Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1440 E. 2025/1643 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf yoluyla meydana gelen ve korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bir caminin bulunduğu taşınmazın mülkiyetinin Hazine'den mazbut vakfa devrine ilişkin tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bir kısmının vakıf yoluyla meydana geldiği, diğer kısmının ise yoldan ihdas edildiği, bu nedenle taşınmazın tamamının değil sadece vakıf yoluyla meydana gelen kısmının Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1532 E., 2023/1823 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/352 E., 2022/236 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı İdare vekili; dava konusu 4264 parsel sayılı avlulu kargir cami nitelikli taşınmazın İstanbul 5 numaralı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 03.09.2008 gün ve 1407 sayılı kararı gereği korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesine yönelik kararının tapu kütüğüne 26.09.2008 tarih ve 10790 yevmiye ile işlendiğini, Evahir-i Muharrem 1009 tarihli ... Vakfiyesi çevirisinin 13. sayfasında bu camiye ait kayıt ve şerhlerin bulunduğunu, çevirilerini sundukları cami kitabesinde de bilgilerin bulunduğunu, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesindeki ve Vakıflar Yönetmeliği'nin 178. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile ... Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; taşınmazın 987,30 m2 kısmını 2005/3 Genelge kapsamında Hazineye bedelsiz devredildiğini, kalan 956,63 m2 kısmı için 1.913.260 TL bedel tespit edilerek vergi borcuna karşılık satın alındığını, bu nedenle davanın Tuzla Belediyesine ihbarı gerektiğini, Vakfın muteber olup olmadığının ve Vakfın türünün belirlenmesi ve vakfiyesinin incelenmesi gerektiğini, avarız ve gayri sahih vakıf taşınmazlarının vakıflarına intikal etmeyeceğini, halen yürürlükte bulunan 290 sayılı Senedatı Şeriye Talimatnamesi kapsamında incelenme yapılacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarih 2017/324 E., 2018/533 K. sayılı davanın kabulüne ilişkin kararının davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, dava değerinin belirlenmesi ve harç ikmali yapılması için karar kaldırılmış, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi ile Vakıflar Yönetmeliği'nin 178. maddesine göre dava konusu taşınmazın mazbut ... Vakfı adına tescil edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 4264 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek ... Vakfı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın mazbut vakıf olan ... Vakfına ait olduğu, vakıf mülkü olup vakıf yoluyla meydana getirildiği ve taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olduğu, başka şekilde tasarruf edilmesine yasal imkân olmadığı ve mülkiyetin vakfa ait olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, eksik araştırma ile karar verildiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bilindiği üzere; 13.09.1957 tarihinde yürürlüğe giren Aslında Vakıf olan tarihi ve Mimari Kıymetli Haiz Eski Eserlerin Vakıflar Umum Müdürlüğüne Devrine Dair 7044 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde aynen " Aslında vakıf yoluyla vücuda gelip de muhtelif kanunlar veya sair suretlerle Hazine, belediyeler veya hususi idarelerin mülkiyetine geçmiş bulunan muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlerin mülkiyeti tekrar Vakıflar Umum Müdürlüğüne devrolunmuştur" hükmü öngörülmüş iken 27.02.2008 tarihinde yayımı ile yürürlüğe giren 5737 sayılı Yasa'nın 80. maddesi hükmü gereğince 7044 sayılı Kanun iptal edilmiş olup 5737 sayılı Kanun'un 30. maddesi hükmü ile bazı farklılıklar dışında "Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, Belediye, Özel İdarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur." hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 7044 sayılı Kanun'da vakıf yoluyla vücuda gelen muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlere değinilmişken 5737 sayılı Kanun'un 30. maddesinde sadece "Vakıf yoluyla meydana gelen vakıf kültür varlıklarının" vakfına devrolunacağı vurgulanmıştır.

Hemen belirtilmelidir ki, yasal düzenlemelerde diğer unsurların yanında taşınmazın vakfına dönmesi için sebep yönünden herhangi bir ayrım yapılmamış, " her ne sebeple olursa olsun..." demek suretiyle sair unsurların varlığı ve gerçekleşmesi halinde taşınmazın mazbut vakfına devrolunacağı hüküm altına alınmıştır.

Dosya içeriğinden; 3489 parsel sayılı 1060 m2 miktarlı avlulu kargir cami nitelikli taşınmazın 07.03.1961 tarihli tapulama işlemi ile ... Köyü Manevi Şahsiyeti adına tescil edildiği, 01.06.1981 tarihinde tashih ile İstanbul Belediyesi adına, 18.05.1987 tarihinde tashih ile Kartal Belediyesi adına, 24.11.1989 tarihinde tashih ile Pendik Belediyesi adına ve 01.02.1994 tarihinde tashih ile Tuzla Belediyesi adına tescil edildiği, 05.09.2006 tarihli Belediye Encümen kararı ile 3489 parselin 72,70 m2 kısmının yola terkinine, kalan 987,30 m2 kısmın ise yoldan ihdas (4262 ve 4263 parsel) edilen 956,63 m2 kısma birleştirilerek dava konusu 4264 parsel sayılı 1943,93 m2 miktarlı avlulu kargir cami nitelikli taşınmazın oluştuğu, tamamı Tuzla Belediyesi adına kayıtlı iken 3489 parsel sayılı taşınmazdan gelen 987,30 m2 kısmın TKGM 2005/3 Genelgesi kapsamında Hazineye bedelsiz devri ve geriye kalan 956,63 m2 kısmın vergi borcuna mahsuben 1.913.260 TL bedelle Hazineye devri nedeniyle 10.03.2017 tarihinde tescil edildiği, taşınmazda 26.09.2008 tarihli korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı şerhi bulunduğu, İstanbul 5 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yazısı ekinde 03.09.2008 tarih 1407 sayılı kararı ile 3489 parselde kayıtlı “... Cami ve Çeşmesinin” 1. grup eser olarak tescil edildiği, alınan bilirkişi raporunda vakfın sahih bir vakıf olduğunun, vakfiye içeriğinden Üsküdar’a bağlı ... karyesindeki/köyündeki bu caminin vakıf yoluyla vücuda geldiğinin sabit olduğunun, taşınmazın mazbut ... Vakfı adına tescili gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.

Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmaz üzerinde koruma kurulu kararlarıyla 1. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olan “... Cami ve Çeşmesinin” bulunduğu, taşınmazın tevhit öncesi 3489 parsel olarak gösterilen bölümünün 5737 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca vakıf yoluyla meydana geldiği ve bölümün anılan yasal düzenleme uyarınca vakfına dönmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Ancak yoldan ihdasen oluşan 4262(D) ve 4263(E) parsel olarak gösterilen kısmın ise kapsam dışında olduğu dosya kapsamından sabittir.

Öte yandan, davalı Hazine vekili tarafından istinaf konusu edilmeyen yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hususun temyiz konusu yapılamayacağı da açıktır.

Hâl böyle olunca, taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının belediye encümen kararına dayalı olarak belirlenmesi, ifrazı mümkün ise iptal ve tescile, ifrazın mümkün olmaması halinde paydaş kılınması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.