Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1101 E. 2025/1204 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Tapulama çalışması sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaza yönelik itirazın kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1557 E., 2024/1871 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/461 E., 2024/245 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Gaziantep ili, Şehitkamil ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 7790 ada 475 parsel sayılı taşınmazda davacının malik sıfatıyla zilyet olduğunu, taşınmazı ihya edip bağ haline getirdiğini ileri sürerek 7790 ada 475 parselin 3.660,46 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının 1980 yılından itibaren dava konusu taşınmazın malik sıfatı ile zilyedi olduğunu, taşınmazı ihya edip üzüm bağı haline getirdiğini, keşif yapılması halinde taşınmazının vasfının mera olmadığının anlaşılacağını, tanıkların dinlenmediğini, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı ve zaman içinde meraya doğru genişleyip genişlemediği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmadığını, dava konusu taşınmaz yönünden hak düşürücü sürenin uygulanmasına imkan bulunmadığını, hak düşürücü süreden bağımsız olarak TMK'nın 713. maddesi uyarınca 10 yıllık süreyi tamamlanmış olması nedeniyle de davanın reddinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dava konusu eski 2612 parsel sayılı taşınmazın 1975 yılında yapılan tapulama çalışmasında miktar fazlası olarak tarla vasfı ile Hazine adına tespit edildiği, tespite Mehmet Atar’ın itirazı üzerine Gaziantep Tapulama Mahkemesinin 22.04.1985 tarih ve 1977/254 Esas, 1985/30 Karar sayılı kararı ile taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığı ve kararın 04.11.1985 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 20.12.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.