Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1396 E. 2025/1626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Okul yapılması şartıyla bağışlanan taşınmaza, bağış tarihinden itibaren uzun süre geçmesine rağmen okul yapılmaması nedeniyle mirasçıların açtığı tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü süre ve bağıştan rücu şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bağışlanan taşınmaza okul yapılmaması için makul bir sürenin aşıldığı, davalı vakfın ileri sürdüğü gerekçelerin bu uzun süreyi haklı kılmadığı ve mirasçıların davasının hak düşürücü süre içinde açıldığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/653 E., 2025/11 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; murisleri ...’ın maliki olduğu 893 ada 1 parsel sayılı taşınmazını okul yapılması şartıyla davalı Vakfa temlik ettiğini, devrin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen okul yapılmadığını, bağışı murisin ölümünden sonra öğrendiklerini, koşul yerine getirilmediği için bağıştan döndüklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Vakıf vekili; geri alma hakkının mirasçılara geçmediğini, husumete itiraz ettiklerini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların murislerinin taşınmazı bağışlarken okulu yapmayı da taahhüt ettiğini, murisin taşınmazı bağışlamadan evvel imar ile ilgili yazışmalar yaptığını, bağışlanan taşınmaz okul yapımı için küçük olduğundan komşu 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazı aldıklarını ve taşınmazları birleştirdiklerini, dava konusu taşınmaz bağışlandığında üzerinde TEDAŞ’a ait irtifak hakkı bulunduğunu, bu şekli ile okul yapılmasının mümkün olmadığını, tüm kurumlardan olur alındığını, TEDAŞ’ın irtifak hakkını kaldırmanın çok uzun sürdüğünü, Belediyenin yaptığı imar değişikliği ile taşınmazın bulunduğu mahallin eğitim tesisi olarak değiştirildiğini, imar değişikliği sonrası ruhsatlandırma çalışmalarının yapılmaya başlanıldığını, 2014 yılı sonunda yapı ruhsatı alındığını, proje çizimi hariç 56.424,00 TL’nin yapı denetim ödemeleri için harcandığını, ruhsat sonrası bina yapımı için muris ile görüştüklerini, imkanı olmadığını, imkanı olduğu zaman destek olacağını beyan ettiğini, 15 Temmuz sonrasında da özel okullara ilginin azaldığını, taşınmazdaki trafonun büyük bir bedel ödenerek kamu alanına taşındığını, 2019'da ruhsat yenilemesi yapıldığını, okul ve yurt için 21.04.2021 tarihinde ruhsat alındığını, ruhsat için de 118.785,83 TL ödeme yapıldığını, Mart 2020’den sonra da covid-19 salgını nedeniyle mecburen ertelemeler olduğunu, kendileri tarafından yapılan işlemler yapılmasaydı 5.000 m2 eğitim alanı şartı getirildiği için okul yapılamayacağını, davacıların temlikten haberdar olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; okul inşası için 6.621,20 TL karşılığında komşu parselin 03.09.2010 tarihinde davalı Vakıf tarafından devralınarak 22.11.2010 tarihinde dava konusu taşınmaz ile tevhit edildiği, taşınmaz üzerinde dava dışı TEİAŞ'a ait 596,31 m2'lik irtifak hakkının inşaat yapımına mani olması nedeniyle bu engelin kalkması için davalı Vakıfça 09.07.2013 tarihinde TEİAŞ'a başvuru yapıldığı ve yazışmalar yapıldığı, yapı ruhsat tarihlerinin 20.10.2014 ,12.11.2019 ve 21.04.2021 tarihleri olduğu ve yapı ruhsat harcı için davalı Vakıf tarafından 26.09.2014 tarihinde Belediyeye 37.000,00 TL ödeme yapıldığı, 31.10.2014 tarihli faturada yapı denetim hizmet bedeli adı altında davalı tarafından 6.474,48 TL ödeme yapıldığı, 04.07.2020 yılında ... Elektrik Asansör Müh. İnş. Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş e-faturanın konusunun "160 kva trafo deplase işi malzeme, proje ve işçilik bedeli" ve bedelin 25.960,00 TL olduğu ve davalının iş sahibi olduğu, 09.09.2020 tarihinde Belediyeye farklı kalemlerde toplam 118.785,83 TL ödeme yapıldığı, yapı denetim hizmet bedeli olarak Bilecik Muhasebe Müdürlüğüne 11.09.2020 tarihinde davalı Vakıf tarafından 25.565,00 TL ödeme yapıldığı, dinlenen tanık anlatımları ile de sabit olduğu üzere davalı Vakıf tarafından ve gönüllüler tarafından inşaatın başlayabilmesi için gerekli hazırlıkların yapıldığı, daha bu aşamada yüklü miktarlarda ödemelerin yapıldığı, işin başlamamasının Türkiye'nin içinden geçtiği olumsuz sosyal, ekonomik ve siyasi sebeplerden ve idari işlerin düzenlenmesinin zaman almasından kaynaklandığı, dava konusu parsel üzerine okul yapılmasını engelleyici herhangi bir hukuki engelin de bulunmadığı, davalı Vakfın yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğinden bahsetmenin mümkün olmadığı gibi tam olarak yükümlülüğün yerine getirilememesinde kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceğinden belirli bir varlığa sahip olan ve bu varlığı sayesinde faydalı hizmette bulunmak isteyen murisin iradesinin de ayakta tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, murisin 13.03.2021 tarihinde öldüğü, eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, muris tarafından dava konusu taşınmazın davalı Vakfa okul yapılması şartı ile bağışlandığı, her ne kadar dava tarihine kadar taşınmaza okul yapılmamış ise de murise ait taşınmazın davalıya ait taşınmaz ile 22.11.2010 tarihinde tevhit edildiği, taşınmazda ilk yapı ruhsatının 20.10.2014 ve 12.10.2019 tarihlerinde alındığı, sonraki yapı ruhsatının da 21.04.2021 tarihinde alındığı, dava konusu taşınmazın imar planında "Özel Eğitim Tesisleri" alanında kaldığı, mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan inşaat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmazın üzerine özel okul yapılmasının imar ve MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği açısından uygun olduğunun belirtildiği, toplanılan deliller, dinlenilen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı, Mahkemece ihtiyati tedbire ve teminata itirazın reddine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 11.06.2024 tarihli ve 2023/3638 Esas, 2024/4370 Karar sayılı Kararıyla; murisin 13.03.2021 tarihinde öldüğü, eldeki davanın 25.08.2021 tarihinde açıldığı, davalı tarafın aksini de ispatlayamadığı gözetilerek Borçlar Kanunu'nun 246. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı yönündeki İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kabulünün doğru olduğu; somut olayda, temlikin 2010 yılında yapıldığı, dava tarihi itibarıyla geçen 11 yıllık süre zarfında şartın yerine getirilmediği, Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenen İlk Derece Mahkemesindeki gerekçelerin 11 yıllık süreyi açıklayacak nitelikte olmadığı, bağışın yerine getirilmesi için makul sürenin aşıldığı, hal böyle olunca, 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muris ... tarafından temlik edilen 893 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile tevhit edildiği gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, okul yapımı ile ilgili faaliyetlerin bağışlayanın bilgisi ve onayı ile yürütüldüğünü, kabul anlamına gelmemekle birlikte rücu koşulları gerçekleşse idi bunun davacıların murisi tarafından dava ve ihtar yoluyla ileri sürülmesi gerektiğini, davacıların bağışlamadan haberdar olmadıklarından bahisle rücu talep etmelerinin mümkün olmadığını, murisin iradesine uygun şekilde taşınmazda işlem yapılabilmesi için davalı tarafından büyük çaba sarf edilip ciddi harcamalar yapıldığını, yaşanan olağanüstü koşullar nedeniyle sürecin davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle uzadığını, davalıdan genel işleyişe aykırı hızda faaliyet yürütmesini beklemenin hakkaniyete aykırı olacağını, murisin iradesi doğrultusunda sürdürülen okul yapım faaliyetlerine kişisel menfaat gözetilerek engel olunmaya çalışılmasının murisin son arzularına saygı ilkesini zedelediğini, hukuki dayanaktan yoksun karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların murisi ...'in maliki olduğu 893 ada 1 parsel sayılı 2.644,92 m2 yüz ölçümlü taşınmazı okul yapımı için davalı Vakfa bağışladığı, davalı Vakfın 03.09.2010 tarihinde 165,53 m2 yüz ölçümlü 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazı temlik aldığı, 22.11.2010 tarihinde 893 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tevhit edildiği ve 309 ada 216 parselin oluştuğu, muris ...'in 13.03.2021 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak eşi Zehra ile çocukları Yunus Kafkas ve Azize'nin kaldığı anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 106.482,84 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.