi adına tespit ve tescil edildiğini, tutanakların ilân edildiğini belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli kararı ile; (Bölge Adliye Mahkemesince; taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar verilmesi gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucunda) birleştirilen davanın açıldığı 04.08.2015 tarihine kadar tespiti 01.08.2005 tarihinde kesinleşen taşınmazlar yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, dava konusu 115 ada 76 parsel sayılı taşınmazın dava açıldığı tarihte dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğundan bu parsel yönünden pasif husumet bulunmadığı, dava konusu 106 ada 274 parselin Kadastro Mahkemesi kararıyla hükmen kök 106 ada 143 parselden ifrazen oluşarak davalılar murisi adına tescil edildiği ve hak düşürücü sürenin dolmadığı, asıl dava bakımından dava konusu taşınmazların kök muris ...'ten geldiği, taşınmazları ölümünden sonra kök murisin damadı olan davalılar murisi ...'un kullandığı, kök murisin mirasının bütün mirasçılarının katılımı ile taksim edilmediği, davacılar murisinin damadı ...'in taşınmazlarda davacıların miras hakkı olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığı, bu nedenle iyi niyetli kabul edilemeyeceği, taşınmazların kadastro tespiti sırasında kök muris ...'in bütün mirasçıları adına tescil edilmesi gerekirken davalılar murisi ... adına tescil edildiği, bu haliyle davacıların davasında haklı olduğu gerekçesiyle;

A. Asıl dava bakımından;

1. Davanın kabulü ile; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü 118 ada 13 parsel, 118 ada 6 parsel, 117 ada 18 parsel,109 ada 4 parsel, 111 ada 23 parsel, 106 ada 139 parsel, 106 ada 274 parsel,106 ada 89 parsel, 106 ada 96 parsel, 126 ada 31 parsel, 126 ada 33 parsel, 126 ada 35 parsel, 126 ada 48 parsel, 106 ada 12 parsel, 115 ada 101 parsel, 115 ada 80 parsel, 115 ada 84 parsel, 115 ada 99 parsel, 119 ada 3 parsel, 126 ada 9 parsel, 115 ada 30 parsel, 115 ada 63 parsel, 115 ada 66 parsel, 118 ada 23 parsel, 115 ada 68 parsel, 115 ada 74 parsel, 127 ada 29 parsel, 127 ada 32 parsel, 128 ada 91 parsel, 106 ada 196 parsel, 106 ada 240 parsel, 127 ada 49 parsel, 117 ada 3 parsel, 118 ada 24 parsel, 127 ada 2 parsel, 126 ada 87 parsel, 128 ada 94 parsel sayılı (1/3 hissesi) taşınmazların müteveffa davalı ... adına tapu kayıtlarının ayrı ayrı iptali ile muris ... terekesi adına tesciline,

2. 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfiyle gösterilen 883 metrekarelik kısmının ... adına tapu kaydının iptali ile muris ... terekesi adına tesciline, bakiye (A) harfli 800 metrekarelik kısma ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine ve bu kısmın müteveffa davalı ... üzerinde bırakılmasına,

3. 122 ada 29 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (B) harfiyle gösterilen 2.177,86 metrekarelik kısmın müteveffa davalı ... adına tapu kaydının iptali ile muris ... terekesi adına tesciline, bakiye (A) harfli 5.000 metrekarelik kısma ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine ve bu kısmın müteveffa davalı ... üzerinde bırakılmasına,

4. 115 ada 76 parsele yönelik açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine,

B. Birleştirilen dava bakımından;

1. Davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine,

2. 115 ada 76 parsele yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine,

3. 106 ada 274 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapu kaydının iptali ile muris ... terekesi adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli kararı ile; taşınmazların öncesinde ...'a ait olması nedeniyle mirasçılarına intikal etmesi gerektiği, ancak kadastro sırasında ...'in kızı...'nin eşi ... adına tespit ve tescil edildiği, mirasçılar arasında taksim yapılmadığı, davalılar murisi ... adına yapılan tespitin hatalı olduğu, Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA KARARI VE SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 21.05.2024 tarihli ve 2023/1598 Esas, 2024/3695 Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davalarda kabulüne karar verilen ve davalılarca temyize konu edilen taşınmazlar yönünden, davacıların başlangıçta kadastro öncesi nedene dayanarak miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteminde bulundukları, aşamada asıl davada 09.10.2015, birleştirilen davada 02.02.2016 tarihli ıslah dilekçeleri ile terekeye döndürme istekleri ile taleplerini artırdıkları, talep sonucunun veya dava sebebinin kısmen genişletilmesi yahut değiştirilmesinin tam ıslah olmayıp HMK'nın 181. maddesi kapsamında kısmen ıslah olduğu, ıslah suretiyle dava konusu edilmeyen dava dışı mirasçıların miras paylarının dava konusu edilemeyeceği, davacı yanına başka kişilerin dahil edilemeyeceği, kaldı ki ıslah tarihleri itibariyle 106 ada 274 parsel dışındaki taşınmazlar yönünden hak düşürücü sürenin de geçtiği göz önünde bulundurulduğunda, temyize konu taşınmazlar yönünden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmındaki gerekçeler ile bozma ilâmına konu edilen taşınmazlar yönünden yapılan incelemede;

A. Asıl dava bakımından;

1. 106 ada 12, 139, 274, 89, 196 ve 240 parsel, 109 ada 4 parsel, 111 ada 23 parsel, 115 ada 101, 80, 84, 74, 63, 68, 99, 30, 66 parsel, 117 ada 3 ve 18 parsel, 118 ada 6,13, 23 ve 24 parsel, 119 ada 3 parsel, 122 ada 1 ve 29 parsel, 126 ada 9, 31, 33, 35, 48 ve 87 parsel, 127 ada 2, 29, 32,49 parsel, 128 ada 91 ve 94 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine,

2. Diğer taşınmazlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin önceki kararı bozmaya konu edilmediğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,

B. Birleştirilen dava bakımından;

1. 106 ada 274 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine,

2. Diğer taşınamazlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin önceki kararı bozmaya konu edilmediğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile tereke temsilcisi vekili benzer mahiyetteki temyiz dilekçelerinde; yapılan ıslahın kısmi ıslah değil, geçerli şekilde yapılan tam ıslah olduğunu, ıslah geçersiz sayılacaksa davacıların payları oranında davanın görülmesi gerektiğini, ayrıca hak düşürücü sürelerin de dava tarihiyle kesildiğini, ıslah tarihlerinin hak düşürücü süre hesabında dikkate alınamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemişlerdir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen dava, kadastro öncesi miras yoluyla gelen hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve sunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozma ilâmına uygun şekilde karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile tereke temsilcisi vekilinin ayrı ayrı temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile tereke temsilcisi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

2. Temyiz harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

3. Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.